Güncelleme Tarihi:
Koronavirüs vakaları ilk olarak 2019 yılının aralık ayında Çin'in Vuhan kentinde görülmeye başlanmış, Vuhan da o tarihten beri salgının 'merkez üssü' olarak adlandırılmıştı.
Karantinanın başladığı ilk günlerde boş sokakları, filmlerde görmeye alıştığımız koruyucu giysiler giymiş ve maskeler takmış sağlık görevlilerini, ortaya çıkabilecek istenmeyen durumların önlenmesi için her yere konuşlandırılmış polis ve askerleri belgeleyen, sık sık Vuhan'dan fotoğraf ve videolar paylaşan ve yurttaş gazeteciliği yapan kişiler ise zor günler yaşamıştı.
İnternetteki sosyal medya ve diğer platformlarda fotoğraf, video ve insan hikayeleri paylaşan yurttaş gazeteciler, karantinaya alınarak giriş çıkışların yasaklandığı, koronavirüsün ortaya çıktığı yer olan Vuhan'da ortadan kayboldu. Kimilerinin Çin yönetimi tarafından gözaltına alındığı ortaya çıkarken Chen Qiushi adlı avukattan aylarca haber alınamadı.
Eski bir insan hakları avukatı olan Chen, daha sonra aktivistler arasında tanınan, video haberler yapan bir gazeteci oldu. Asıl ününü ise 2019 yılının ağustos ayında Hong Kong'daki protestoları haberleştirerek kazandı.
Protestoları izledikten sonra ülkeye geri dönen Chen Qiushi, polisin peşine takıldığını ve şiddet gördüğünü savundu. 700 binden daha fazla takipçisi olan sosyal medya hesabı da silindi.
KORONAVİRÜS SALGINI SIRASINDA SESSİZLİĞİNİ BOZDU
Ekim ayında açtığı bir YouTube hesabının takipçi sayısı 400 bine ulaşmıştı. Twitter'da da 265 binin üzerinde takipçisi vardı.
Koronavirüs haberlerine ise 2020'de ocak ayının sonunda başladı. Vuhan'a giderek çektiği ilk videoda "Kameramı burada gerçekten ne olduğunu belgelere dökmek için kullanacağım. Söz veriyorum gerçeklerin üstünü örtmeyeceğim" dedi.
Vuhan'daki farklı hastanelere giderek videolar çekti, hastalarla konuştu. Bunun kendisini riske atmak demek olduğunu biliyordu. BBC'ye 2020'nin şubat ayının başında verdiği röportajda "Sansür çok sert şekilde uygulanıyor, benim videolarımı paylaşan insanların bile hesapları siliniyor" demişti.
Twitter hesabından 7 Şubat 2020'de paylaşılan son videoda, Chen'in annesi, oğlunun bir gündür kayıp olduğunu söylüyordu.
Arkadaşı Xu Xiaodong da daha sonra YouTube'da bir video paylaşarak Chen'in "zorla karantinaya alındığını" söyledi.
Wall Street Journal'da yer alan habere göre 600 gün boyunca haber alınamayan ve akıbeti bilinmeyen Chen Qiushi sürpriz bir şekilde ortaya çıktı.
Perşembe günü bir arkadaşının Youtube'dan yaptığı canlı yayında görünen Chen Qiushi daha sonra Twitter'dan da bir mektup paylaştı. 'Son bir yıl sekiz ay boyunca çok şey yaşadım. Bazılarını anlatabilirim bazıları ise anlatamayacağım şeyler. İnanıyorum ki ne demek istediğimi anlayacaksınız.' diyen Qiushi'nin hayatta ve güvende olduğundan şüphe ediliyordu.
Chen Qiushi, salgının ilk günlerinde ortadan kaybolan üç yurttaş gazeteciden sadece biriydi.
Li Zehua, 6 şubat 2020'de Vuhan'da takip edilip kaçırılmış, bundan iki ay sonra ortaya çıkmıştı. Çin televizyonunda sunuculuk yapan Li Zehua paylaştığı videolarda Vuhan Viroloji Enstitüsü'nün salgının çıkış noktası olduğunu iddia ediyordu.
Vuhanlı bir iş insanı olan Fang Bin de ilk olarak 25 Ocak 202'de "Buradaki gerçek durumu aktarmak için elimden gelenin en iyisini yapacağıma söz veriyorum" diyerek Vuhan'dan bir video paylaştı. YouTube'da paylaştığı video bir süre sonra Çin'de yasaklandı ancak VPN üzerinden binlerce kişi videoyu izlemeye devam etti.
1 Şubat'ta paylaştığı videoda ise Vuhan'daki bir hastanenin önünde 8 cesedin bir minibüse üst üste konulduğu görülüyordu. Bu videoyu da 200 binden fazla kişi izledi.
Fang daha sonra polisin o videoyu paylaştığı gece evine geldiğini ve arama yaptığını duyurdu. Karakola götürülüp "uyarıldığını" ve ardından serbest bırakıldığını söyledi.
Son olarak 9 Şubat'ta paylaştığı 13 saniyelik bir videoda "Herkes ayaklansın, hükümetin gücünü yeniden halka verin" diyordu.
Fang Bin'i o günden beri kimse görmedi ve hâlâ akıbeti hakkında hiçbir bilgi yok...