Güncelleme Tarihi:
KONFERANSTAN FOTOĞRAFLAR...
Konferans sırasında ağırlıklı olarak Türkiye’nin sivil Kürtlere karşı operasyon yaptığı iddia edildi. 13 yıldır Ortadoğu’da görevli İngiliz gazeteci Michael Howard Türkiye’ye yönelik eleştiriler yöneltti. Konferansta
Konferansta ilk karşı görüşü İngiltere’de King’s College’de eğitim gören Damla Aras dile getirdi. Aras sorduğu sorular ile PKK’nın terör eylemlerine sıcak bakan 200’e yakın kişiyi rahatsız etti. Ardından Türkiye Büyükelçiliği'nde görevli diplomatların itirazları geldi.
İŞTE DAMLA ARAS'IN ÇIKIŞININ GÖRÜNTÜLERİ...
Faruk Zabcı YAZIYOR |
KATILIMCILARIN İDDİALARI
Konferansta Sir Jeremy Greenstock Türk Silahlı Kuvvetlerinin üst düzey yetkililerini suçlayıcı konuşmalar yaptı. İngiliz petrol şirketin BP’nin de Irak’ın kuzeyi ile ilgili planlarının bulunmadığını iddia etti.
İngiliz gazeteci Michael Howard konuşmasında Kuzey Irak’taki petrolü Türk firmalarının işlediğini bunun alternatifinin ise Kuzey Irak’taki yerel yönetiminin olabileceğini iddia etti. Howard bölgedeki güvenlik ve refahın karşısındaki engelin TSK olduğunu ileri sürdü.
TÜRK DİPLOMATLARIN MÜDAHALESİ
İŞTE TÜRK DİPLOMATLARIN SAVUNMASI VE SICAK TARTIŞMALAR....
Konferansta konuşmacıların konu üzerinde yorumlar ürütmeye başladığı bir noktada Türk diplomatlar müdahale etti. Türk diplomatlar PKK’nın terör örgütü olduğunu vurgulayarak Türkiye’nin 30 bin insanını bu terör yüzünden kaybettiğini hatırlattı.
İşte diplomatlarımızın itirazı:
Türk Büyükelçiliği’nin birinci katibi Gürcan Balık: Türkiye’nin Kürtlere yönelik politikalarının anlatımını şaşkınlıkla dinliyorum. Kürtlere yönelik uluslararası yaklaşımlarda kimse otorite değildir. Fakat son PKK saldırılarında Türkiye sadece uluslararası hakkini ifa etmiştir. Bunun Irak’lı Kürtler’le hiç bir ilgisi olmamıştır, operasyon tam manasıyla PKK’ya karşı yürütülmüş ve bununla sınırlandırılmıştır. PKK Kürtleri temsil etmemektedir, o bir terörist örgüttür.
Türkiye-Amerika ilişkileri Irak meselesi ile başlamamıştır ve bununla bitmeyecektir.
PKK bütün dünyada terörist bir kuruluştur. Türkiye dolayısıyla 30,000 insanini kaybetmiştir.
Michael Howard: Türk ordusu tarafından bombalanan bu köylerde bizzat bulundum, ve PKK’nın bir izine rastlamak mümkün değildi.
Türkiye Büyükelçiği Müsteşarı Sadık Arslan: Bizim burada bulunmamız buradaki görüşlere sessiz kalıp taahhüt ettiğimiz anlamına gelmez, tam aksine bu fikirleri onaylamıyoruz.
Bu konferans tek taraflıdır, sonuçları kısmi bir temsilciliktir.
-Türkler ve Kürtler yüz yıllardır huzur ve barış içinde yasamıştır. Kuzey Irak halkını akrabalarımız olarak görürüz.
CHATHAM HOUSE’A YAKIŞMAZ
Türkler ve Kürtler yıllarca birlikte yaşamışlardır dedikten sonra yuhalanan Müsteşar Sadık Arslan’ın konferansta yaptığı son müdahale “İngilizlere Amerikalılara teşekkür ettiniz. Çekiç Güc’ün Türkiye’deki üslerden yaptıklarından bahsetmediniz. PKK faaliyetlerinin demokratik reformlarının hızlandığı bir döneme rastlamasını nasıl açıklıyorsunuz? Burada çok sayıda kişi terörü ve terör örgütünü öven konuşmalar da yaptı. Bu da eminim Chatham House’a yakışmaz" oldu.
“TÜRKİYE ŞEYTAN TÜRK OLARAK GÖSTERİLMEK İSTENİYOR”
Başkatip Gürcan Balık “Sadece Türkiye yüklenmek yanlıştır. Burada sürekli olarak saptırmalar yapılıyor ve Türkiye’ye “Berbat Türk”, “Şeytan Türk” diye göstermeye çalışan ifadeler var. Türkiye’yi Kürtlerle sürekli savaş halinde göstermeye çalışan ifadeler var. Bunlar doğru değil. 1992 yılında KDP ve KYB, PKK’ya karşı savaşmıştır. 1990'lı yıllara bakıldığında Türkiye’nin Irak Kürtlerine yardım ettiği de görülür”
CHATHAM HOUSE'DAN ÇIKAN KÜRT RAPORU
hurriyet.com.tr - İngiltere'nin önemli düşünce kuruluşu Chatham House raporunda, uluslararası topluluğun, şimdi Kürtlerle ortak çıkarları paylaştığını iddia etti.
Raporda yerel destekten ve sınır bölgelerinde ulaşılmaz toprakların korumasından yararlanan PKK'nın iyi motive edilen bir güç olduğu belirtilerek, "Türkiye belki de hiç PKK'yı yenemeyecek ve bundan sonraki sınır ötesi operasyonlar boş yere yapılacak" denildi.
Askeri riskten dolayı Irak hükümetinin PKK sorununu çözmeye yanaşmadığı vurgulanan raporda "Dağlardan PKK'lılar temizlense bile, bu, radikal İslamcıların Afganistan'daki Tora Bora bölgesi gibi PKK'nın boşalttığı bölgeleri kendi kalelerine çevirmelerine yol açabilir” görüşü savunuldu.
Irak hükümetinin endişesini dile getiren Chatham Kürt raporu, İran'daki PKK'nın kardeş örgütü PJAK'ın Irak sınırı yakınlarında İran ordusu ile kanlı çatışmalar yaptığına değinirken “PKK'nın aksine, PJAK ABD hükümeti tarafından terörist örgüt olarak tanımlanmıyor. Irak Kürdistanı'ndaki Kandil dağlarındaki takviye siperi İran topçu ateşine maruz kalıyor” dedi.
Bölgedeki çatışmaların hiçbirinin bağımsız Kürt devletine zemin hazırlamadığını kaydeden rapor, Irak Kürdistanı'nın varlığı ve zenginliğinin Kürt milliyetçiliğini bölgede kışkırttığını ve tarihlerinde ilk defa bazı Kürtlerin politik geleceklerini şekillendirme fırsatını bulduklarını kaydetti.
Irak Kürt Bölgesel Hükümetinin sağlamlaşmasının çok büyük önem taşıdığına dikkat çeken Chatham House, Irak'taki Kürtlerin kendi geleceklerini tayin etme ve bölgedeki diğer Kürtleri etkileme fırsatını yakaladıklarını iddia etti.
Kürtlerin politik isteklerinin sınırlı kaldığının altını çizen rapor, Kürtlerle bölgesel devletler arasındaki ilişkilerin, Ortadoğu'nun geleceğinin Kürtlerin geleceğiyle yakından bağlı olması anlamına geldiğini kaydetti.
Rapor, bölgesel ve Batılı politika yapıcılarına Irak ve Türkiye'deki Kürtlerin rolünü, Suriye ve İran'daki Kürtlerin kendi hükümetleriyle ilişkilerini yeniden değerlendirmelerini önerdi.
Türkiye'nin AB'ye giriş müzakerelerinde Kürtlerin odak noktası haline geldiğini belirten Chatham House, “Türkiye AB'ye girmek istiyorsa, Kürtlere karşı tutumunu düzeltmeli ve bu yolda bazı reformlar uygulamalı” önerisinde bulundu.