Güncelleme Tarihi:
ENKAZDAN 1 GÜN SONRA ÇIKTI
Patlamanın etkisiyle yıkım ve çökmelerin yaşandığı bölgelerde arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Bu sırada ‘mucizeler’ de yaşanıyor. Liman çalışanı Amin al Zahed’in 30 saat sonraki kurtuluşu bunlardan biri. Beyrut Limanı’nda görev yapan Zahed, patlamanın etkisiyle denize doğru savrulmuş. Zahed, limandaki bir geminin güvertesinde sağ olarak bulundu. Yıkılan bir binanın enkazında 27 saat mahsur kalan bir kız çocuğu da ekipler tarafından kurtarıldı.
DOĞUMDAYKEN PATLADI
Emmanuelle ve Edmond Khnassier çifti, patlama sırasında doğum heyecanı yaşıyordu. Patlama, Emmanuelle henüz doğumhaneye alınmışken yaşandı. Doğumu kayda almak isteyen Edmond tarafından çekilen görüntülerde, şiddetli patlamanın yaşandığı anlar görülüyor. Kısa süreli paniğe rağmen bebek sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi. Bebek ve anne ilk müdahalenin ardından başka bir hastaneye sevk edildi. Patlamanın şiddetiyle doğumhanede ve hastanede ağır hasar meydana geldi.
KAHRAMAN HEMŞİRE
Beyrut’taki bir hastanenin yenidoğan ünitesinde çalışan bir hemşire, patlamadan kurtardığı bebeklerle görüntülendi. Fotoğrafçı Bilal Marie Jawich’in objektifine takılan hemşirenin, kırılan camlar içindeki görüntüsü dikkat çekti. Fotoğrafçı Jawich, o sırada hastane resepsiyonunun yaralılarla dolu olduğunu aktardı. Hastanedeki 4 hemşire yaşamını yitirirken, 200 hasta da yaralandı. Hastaneye saatler boyunca elektrik verilemedi.
DÜĞÜN FOTOĞRAFI ÇEKTİRİYORDU
29 yaşındaki Israa Seblani ise patlamaya, gelinliğiyle düğün fotoğrafı çektirdiği sırada yakalandı. Seblani, “İki haftadır düğünüm için hazırlık yapıyordum, evlenen herkes gibi çok mutlu ve heyecanlıydım. Ailem beni gelin olarak göreceği için çok mutluydum, bir prenses gibi olacaktım. Fakat o sırada patlama oldu. Şok oldum. Neler olduğunu idrak etmeye çalıştım, ölecek miydim? Nasıl ölecektim” ifadelerini kullandı.
10 DAKİKA İLE KURTULAN TÜRK
Beyrut’taki patlamadan sadece ‘10 dakika’ farkla kurtulan Türk vatandaşı Necip Ekiz, yaşadığı korku dolu anları anlattı. DHA’ya konuşan Ekiz, bir arkadaşı ile Beyrut’ta iş için bulunduğunu, patlamanın yaşandığı liman bölgesinden sadece 10 dakika önce geçtiklerini, olay yerine çok yakın bir mesafede olmamalarına rağmen patlama nedeniyle ciddi sarsıntı hissettiklerini ve çok korktuklarını belirtti. Ekiz, olayın ardından İstanbul’a döndü.
FACİANIN BOYUTU
Beyrut’ta 2750 ton aminyum nitratın yarattığı hasar, limanının havadan çekilmiş fotoğraflarında net biçimde görülüyor. Limanda, görüntülere yansıyan kule biçimindeki tahıl siloları patlamanın etkisiyle parçalandı. İnfilakın gerçekleştiği deponun bulunduğu alandaysa devasa bir çukur oluştu. Lübnan Kızılhaç’ı hayatını kaybedenlerin kimliklerini tespit edebilmek için kayıp yakınlarından DNA örnekleri toplamayı sürdürüyor.
SİLAH FABRİKASINA GİDİYORDU
Beyrut’u harabeye çeviren 2750 ton amonyum nitrat yükünün nihai adresi Mozambik’e, gübre olarak değil, silah fabrikasında patlayıcı üretimi için yola çıktığı kesinleşti. Beyrut faciası, dünya çapında tehlikeli maddelerin taşınmasının özel bir düzenlemeye bağlanması gerekliliğini de gündeme getirdi.
Bundan 7 yıl önce Beyrut’ta alıkonan amonyum nitrat yükünün Mozambik’te silah fabrikasına gittiğini “Rhosus” gemisinin son kaptanı Boris Prokoşev açıkladı.
GEMİNİN SAHİBİ ARANIYOR
Gürcistan’ın Batum limanında tedarikçi “Rustavi Azot” fabrikası tarafından yüklenen tehlikeli yükün altında, geminin o tarihteki kaptanı Vyaçeslav Abakumov’un imzası duruyor. Konşimentoda 2750 ton amonyum nitratın alıcısı olarak Uluslararası Mozambik Bankası görünüyor. Ancak belgede, yükü teslim alacak kuruluş olarak bir silah fabrikası kaydedilmiş.
Bu arada Yunanistan’daki “Proto-Tema” gazetesi, güvenlik servisi kaynaklarına dayandırdığı haberinde, geminin son sahibi Rus vatandaşı işadamı İgor Greçuşki’nin Kıbrıs Rum Kesimi’nde aranmaya başladığını duyurdu. Greçuşkin’in gemideki haklarından 6 yıl önce vazgeçmiş olmasına rağmen tehlikeli yük hakkında sergilediği sorumsuz davranışları yüzünden davaya dahil edilebileceği öğrenildi. İnfilak eden tonlarca amonyum nitratın 2013 yılı Eylül ayında İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçerek Beyrut’a ulaştığı ortaya çıkmıştı.
BAKAN ÇAVUŞOĞLU: YARALI TÜRK SAYISI 8
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Beyrut’ta meydana gelen patlamada yaralanan Türk vatandaşı sayısının 8’e yükseldiğini söyledi. Çavuşoğlu, “Şu an 150 insan öldü, 5 binden fazla yaralı var. 8 tane vatandaşımız yaralandı. 7’si hafif yaralı olarak atlattı. Bir vatandaşımız ise bulunduğu yerden dışarı çıkınca patlamanın etkisiyle kafasına gelen cisimlerden beyin sarsıntısı geçirmiş. Görüntüleri ben de gördüm. Birinci ameliyatı oldu. İkinci ameliyatı da olabilir. 60-70’li yıllarda Mardin’den ailesi buraya gelen Muhammed isimli bir gencimiz” dedi. (Uğur ERGAN / ANKARA)
DİYASPORA AYAKTA
Nüfusunun neredeyse üç katı yurtdışında yaşayan ve geniş diyasporası bulunan Lübnan’daki trajedi, ‘gurbettekileri’ harekete geçirdi. California merkezli LebNet şirketinin CEO’su George Akiki, Lübnanlı olsun olmasın bütün çevresinin ülkeye yardım etme çabasında olduğunu söyledi. Neredeyse 7 milyon Lübnan kökenlinin yaşadığı Brezilya’da, Sao Paulo’da restoran sahibi Maroun Daccache ise koronavirüs nedeniyle işlerinin çok kötü olduğunu, yardım etmeyi çok fazla istese de elinden bir şey gelmediğini söyledi.
İLK ZİYARET MACRON'DAN
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, en az 137 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan patlamanın ardından resmi ziyaret kapsamında dün Beyrut’a gitti. Mevkidaşı Mişel Avn’ın karşıladığı Macron, patlamadan sonra Lübnan’a giden ilk devlet lideri oldu. Patlamanın yaşandığı Beyrut Limanı’nı ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı, burada yaptığı açıklamada Lübnan’ın yalnız olmadığını söyleyerek, “Lübnan siyasi ve ekonomik bir krizle karşı karşıya ve buna acil müdahale edilmesi gerekiyor. Reformlar yapılmazsa Lübnan sıkıntı çekmeye devam eder” dedi. Lübnan’a destek amacıyla uluslararası bir kampanya koordine etmek istediklerini de söyleyen Macron, “Şu anda Lübnan’a koşulsuz şekilde yardıma öncelik verilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Macron, patlama için şeffaf bir soruşturma yürütülmesi ve yolsuzlukla mücadele edilmesi çağrısında da bulundu.
HÜKÜMET KARŞITI SLOGAN
Macron’un patlamadan zarar gören mahalleleri ziyareti esnasında kendisini karşılayan kalabalık, Lübnan hükümeti karşıtı sloganlar attı. Geçtiğimiz yıl boyunca ülkedeki protesto gösterilerinde söylenen “Devrim” ve “Halk rejimin düşmesini istiyor” sloganlarını tekrarlayan kalabalık ayrıca “Terörist Mişel Avn” diye bağırdı. Emmanuel Macron ise rejimi desteklemek için Beyrut’ta bulunmadığını belirterek, Fransa’nın bu ülkeye yapacağı yardımların “yozlaşmışların elinde düşmeyeceğini” söyledi.
SUÇLULARI 4 GÜNDE BULUN
Lübnan Dışişleri Bakanı Charbel Wehbe, hükümetin patlamayı araştıran soruşturma ekibine sorumlularının bulunması için 4 gün süre verdiğini söyledi. Wehbe, “Bu konuyu çok ciddiye alıyoruz. Bu alçak sorumsuzluğu yapanlar yargılanacak” ifadelerini kullandı. Soruşturma kapsamında askeri savcılar, amonyum nitratın Beyrut’a geldiği dönemde bayındırlık bakanı olarak görev yapan Ghazi Aridi’yi sorguladı. Liman müdürü Hassan Koraytem’in ifadesinin ise bugün alınması bekleniyor. Ayrıca şu ana kadar 16 liman personeli gözaltına alındı. Lübnan Merkez Bankası ise, aralarında liman ve gümrük müdürlerinin de bulunduğu 7 kişinin hesaplarının dondurulmasına karar verdi. Bu arada Lübnan’ın eski başbakanları; Saad Hariri, Necib Mikati, Fuad Sinyora ve Temmam Selam, BM ve Arap Birliği’ne olayla ilgili uluslararası soruşturma komitesi oluşturulması çağrısı yaptı.
ZARARIN BOYUTU ZARARIN BOYUTU 15 MİLYAR DOLAR
Beyrut Valisi Mervan Abbud, patlamanın yol açtığı zararın 10 ila 15 milyar doları aşabileceğini belirtti. Vali Abbud patlamayı “Lübnan’ın modern çağda yaşadığı en büyük kriz ve felaket” olarak nitelendirdi. Öte yandan Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Lübnan’a acil durum ihtiyaçları için ilk etapta 33 milyon Euro destekte bulunacaklarını bildirdi. AB’nin Beyrut’a halihazırda iyi eğitimli 100 itfaiyeci, arama-kurtarma faaliyetleri için uzman köpekler ve malzeme gönderimi gerçekleştirdiğini anımsatan Von der Leyen, Lübnan’ın siyasi istikrarının büyük önem taşıdığını ifade etti.
IMF’DEN DESTEK
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva da, Lübnan halkını destek olmak için “tüm yolları araştırdıklarını” söyledi. Georgieva yazılı açıklamasında, Lübnan’daki “korkunç trajedi”nin ardından felaketin üstesinden gelmek, ülkenin karşı karşıya olduğu derin ekonomik ve sosyal krize müdahale etmek için birlik zamanı olduğunu belirtti.