Güncelleme Tarihi:
Ekonomik sıkıntılarının yanı sıra yaklaşık bir yıldan fazla süredir ülkeyi ciddi bir biçimde etkileyen Covid-19 salgını karşısında Kübalılar bir hayli zor durumda. Başkent Havana, yıllardır müzik ve dansla özdeşleşse de salgınla beraber bilinen halinden çok uzak. Ülkede henüz insanlar aşı olmadı, dünyada var olan aşılar da ambargo engeline takıldı. Yalnız Küba tüm bunlara rağmen çevresindeki ülkelerin ve Avrupa’nın yardımına koşuyor.
Mart ayı itibari ile uzun süreli kısıtlama kararı alan Küba, 15 Kasım 2020 tarihinde sınırlarını açarak ülkeyi ziyaret edecek turistleri heyecanlandırmıştı. Ancak Noel döneminde Küba'ya giden Floridalı ziyaretçilerin vaka sayılarını artırması tabloyu tersine çevirdi. 10 Ocak 2021’de ülkeye giriş yapanlar için PCR testi ve beş günlük karantinaya girme şartı getirildi.
Bugün başta Havana olmak üzere tüm ülke genelinde gece hayatı akşam 9’da bitiyor ve sokağa çıkma yasağı başlıyor. Ayrıca salgına karşı maske takmak zorunlu ve takmayı reddedenler para cezasına çarptırılıyor, hatta hapse bile atılabiliyor.
Kısıtlamalar nedeniyle renkli halleriyle bilinen Havana sokakları sessiz. Caz, reggaeton, salsa ve rumba gibi müzik ve dans türleri ikinci dalga Covid-19 salgınıyla geri planda kaldı. Havana adeta ritmini kaybetti ve karanlığa gömüldü.
Yasaklı saatlerde Havana sokaklarındaki restoran ve kafelerde canlı müzik sesi duymak imkânsız. Bu da alışılmışın dışında bir Havana gerçeği ortaya çıkarıyor. Ülkede şu ana kadar görülen toplam vaka sayısı 49 bin 779. İyileşenlerin sayısı 45 bin 242, 322 kişi ise hayatını kaybetti. Şimdilik tablo pek korkutucu görünmese de vaka sayıları son bir aydır hızla artmaya başladı.
SALGINLA BİRLİKTE HAYAT DAHA DA PAHALANDI
Gelirinin büyük bir bölümünü ülkeyi ziyaret eden turistlerden elde eden Küba, pandemi kısıtlamaları nedeniyle ekonomik açıdan zor günler geçiriyor. Hatta ülke sırf bu nedenle sınırlarını komşuların göre daha geç kapattı.
Kübalılar ambargodan dolayı yiyecek, içecek ya da giysi gibi ihtiyaçlar için kuyruklara girmeye alışıklar. Şimdilerde ise salgın nedeniyle birçok ürün karaborsada. Ülkede artık her şey çok pahalı ve kuyruklar da çok daha uzun.
Her pazar günü Callejon de Hamel’de Afro-Küba Santeria ruhlarını anmak için icra edilen davullu rumba ritmi de yerini sessizliğe bırakmış durumda. Bunun yerine buraya gelen ziyaretçilere vudu süsleri satan dükkândan hediyelik eşyalar veriliyor. Eskiden olduğu gibi enerjik ve cıvıl cıvıl bir hayatın Küba’da ne zaman geri döneceği bilinmezliğini koruyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin yıllardır Küba’ya uyguladığı ambargo nedeniyle, dünyanın birçok ülkesinde uygulanmaya geçilen koronavirüse karşı aşılama henüz Küba’da başlamadı. Pfizer/BioNTech ve Moderna aşılarının da ülkeye girişi ambargo nedeniyle engelleniyor. Ancak Kübalı bilim insanları, ülke nüfusunu aşılamak için geliştirilen ve şu anda klinik deneyleri devam eden ‘Soberana 02’ aşısı üzerinde umut verici sonuçlar almaya başladı. Küba’nın başkenti Havana’da bulunan Finlay Aşı Enstitüsü’nde geliştirilen aşının birkaç hafta içerisinde on binlerce gönüllüyle birlikte test edilmeye başlanacağı bildirildi.
İspanyolca 'egemen’ anlamına gelen 'Soberana' isminin uygun görüldüğü aşı için Enstitü Müdürü Dr. Vicente Vérez Bencomo, ilk klinik testlerden elde edilen sonuçların “cesaret verici” olduğunu bildirdi. Küba hükümeti ise yıl sonuna kadar adadaki herkesi aşılamayı planladıklarını açıkladı.
En son Kübalı ilaç şirketi BioCubaFarma’nın başkanı Dr. Eduardo Martínez Díaz, ABD’nin adaya dönük ablukasının artmasına karşın ülkesinin tüm nüfusun aşılanmasının tamamlanacağı ilk ülke olacağını söyledi. Pedro Kourí Tropikal İlaç Enstitüsü’nde görevli epidemiyoloji uzmanı Dr. María Eugenia Toledo Romaní ise Küba Komünist Partisi’nin resmi yayın organı Granma’ya, konuya ilişkin açıklama yaptı. Toledo, ABD’nin ülkesine dönük yaptırımlarını kınadı ve bu yaptırımların aşı üretim kapasitesini artırmayı zorlaştırdığını belirtti.
İRAN İLE ANLAŞMA
Geçtiğimiz günlerde ABD yaptırımlarına maruz kalan Küba ve İran, koronavirüs aşısı için bir işbirliği anlaşmasına imza attı. İran Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Kiyanuş Cihanpur, “Faz-3 denemelerine 50 bin gönüllü katılacak. İnsanlar üzerinde deneme yapılması için teknoloji transferini ve ortak üretimi ön şart olarak belirledik” dedi.
ÜLKEDE SAĞLIK HİZMETİ TAKDİR TOPLUYOR
ABD’nin ambargoları nedeniyle ilaç ve sağlık sektörü yatırımlarını ileri düzeyde gerçekleştiren Küba, kendine yetebilen bir sağlık sistemine sahip. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, Küba’da 10 bin kişiye düşen doktor sayısı ABD’de 10 bin kişi başına düşen doktor sayısının 3 katından fazla. Küba’da 10 bin kişiye 82 doktor düşerken, bu sayı Rusya’da 40, ABD’de 26, Çin’de ise 18 düzeyinde. En önemlisi Küba, salgınla mücadele kapsamında ilk günden bu yana birçok ülkeye sağlık personeli ve tıbbi malzeme gönderdi.
Küba’nın 'beyaz önlük diplomasisi' olarak nitelendirdiği bu politika çerçevesinde, Covid-19 hastalarının tedavisi için Afrika, Avrupa ve Karayip ülkelerine 1200 civarında sağlık çalışanı gitti. Kübalı sağlık personelinin gittiği ülkeler arasında Andorra, Venezuela, Nikaragua, Grenada, Surinam, Jamaika, Belize ve Güney Afrika gibi ülkeler bulunuyor. Küba’nın yardımına koştuğu bir başka ülke de salgının Avrupa’da en çok yıkıma yol açtığı İtalya oldu.
Kaliforniya'da bulunan Holy Names Üniversitesi'nden Kübalı Profesör Arturo Lopez-Levy, AFP haber ajansına yaptığı açıklamada, "Bu yüzyılın başından bu yana bir salgın ihtimali hakkında konuşuyorduk. Küba'nın bu ihtimale karşı hazırlıklı doktor ordusu var" diyor. Küba'da 1950’li yıllardaki devrimden bu yana, ücretsiz sağlık hizmeti erişimi ve eğitim, sosyalist adanın temel taşlarından ikisini oluşturuyordu. AFP'ye konuşan Florida Üniversitesi Küba Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Jorge Duany ise "Koronavirüs, Küba'ya tıbbi hizmetlerini ihraç etmek için bir fırsat sundu" ifadelerini kullanıyor.
Kaynak: The Telegraph, Guardian, AFP, Our World In Data, BBC Türkçe, Independent