'Kızgın yağa su dökme' uyarısı

Avrupa Birliği’nin 19-20 Ekim’deki zirvesinde İspanya Başbakanı Mariano Rajoy ile ülkesinin Katalan krizine bakışı nedeniyle küçük çaplı bir ‘gerginlik’ yaşayan Michel, Puigdemont’un sığınma başvurusunun gündemde olmadığını söyledi.

HÜKÜMET MESAFE KOYDU

Başbakan Yardımcısı Alexander De Croo da Francken’i eleştirerek açıklamalarının ‘akıllıca’ olmadığını ifade etti. De Croo, “Bu tür açıklamalar yardımcı olmadığı gibi hükümetin pozisyonunu da temsil etmiyor. İnsanları kışkırtmak değil onları sakinleştirmek önemli” dedi. Bir diğer Başbakan Yardımcısı Kris Peeters de Francken’in sağduyu ve mantık eksikliğinden yakındı. İspanya’nın ‘kabul edilemez’ olarak nitelediği açıklamalara bir tepki de Adalet Bakanı Koen Geens’ten geldi. Geens, Francken’in çıkışının dar katılımlı Bakanlar Kurulu’nda ele alınmasını talep etti.

BELÇİKA’NIN MANEVRA ALANI DAR

Belçika, Katalonya krizi sürecinde tarafsız kalmaya çalışan yaklaşımı ve bağımsızlık ilanından sonra da diğer ülkelerle kıyaslandığında oldukça yumuşak kalan tepkisiyle dikkat çekti. AB’nin yanı sıra Almanya ve Fransa gibi ülkeler net şekilde İspanyol hükümetinin yanında dururken Belçika, tarafları diyaloğa çağıran bir söylem benimsedi. Belçika’nın bu yaklaşımının ardında iç siyasi dengeler yatıyor. Michel’in, İspanya’ya daha yakın durmasının önündeki en önemli engel ise iktidar ortaklarından birinin ayrılıkçı N-VA olması.

ÖRNEĞİ AZ

Bir AB vatandaşının herhangi bir AB ülkesinden sığınma talebinde bulunması hukuken mümkün olsa da pratikte pek rastlanan bir durum değil. Belçika’daki veriler de durumun olağan olmadığını net şekilde ortaya koyuyor. Belçika’da 2016’da 18 bin sığınma dosyası ele alındı. Bunlardan sadece 49’u AB vatandaşlarından gelen başvurulardı. 2017’de AB vatandaşlarının şu ana kadar yaptığı başvuru 22’de kaldı. Belçika’nın son beş yılda sığınma talebine olumlu yanıt verdiği AB vatandaşı sayısı ise sıfır.