Güncelleme Tarihi:
Brüksel'den yayın yapan "abhaber.com" sitesi, Verheugen'in, Alman Federal Meclisi'nin AB İşleri Komisyonu'nda yaptığı konuşmayı aktardı. Türkiye'nin AB üyeliğindeki süreçlere değinen Verheugen, Türklerin kararlı oldukları takdirde çok verimli olabildiklerini söyledi.
Verheugen, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda önündeki en büyük engelin Kıbrıs sorunu olduğunu belirterek, ''Kıbrıs sorununun çözümü, Türkiye için yerine getirilmesi gereken bir kriter değildir, ancak üye adayı bir ülkeyi tanımayan diğer bir üye adayı ülkeyle müzakerelere başlanması zor görünüyor'' dedi.
"BAŞKA ÜLKELER KIBRIS SORUNUN ÇÖZÜMÜNÜ İSTEMİYOR OLABİLİR"
Buna rağmen Kıbrıs sorununun çözümünün sadece Türkiye'ye bağlı olmadığına dikkati çeken Verheugen, ''Belki bugüne kadar düşündüğümüzün tersine Türkiye değil, başka ülkeler Kıbrıs sorununun çözümünü istemiyordur'' ifadesini kullandı.
Kıbrıs sorununa yeni bir dinamizm kazandırmaya çalıştıklarını kaydeden Verheugen, Türkiye'nin, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın yanı sıra ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell gibi ikinci bir kişiyi arabulucu olarak devreye sokma şeklindeki görüşünü benimsemediğini söyledi.
Kıbrıs sorununu, AB'ye yeni üyelerin alınacağı Mayıs'a kadar çözmek istediklerini, ancak bunun kesin olmadığını ifade eden Verheugen, takvime göre Mart ayı sonunda görüşmeleri tamamlamanın ve Nisan ayı ortalarında bu konuda halkoylaması yapılmasının öngörüldüğünü dile getirdi.
"TÃœRKÄ°YE'DE AB'YE KARÅžI OLANLAR REFORM SÃœRECÄ°NÄ° HER AN DURDURABÄ°LÄ°R"
Türkiye'deki reformlarla uygulamalar arasında hala eksiklikler bulunduğunu belirten Verheugen, ''Ancak Türkler, kararlı olduklarında çok verimli olabiliyorlar. Bunu temaslarım sırasında öğrendim'' dedi.
Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olanların, reform sürecinin her an durabileceğini de göz önünde bulundurmaları gerektiğini kaydeden Verheugen, ''Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili tartışmalarda şu göz önünde bulundurulmalıdır: Türkiye'deki reform süreci Avrupa perspektifine bağlı. Türkiye'nin üye olamayacağının savunulması
durumunda, ülkedeki AB karşıtları üyeliğe karşı güçlü bir koalisyon oluşturabilirler'' diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE MUHALEFETİN DE DESTEĞİYLE AB YASALARI HIZLA ÇIKIYOR"
Türkiye'de muhalefetin de AB üyeliği konusunda iktidar partisini desteklediğini ifade eden Verheugen, şöyle devam etti:
''Yasalar, muhalefetin de desteğiyle, bazı ülkelerin kıskanabileceği şekilde hızlı çıkıyor. Türkiye ile üyelik müzakerelerine başlanması konusunda nasıl bir karar alınacağını şimdiden bilemiyorum.
Ancak AB'nin bugüne kadar bu konuda aldığı kararlara baktığımda, reformları uygulamayı baÅŸardığı takdirde üye olarak alınamayacağını söylemenin mümkün olamayacağını düşünüyorum.''Â
Ä°MTÄ°YAZLI ORTAKLIK
Verheugen, bazı partilerin Türkiye'ye ''imtiyazlı ortaklık'' teklifinde bulunduğunu da hatırlatarak, ''Bu da belki gelecekte mümkün olabilir, ancak biz müzakerelere başlanması kararından hareket ediyoruz. Türkler de kendilerine yüzde yüz bir güvencenin verilemeyeceğini biliyorlar. Ancak hükümetin reform sürecine üyelikten daha fazla önem vermesi de ilginçtir. Temel hakların uygulanması konusunda bazı eksiklikler mevcut, ancak bunları giderdiği takdirde, Türkiye üye olabilir'' diye konuştu.
"KOMİSYONUN TÜRKİYE HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜ OLUMLU YÖNDE DEĞİŞTİ"
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen, komisyonun Türkiye ile ilgili görüşlerinin olumlu yönde, büyük ölçüde değiştiğini
belirterek, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 11 Eylül'den sonra tüm dünyada şartların değiştiğine dikkati çekerek, Türkiye'nin Batılı demokrasiler ile İslam dünyası arasında stratejik açıdan da çok önemli rol oynayabileceğini söyledi. Bu konuda düşünülmesini öneririm'' dedi.
"AB KAMUOYUNUN Ä°KNA EDÄ°LMESÄ° GEREKLÄ°"
AB ülkelerindeki kamuoyunu Türkiye'nin üyeliğinin gerekliliği konusunda ikna etmekte zorluk çektiklerini kaydeden Verheugen, ''Komisyon Başkanı Romano Prodi de Türkiye'de bu sorunu dile getirdi. AB ülkeleri hükümetlerinin çoğu, Türkiye'nin üyeliğinin gerekli olduğu görüşünde, ancak bunu parlamentolarına ve kamuoyuna aktarmakta zorluk çekiyorlar. Alman hükümeti, bu konuda açık tutum sergiliyor ve Türkiye'nin üyeliğinin Avrupa'nın çıkarına olduğunu savunuyor'' diye
konuÅŸtu.
SERBEST DOLAÅžIM VE AGSP
Türkiye ile üyelik müzakerelerine başlanması durumunda AB'nin yapısının da değişmesi gerekeceğini ifade eden Verheugen, Türklere bir süre serbest dolaşım hakkı verilmeyeceğini düşündüğünü, ancak Türkiye'nin Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) için de çok önemli olduğunu belirtti.
CDU/CSU'NUN Ä°TÄ°RAZI
Birlik partilerinin (CDU/CSU) dış politika sözcüsü Peter Hintze ise yaklaşık 70 milyon nüfuslu Türkiye ile üyelik müzakerelerine başlanabileceğini düşünmenin yanlış olduğunu öne sürdü.
Türkiye'nin üyeliğinin sadece AB'nin de yeni üyelere hazır olması durumunda düşünülebileceğini belirten Hintze, Almanya'da yaşayan Türklerin uyum sorunlarına da işaret ederek, Türkiye'deki reform sürecinin Türklerin kendi çıkarına olduğunu söyledi.
Â
Â