Güncelleme Tarihi:
Osmanlı'nın Sırpları bozguna uğrattığı Kosova Meydan Muharebesi'nin 610'uncu yıldönümünde Türk askeri Kosova'da olacak. Mehmetçik, Türk azınlığın yaşadığı Prizren'e konuşlanacak. Bugün bu bölgede Sırp tehlikesi kalmadı. Mehmetçik'i bekleyen en büyük tehlike mayın ve bubi tuzakları.
Mehmetçik, Kosova'da Türk azınlığın yaşadığı Prizren'e gidiyor. Hem de Osmanlıların Sırpları bozguna uğrattığı Kosova Meydan Muharebesi'nin 610'uncu yıldönümünde (20 Haziran, bazı kaynaklara göre ise 28 Haziran) Türk Kosova Barış Gücü, Kosova'da olacak. Bugüne kadar Sırplar, her yıl, savaş yenilgisinden sonra ‘Padişaha bir sırrım var’ deyip hükümdarın çadırına girmeyi başaran Miloş Obiliç'in çizmesinden çıkardığı kamayla Sultan Murad'ı öldürmesini kutluyorlardı. Bu yıl, Kosova Meydan Muharebesi zaferini kutlamak Kosova'daki Türklere kısmet olacak.
Kosova'nın başkent Priştine'den sonraki ikinci büyük kenti Prizren, Morina-Arnavutluk sınır kapısına 15 km mesafede. NATO, çıkartma yaparken en çok burada zorlandı. Bugün, bu bölgede Sırp tehlikesi kalmadı. Arnavutluk'taki Kosovalı mülteciler korkmadan evlerine dönebiliyorlar. Mehmetçik'i bekleyen en büyük tehlike yollara ve evlere yerleştirilen mayınlar ve bubi tuzakları.
Prizren şehir merkezinde Sırp vahşetine ters düşen bir tablo var. Kent çok büyük tahribat görmemiş. Bunun sırrını Türklerle konuştuktan sonra çözebildim. Sırp yüksek makamlarına göre Prizren halkı, Sırbistan'a ters düşmemiş ve sadakatinin karşılığı olarak özel muamele görmüş. Arkan başta olmak üzere Sırp milis gruplarının buraya girmesine izin verilmemiş.
NATO harekatı başladığı gün, Sırplar şehir merkezinde bir lokanta ve ambulans servisinin bulunduğu tesisi bombalamışlar. Diğer yerler savaşı hafif atlatmışlar. Korkudan Sırplara hizmet veren bazı işyerleri tüm savaş boyunca açık kalmış.
‘Ben halis Türküm’ diyen Efna Kayserili, kentin tam göbeğindeki Bayraklı Cami ve Türk hamamının yanıbaşındaki dükkanında tüm savaş boyu açık tuttuğunu saklamıyor: ‘Kahvem savaşta hiç kapanmadı. Her gün saat 12’ye kadar dükkanı açıyordum. Ben de dükkanda kalıyordum. Sırplar, gelip kahvelerini alıp gidiyorlardı. Biz Türklerin, onlara hiçbir zararı olmadı. İşlerine karışmadığımız için bize zarar vermediler. Bizi kendilerine sadık görüyorlardı. Çaremiz yoktu. Onlardan korkuyorduk. Benim dükkan gibi 4 kahveci daha açıktı. Sahiplerinin ikisi Türk, ikisi Arnavut'tu.'
40 yaşındaki bekar kahveci Türk, Prizren'de doğmuş. Şehirdeki Türk ilkokulunu (8 yıl), Türk lisesini (dört yıl) bitirdikten sonra Hukuk Fakültesi'ne gitmiş ama üniversiteyi bitirememiş. Türkiye'de Yerköy'de doğan dedesinin Kayseri'de okuduktan sonra hukukçu olarak Prizren'e tayin edildiğini anlatan Kosovalı Türk, soyadının buradan geldiğini vurguluyordu.
Sırpların ‘Bizim sizle bir sorunumuz yok’ diyerek Türklerin göç etmesini istemediklerini anlatan Efna Kayserili, savaş sırasında hiç mi Sırpların zalimliğine tanık olmamıştı. ‘Asıl cinayetler kent dışında işlendi’ diyor Kayserili, ‘Prizren’de iki polis öldü. Gelişigüzel 20 kişiyi öldürerek karşılık verdiler. Yerli polisin bizle arası iyiydi. Arkan, Şeşel gibi aşırı milisler bizim kente gelmediler. Gelselerdi halimiz felaketti. Yerli polis de barış anlaşması imzalandıktan sonra gerçek yüzünü gösterdi. Tüm zenginleri soymaya başladılar' diye konuşuyor.