Güncelleme Tarihi:
ABD'nin başkenti Washington'da temaslarda bulunan Türkiye-ABD Parlamentolararası Dostluk Grubu heyeti, temaslarıyla ilgili olarak Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'nde basın toplantısı düzenledi.
Kınıklıoğlu, ziyaretlerinin ABD'de ara seçimlerin çok yaklaştığı bir döneme denk geldiğine dikkati çekerek, Kongre'nin seçimler nedeniyle ani bir şekilde tatile girmesi dolayısıyla Kongre üyeleriyle Perşembe günü yapmayı planladıkları ziyaretlerin iptal edildiğini belirtti.
Ancak bunların dışındaki ikili görüşmeleri yaptıklarını, Amerikalı bazı yetkililerle biraraya geldiklerini ve düşünce kuruluşlarında temaslarda bulunduklarını anlatan Kınıklıoğlu, görüşmeleri sırasında Türkiye'deki anayasa referandumu, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nde İran'a yaptırım oylamasında kullandığı karşı oy ve sonrasındaki gelişmeler ile özellikle Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı sonrasında Türkiye-İsrail ilişkilerinde ortaya çıkan gerginlik konularının ele alındığını söyledi.
"KIBRIS TASARISI UCUZ SİYASET"
ABD Temsilciler Meclisi'nde kabul edilen Türkiye aleyhtarı Kıbrıs tasarısıyla ilgili bir soru üzerine, tasarının kendileri Washington'a geldikten sonra gündeme geldiğini ifade eden Kınıklıoğlu, kendilerinin de konuyu öğrenir öğrenmez bazı Kongre üyeleri ve ilgili yerlere yönelik girişimlerde bulunduklarını kaydetti.
Konuyu "Amerikan iç siyaset güdüleriyle, seçimden önce bazı Kongre üyelerine verilen talihsiz bir taviz" olarak gördüklerini belirten Kınıklıoğlu, "Özellikle Kıbrıs Türk ve Rum yönetimleri arasında devam eden Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde bunun zamanlamasının da, yapılış biçiminin de çok ucuz olduğunu düşünüyorum. Ama ne yazık ki Kongre'de böyle etnik lobilerle, 435 kişilik bir Kongre'nin 5 üyesiyle böyle alelacele kararlar alınabiliyor. Bunun zamanlamasının bizim burada olmamız ya da olmamamızla bir ilgisi olmadığını düşünüyorum, bunun zamanlamasının daha çok yaklaşan Kongre seçimiyle alakası var" diye konuştu.
Tasarının ilgili komitede görüşülmeden alelacele Genel Kurul'a geldiğini hatırlatan Kınıklıoğlu, tasarının Genel Kurul'da 5 kişi varken, hiç konuşma yapılmadan geçmesinin "komik bir durum" yarattığını söyledi. Kınıklıoğlu, bu sonucu, ABD'de partiler arasındaki kavganın "ucuz bir iç siyaset bedeli" olarak gördüğünü söyledi.
Temaslarında, Türkiye-ABD ilişkilerine dair Mayıs ayına göre daha olumlu bir hava hissettiklerini yineleyen Kınıklıoğlu, Türkiye'nin İran siyasetinde Amerikan tarafının, Tahran Bildirisi ve sonrasındaki diplomatik girişimleri daha iyi anladıklarını gördüklerini ifade etti.
Türkiye ile ABD arasındaki iletişimin kalitesinin ve sıklığının arttığına dikkati çeken Kınıklıoğlu, bunun iki ülke ilişkilerine daha olumlu yansıdığını dile getirdi.
"MAYIS AYINA GÖRE İYİ BİR NOKTADAYIZ...”
Türkiye'deki referandum konusunda da görüşmelerinde olumlu yansımalar aldıklarını belirten Kınıklıoğlu, "Mayıs ayına göre iyi bir noktadayız derken, tabii ki halk oylamasının getirmiş olduğu önemli irade de, burada belki aylardır devam eden, belirli istikamette olan yönlendirme ve bilgi akışının aslında ne kadar yanlış olduğunu herhalde Amerikalı muhataplarımıza net bir şekilde göstermiş oldu" dedi.
Kınıklıoğlu, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nde İran'a yönelik yaptırımlara "hayır" oyu vermesiyle, İsrail'in Mavi Marmara gemisine saldırısının aynı döneme denk gelmesinin bazı lobiler tarafından tek bir konu gibi sunmaya çalışmasının doğru olmadığını ve bunu hoş karşılamadıklarını da görüşmelerinde anlattıklarını söyledi.
Cenevre'deki BM İnsan Hakları Konseyi'nin Gazze'ye yardım götüren yardım konvoyuna yapılan saldırısıyla ilgili raporu onaylaması sırasında, ABD'nin tasarıya "hayır" oyu kullanmasını hayalkırıklığı olara nitelediklerini ifade eden Kınıklıoğlu, Mavi Marmara gemisine saldırıyla ilgili olarak Amerikalı muhataplarının Türkiye'nin hassasiyetlerini iyi anladığını düşündüğünü kaydetti.
Kınıklıoğlu, "Bir çoğunun bize hak verdiğini de görüyorum ama Amerikan siyasal sisteminin ve buradaki siyasi kültürün getirdiği bazı kısıtlamalardan dolayı da çok fazla bunu kamusal alanda söyleyemediklerini müşahede ediyoruz" dedi.
Suat Kınıklıoğlu, bir soru üzerine, ABD'nin Ankara Büyükelçiliğine aday gösterdiği Francis Joseph Ricciardone konusunun da görüşmelerinde gündeme geldiğini, ancak bunu ABD'nin iç ilişkilerine müdahil olacak bir çerçeve içinde ele almadıklarını, Türk-Amerikan ilişkilerine atfettikleri önemden dolayı bir an önce bir büyükelçinin atanmasının Türkiye tarafından beklendiğini ifade ettiklerini söyledi.
"ABD, TÜRKİYE'Yİ HER ZAMAN İYİ OKUYAMIYOR"
Bir soru üzerine, ABD'nin Türkiye'yi "her zaman çok iyi okuyamadığını" belirten Kınıklıoğlu, Türkiye ile ilgili "eksen kayması" tartışmalarının İsrail'in Gazze'ye operasyondan sonra başladığına da dikkati çekerek, daha önce Türkiye'nin, Suriye ile İsrail arasında dolaylı görüşmeleri yürüttüğü dönemde "eksen kayması" tartışmalarının yapılmadığını hatırlattı.
Kınıklıoğlu, Türkiye'nin Batı'ya sırtını dönmediğini, Soğuk Savaş sırasında etrafında gelişen güvenlik ortamına uyum sağladığını anlattı.
"HEYET OLARAK UYUMLU DAVRANMAYA ÖZEN GÖSTERDİK"
CHP Ankara Milletvekili Emrehan Halıcı da, bir soru üzerine, görüşmelerde özellikle dış ilişkileri ilgilendiren konularda heyet olarak mümkün olduğu kadar birlikte davranmaya özen gösterdiklerini, iç konularla ilgili olarak ise görüş ayrılıklarını ortaya koyduklarını söyledi.
Görüşmelerde kendisinin, referandumun, sonuçları açısından Türkiye'ye yeni bir şeyler katmadığını, üç madde dışında Anayasa değişikliğinin çok önemli olmadığını ifade ettiğini belirten Halıcı, demokratik ülkelerde çok temel bir konu olan anayasanın mutlaka uzlaşıyla ortaya çıkarılması gerektiğinin altını çizdiğini kaydetti.
ABD, KILIÇDAROĞLU'NA NASIL BAKIYOR?
Halıcı, CHP Genel Başkanlığına Kemal Kılıçdaroğlu'nun gelmesine Amerikalıların bakışının ne yönde olduğuna dair bir soruyu şöyle yanıtladı:
"Gördüğüm ve çok mutlu olduğum konu şudur; 'CHP'nin yaşadığı bu değişiklik nasıl Türkiye'de olumlu bir rüzgar estirmişse, buraya geldiğimde gördüğüm nokta da aynı olumlu beklentilerin buraya da yansıdığı biçimindedir. Birçok görüşmelerimizin başında, arasında veya sonrasında CHP ile ilgili daha fazla iletişim içinde olmak istediklerini bildirdiler. CHP'nin resmi olarak buraya gelip gelmeyeceği, böyle bir programının olup olmayacağı, Sayın Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu'nun ne zaman ziyaret edebileceğiyle ilgili birtakım sorular oldu. Görüştüğümüz bazı heyetler de, Türkiye'yi, TBMM'yi ziyaretlerinde CHP'yi ve Genel Başkanı'nı da görmek istediklerini ifade ettiler".
"AK PARTİ'Yİ KUTLAMAK GEREKİR"
Bir başka soru üzerine, iktidar partilerinin yabancı ülkelerde daha etkin olmasının doğal olduğunu belirten Halıcı, "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin de itiraf etmek gerekir ki ABD'deki temasları, şu ana kadar ortaya koymuş oldukları ilişkilerinin çok kuvvetli olduğunu ve başarılı bir çalışma yürüttüklerini ortaya koyduğunu ifade etmek, kendilerini de kutlamak gerekir. Bizim de ana muhalefet partisi olarak ve tahmin ediyorum ki diğer muhalefet partilerinin de benzer ilişkileri, iktidarda olmadıkları halde yaratmaları ve sürekli kılmaları gerekir. Bu duygu ve düşüncelerimi Sayın Genel Başkanımıza ileteceğim" diye konuştu.
"SENATÖR BROWNBACK'İN ELEŞTİRİSİNE KATILMIYORUZ"
MHP İstanbul Milletvekili Mithat Melen de, Washington'daki temaslarında heyet olarak uyumlu bir çalışma sergilediklerini söyledi.
Halıcı ve Melen ayrıca, bir soru üzerine, ABD'nin Ankara Büyükelçisi adayı Ricciardone'nin atamasının Genel Kurul'da görüşülmesine engel koyan Senatör Sam Brownback'in Ricciardone için "bulunduğu ülkelerde iktidarlarla daha yakın ilişki kurduğu eleştirisine" kendilerinin katılmadığını belirtti.
Bu arada heyet, Perşembe günkü temasları kapsamında Georgetown üniversitesi'nde Türkiye Araştırmaları Enstitüsü'nde öğrencilerle toplantı düzenledi, PEW araştırma merkezi yöneticisi Richard Wike ile görüştü ve TÜSİAD'ın Washington temsilcisi Abdullah Akyüz'ün ev sahipliğinde akşam yemeğine katıldı.