Güncelleme Tarihi:
‘Her yer karanlık. Sadece Marmara Denizi ve ben. Dalgalar birbirini kovalıyor. Anılarım gibi. Karşımda 28 yıl önce sularına ilk daldığım deniz. Yine aynı sahildeydim. Güneşten nasıl da kızardığımı hatırlıyorum. Kıpkırmızıydım, şeftali çiçekleri gibi. Annemin bahçesinde Nisan ayında açan şeftaliler gibi. Ne kadar sevmiştim denizi. Küçük bir çocukkken düşlerimi süsleyen hep oydu. Derinlerdeki sarayımda yaşadığımı düşlerdim. Ama denizin güzel olduğu kadar tehlikelerle dolu olduğunu hiç bilmiyordum. Tıpkı yaşamın kendisi gibi.’
Bu satırlar Kosova muhabirimiz Burbuçe Ruşiti'nin dün piyasaya çıkan kitabı ‘Kokunu özledim Kosova’dan. Kosova tarihindeki kilometre taşlarından sonra bu sözlerle alıp götürüyor sizi yüzyılımızın en ağır insanlık dramlarından birinin yaşandığı Kosova'ya. Intermedia tarafından yayınlanan 131 sayfalık, duygu dolu kitabında Ruşiti, günümüzü ve geçmişi, barışı ve savaşı, kişisel deneyimlerini ve olayları akıcı bir dille harmanlıyor. Yürekli bir savaş muhabirinin, annenin, son derece duyarlı bir kadının, tarafsız bir gözlemcinin ve bir Kosovalının bileşik merceğinden görüyor, yaşıyor, anlatıyor. Kosova'nın bir dönüm noktasından geçişini şimdiki ve gelecek kuşaklar için kayda alıyor. Yaşananlara bir gazetecinin objektifi kadar iç dünyasının aynasını da tutan anlatımı ile Ruşiti'nin bu yapıtı, savaş üzerine yazılan kitaplar arasında kendine özgü yerini almaya hazır.
Burbuçe Ruşiti NTV ekranlarından tatlı bir Balkan şivesine çalan Türkçesiyle anlattı, anlattı. Savaş günlerinde göçmen kamplarından bildirdiğinde NTV bir kitap hazırlamasını istedi, şaşırdı, sonra gazeteci teybini alıp yaşadığı olayları anlattı, sonra yazmaya koyuldu. Editör Seda Toksoy kitabın ruhunu olduğu gibi bırakarak daha rahat bir akış için dile ilişkin dokunuşlarla yetindi ve ortaya ‘Kokunu Özledim Kosova’ çıktı.