Krizin sorumlusu "madencilik ve sınırsız tüketim"
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2009 16:07
Avrupa Birliği kurumlarının başkanları, Hristiyan, Müslüman ve Yahudi temsilcileriyle "küresel ekonomik ve mali kriz ile Avrupa'da ve dünyada ekonominin yönetimine ahlaki katkı"yı tartıştı.
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, 5'inci kez bir araya geldikleri semavi dinlerin temsilcileriyle "küresel krize büyük ölçüde maddecilik ve sınırsız tüketimin neden olduğu" konusunda görüş birliği sağladıklarını bildirdi.
Barroso, küresel kriz ve beraberinde artan işsizlik nedeniyle "yabancı düşmanlığı, İslamofobi ve anti-Semitizm'e yönelinmemesi" uyarısında bulundu.
Toplantıda ahlaki değerlerin yeniden güçlendirilmesi ihtiyacının öne çıktığını aktaran Barroso, dini liderlerin üzerinde durduğu "insan onuru, sosyal adalet, sosyo-ekonomik uyum ve toplumsam dayanışma" gibi değerlerin aynı zamanda Avrupa'nın köklü değerleri arasında bulunduğuna dikkati çekti.
Barroso, "Kriz sadece mali boyutlu değil, değerlerde de kriz yaşanıyor" tespitinde bulundu.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering ise bazı Yahudi örgütlerin, "radikal İslamcı gruplarla bağlantılı Müslüman temsilcilerin de davet edildiği" iddiasıyla toplantıyı boykot etmelerini eleştirerek, diyaloğun teşvik edilmesini istedi.
Toplantıyı boykot eden Avrupalı Hahamlar Konferansı'ndan yapılan açıklamada, AB'nin "Anti Semitizm'i onaylayan ve Müslüman Kardeşler'le açık bağlantısı bulunan Avrupa İslami Örgütler Federasyonu gibi kuruluşları davet etmesinin uygun olmadığı" ileri sürülmüştü.
Yahudiler adına sadece Avrupa Hahamlık Merkezi'nden Levi Matusof'un katıldığı toplantıda Müslümanlar, Avrupa İmamlar Birliği'nden Wanis Mabrook, İtalya İslam Toplumu Başkan Yardımcısı Yahya Pallavicini, Avrupa İslami Örgütler Federasyonu Başkanı Şekip Benmakhouf ve Avrupa Müslüman Ağı Başkanı Tarık Ramazan tarafından temsil edildi. Toplantıda Katolik, Protestan, Anglikan ve Ortodoks Kilisesi temsilcileri de hazır bulundu.
İrlanda'nın onayını bekleyen AB'nin yeni anayasası Lizbon Anlaşması, AB kurumlarının dini temsilcilerle diyaloğunu resmi çerçeve kazandırarak düzenli hale getiriyor.
Barroso, küresel kriz ve beraberinde artan işsizlik nedeniyle "yabancı düşmanlığı, İslamofobi ve anti-Semitizm'e yönelinmemesi" uyarısında bulundu.
Toplantıda ahlaki değerlerin yeniden güçlendirilmesi ihtiyacının öne çıktığını aktaran Barroso, dini liderlerin üzerinde durduğu "insan onuru, sosyal adalet, sosyo-ekonomik uyum ve toplumsam dayanışma" gibi değerlerin aynı zamanda Avrupa'nın köklü değerleri arasında bulunduğuna dikkati çekti.
Barroso, "Kriz sadece mali boyutlu değil, değerlerde de kriz yaşanıyor" tespitinde bulundu.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering ise bazı Yahudi örgütlerin, "radikal İslamcı gruplarla bağlantılı Müslüman temsilcilerin de davet edildiği" iddiasıyla toplantıyı boykot etmelerini eleştirerek, diyaloğun teşvik edilmesini istedi.
Toplantıyı boykot eden Avrupalı Hahamlar Konferansı'ndan yapılan açıklamada, AB'nin "Anti Semitizm'i onaylayan ve Müslüman Kardeşler'le açık bağlantısı bulunan Avrupa İslami Örgütler Federasyonu gibi kuruluşları davet etmesinin uygun olmadığı" ileri sürülmüştü.
Yahudiler adına sadece Avrupa Hahamlık Merkezi'nden Levi Matusof'un katıldığı toplantıda Müslümanlar, Avrupa İmamlar Birliği'nden Wanis Mabrook, İtalya İslam Toplumu Başkan Yardımcısı Yahya Pallavicini, Avrupa İslami Örgütler Federasyonu Başkanı Şekip Benmakhouf ve Avrupa Müslüman Ağı Başkanı Tarık Ramazan tarafından temsil edildi. Toplantıda Katolik, Protestan, Anglikan ve Ortodoks Kilisesi temsilcileri de hazır bulundu.
İrlanda'nın onayını bekleyen AB'nin yeni anayasası Lizbon Anlaşması, AB kurumlarının dini temsilcilerle diyaloğunu resmi çerçeve kazandırarak düzenli hale getiriyor.