Güncelleme Tarihi:
DANİMARKA VE FİNLANDİYA ARASINDA BİR EKONOMİK GÜÇ
Katalonya'nın bir devlet olması durumunda Danimarka ile Finlandiya arasında bir ekonomik büyüklüğe sahip olacağı belirtiliyor. 'Katalonyasız' bir İspanya'nın AB ekonomisi içinde Almanya, Fransa ve İtalya'nın ardından en büyük 4'üncü ekonomi konumunu koruyacağı ancak oldukça zayıf bir duruma düşeceği belirtiliyor. Bağımsızlık, Avrupa'nın en büyük limanına sahip ve dünyanın en büyük 4'üncü cruese gemi bölgesi olan Barcelona'nın gibi bir kente sahip Barcelona'nın İspanya'nın kontrolünden çıkması anlamına gelecek.
Bugün düzenlenen referandumda katılımcılara şu soru sorulacak:
Katalonya'nın cumhuriyet şeklinde bağımsız bir devlet olmasını istiyor musunuz?
Katalanlar, sandıkların ağırlıklı olarak kurulacağı okul binalarında geceyi geçirirken, kararlı ayrılıkçılar Telegram isimli uygulama üzerinden organize olarak barışçıl işgal eylemlerine devam ediyorlar. İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, bir açıklamasında, "Bizi, gitmek istemediğimiz bir yola sürüklüyorsunuz" tehdidini savurmuştu. Ülkede, Katalonya'nın İspanya'dan ayrılmasına yönelik en güçlü girişim olarak adlandırılan referandumu 'darbe' olarak adlandıran İspanyol siyasetçiler bulunuyor.
Referanduma ilişkin rakamlar
İspanya nüfusunun yüzde 16'sı Katalonya'da yaşıyor
İspanya'nın toplam ihracatının yüzde 25.6'sı bu bölgeden yapılıyor
İspanya'nın gayri safi millî hasılasının yüzde 19'una sahip
Yabancı yatırımlarınların yüzde 20.6'sı Katalonya'ya yapılıyor
Katalonya'nın toprak genişliği İspanya'nın yüzde 6'sı
Katalan lider Carles Puigdemont da Cuma günü Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, referandumun engellemelere rağmen yapılacağını söyledi. İspanya Anayasa Mahkemesi, referandumu yasadışı ilan etmişti.
"KATALONYA'NIN HEMEN BAĞIMSIZLIK İLAN ETMESİ GERÇEKÇİ DEĞİL"
hurriyet.com.tr'ye konuşan İstanbul'da yaşayan Katalan gazeteci Núria Vilà, Katalon hükümetinin referandum sonuçlarının ardından derhal bağımsızlık ilan edeceği düşüncesinin 'gerçekçi' olmadığını savunuyor. Vila, "Uluslararası aktörler tarafından tanınmak ve bağımsızlığın uygun ve bilinçli bir şekilde gerçekleştirilmesi daha önemli. Birçok Katalan daha fazla sosyal eşitlik, daha iyi bir eğitim ve sağlık sistemi konusunda yeni bir proje başlatabilmek için bağımsızlıktan yana. Onlar için bu konu, bir an önce bağımsızlık ilan etmek anlamına gelmiyor ancak İspanya ve Katalonya'da gördüğümüz yolsuzluklardan bağımsız bir sistem kurmak anlamına geliyor" dedi.
"BAĞIMSIZLIĞI DESTEKLEMEYENLER KARŞI TARAFA GEÇTİ"
Vila, Katalon hükümetinin İspanya'ya gönderdiği ödemelerin, bölgeye ayrılan kaynakların çok altında kaldığı yönündeki tezlere ilişkin, "Katalonya'nın İspanya'dan aldığı paradan çok daha fazlasının merkezî yönetime gönderdiği fikri Katalonya'da oldukça yaygın. Temelde bu sebepten bağımsızlık istenmesini, paranın yeniden dağıtımı için sonuçları daha hafif olacak yollar bulunma ihtimali bulunması nedeniyle 'en iyi fikir' olarak düşünmüyorum."
"Katalan halkı içinde bağımsızlığı desteklemeyen insanlar, İspanyol hükümeti içinde kendi haklarını konusunda pozitif değişiklikler yapacak bir muhatap bulamamaları nedeniyle bağımsızlık fikrine daha fazla yaklaştı" ifadelerini kullandı.
FRANCO TRAVMASI
1939-1975 yılları arası arasında İspanyol diktatör Franco'nun Katalon dili ve kültürü üzerinde kurduğu baskı ve ağır yasaklar, yıllardır İspanya merkezi yönetimi ile Katalon halkı arasındaki güvensizliğin tarihî arka planını oluşturan bir konu oldu.
26 yıl süren Franco döneminde Katalonya'nın özerkliği kaldırıldı; Katalan dilinin kullanımı kısıtlandı . Franco'nun ölümünden sonra baskıcı dönemin ardından yükselişe geçen Katalan milliyetçiliği ve kısa süre içinde oluşan taleplerin ardından Katalon bölgesi 1978 yılında tekrar özerklik statüsüne kavuştu.