Oluşturulma Tarihi: Ağustos 06, 2006 00:00
İsrail ile Hizbullah arasında savaş tüm acımasızlığıyla devam ederken her iki taraf için de komplo teorileri üretilmeye başlandı. 1996 yılında bombalanan Lübnan’ın Kana kentinde bebek cesedi taşıyan adam ile geçen pazar aynı yerde yine ölmüş bir çocuğu taşıyan görevlinin aynı kişi olması, "Hizbullah, ölmüş çocukları propaganda aracı olarak mı kullanıyor" şüphesine yol açtı.
İSRAİL aleyhine şimdiye kadar çok komplo teorisi üretildi. Şimdi ise internette 1996 yılında Kana’da bombalanmış bir binadan bir bebek cesedi çıkaran adamla geçen hafta aynı yerde yine enkaza dönmüş binadan çocuk cesedi çıkaran görevlinin aynı kişi olduğu söylenerek Hizbullah’ın çocuk cesetlerini propaganda da kullandığı öne sürülüyor.
İnternette dolaşan e-posta iletilerinde Hizbullah’ın çocukları, İsrail’e karşı bir silah olarak kullanmak istediği iddia edilirken tartışmalar Alman basınına da yansıdı. Almanya’da yayınlanan Süddeutsche ve FAZ gibi ciddi gazeteler de bu görüntülerin propaganda amaçlı verilmiş olabileceğini sorgularken, İsviçre’de yayınlanan ’Neue Zürcher Zeitung’ Gazetesi, tüm bunların ’heyecanlı gazeteciler için bir kurgu’ olabileceğini öne sürdü. Alman Bild Gazetesi ise "Dünya Hizbullah teröristleri tarafından kandırıldı mı’ diye sordu.
18 Nisan 1996 tarihinde Kana’da objektiflere bebek cesedi tutan adam ile geçen hafta yine aynı yerde aynı Lübnanlı’nın emziği boynunda ölmüş bir çocuğu kameralara göstermesi üzerine "Bu tesadüf olabilir mi" sorusu yöneltildi. Lübnanlılara ait "Libanoscopie" isimli bir sitede Hizbullah’ın tepesinde roketatar bulunan eve sakat çocukları yerleştirdiği öne sürüldü. Başka bir sitede ise Hizbullah’ın can kaybını yüksek göstermek için çocuk cesetlerini sonradan bu enkaza getirdiği iddia edildi.
TUZAK OLMASINBaşlangıçta Lübnanlı yetkililer, Kana’daki saldırıda 56 kişinin öldüğünü açıklarken, Kızıl Haç sonrasında enkazdan 28 cesedin çıkarıldığını bildirmişti. Bild Gazetesi’ne göre Hizbullah’ın hesabı tutmuştu. Kana operasyonunun ardından İsrail’e yönelik yoğun bir baskı oluşurken, 48 saatliğine geçici bir ateşkes sağlanabilmişti. Alman savaş tarihçisi Michael Wolffsohn; "Propaganda savaşında bu tür fotoğraflar, askeri açıdan zayıf olanların işine yarayabilir" dedi. Medya uzmanı Wolfgang Donsbach da, "Vietnam Savaşı’ndan bu yana, fotoğraf ve televizyon görüntülerinin belirleyici olduğunu biliyoruz. Fotoğrafların kurgulanması ve manipülasyon amacıyla kullanılması rezil bir durum" dedi. Almanya’da iktidardaki CDU/CSU grubunun dış politika sözcüsü Eckart von Klaeden ise Hizbullah’ın her iki taraftan da mümkün olduğu kadar sivil kayıp verilmesi için çalıştığını belirtip propaganda amaçlı ölümlere de yol açabileceğine işaret ederek, "İnsanları küçük düşüren bu stratejinin tuzağına düşmemeliyiz" yorumunda bulundu.