Güncelleme Tarihi:
Akdeniz, sanki eteklerinden çekiyordu... Almanya'dan tatil için geldiği Kıbrıs'a ilk görüşte vuruldu. ‘İşte öleceğim yer’ diye düşündü. Kıbrıs'a yerleşti. Sonra hastalandı. Durumu ağırdı. Tedavi için Almanya'ya gitti. Almanya'da değil, Kıbrıs'ta ölmek için yaşama dört elle sarıldı. Daha doğru dürüst iyileşmeden soluğu Kıbrıs'ta aldı. Ve istediği oldu. Kıbrıs'ta öldü.
Ama cenazesi ortada kaldı. Yer olmadığı gerekçesiyle Türk mezarlığına, Alman olduğu için de İngiliz mezarlığına kabul edilmedi. Sonunda Rum mezarlığına gömüldü. Yattığı köşeye, sorun çıkmasın diye, uluslararası mezarlık denildi. İlse Steinhaus, mutlu ölmüştü. Ama ruhu çok, çok acı çekti...
KÖYÜN NEŞESİ OLDU
15 yıl önce kocasını kaybeden İlse Teyze, Kıbrıs'ta huzur buldu. Girne'nin batısındaki Başpınar köyünde küçük bir ev kiraladı. Komşuları olan Karadeniz ve Kıbrıslı yaşlı kadınlarla dost oldu. Yavaş yavaş Türkçe öğrendi. Çok mutluydu, köye huzur dağıtıyordu. Sözde yalnız yaşıyordu ama evinden komşular eksik olmuyordu. Kocalarından baskı gören köy kadınlarını eğlendirmek için evinde partiler düzenliyordu. ‘Kadınların üzerine ay doğuyor’ partiler çok ilgi görüyordu.
Köyde bir bardak limonata ve bir kadeh şarapla başlayan partiler, denizde son buluyordu. Köyün yaşlı, kilolu kadınları, eteklerini dizlerine kadar çekip neşe içinde denize giriyorlardı. Çocuklar da onu çok seviyor, sık sık ‘İlse teyzelerine’ oynamaya gidiyorlardı.
Almanya'da bulamadığı mutluluğu Kıbrıs'ta bulan İlse Steinhaus, artık Kıbrıslı olmuştu. Temelli buraya yerleşmeye karar verdi. Devletten bahçeli, harabe bir ev satın aldı. Komşularının yardımıyla evini tamir etti. Yaşına aldırış etmeden çimento taşıyor, boya yapıyordu.
Ama tamirat sırasında düştü, iki kolunu birden kırdı. Bakımını köyün kadınları üstlendi. Bir an önce İlse'nin iyileşmesini, üzerlerine ayın doğmasını bekliyorlardı. Çocuklar, ona yardım etmek için İlse teyzelerine artık her gün gidiyorlardı. İlse Teyze iyileşti.
Bir gece, kadınların üzerine tam ay doğmak üzereyken, İlse'ye inme geldi. Durumu ağırlaştı. Tedavi için Almanya'ya gitti. Akdeniz yine eteklerinden çeker gibiydi. Kıbrıs'ta ölmek istiyordu. Kıbrıs'ta ölebilmek için, ölüme direndi. Tedavisi daha tamamlanmadan adasına döndü. Köyün yakınlarında bir turistik tesisin bungalovuna yerleşti. Geçtiğimiz yıl Mayıs ayında 76 yaşında Kıbrıs'ta öldü.
RUHU ACI ÇEKTİ
İlse'nin acıklı hikayesi ölümünden sonra başladı. Almanya'dan gelen oğlu Nick ve İlse'nin arkadaşı Türk Boysan Boyra, cenazenin nereye gömüleceğini düşünüyorlardı.
Önce Hıristiyan'dır diye annelerini İngiliz mezarlığına defnetmek istediler. İngilizlerin Girne'nin doğu girişinde bir mezarlığı vardı. Mezarlık komitesiyle görüştüler. Komitedekiler, çok az yer kaldığını, mezarlığa bir Alman kabul edemeyeceklerini söylediler.
Türk mezarlığına gittiler, ‘Yer yok’ denildi. İlse'nin cenazesi morgda bekliyordu. Alman Eliçiliği'ni devreye soktular. Alman Elçiliği, İngiliz Elçiliği'ni aradı. Öğleden sonra sevindirici haber geldi. İngiliz mezarlığı için vize çıktı. İlse'nin arkadaşları ve oğlu Nick, cenazeyi alıp İngiliz mezarlığına gittiler. Gözlerine hazır bir çukur kestirdiler. Cenazeyi gömmek üzereyken İngiliz mezarlık komitesinin üyeleri çıkageldi. Tartışma çıktı. Komite defne izin vermedi. Tartışma büyüdü. Bu arada, avukat Boyra'nın gözü İlse'nin naaşına ilişti. Cenazeye saygısızlık ediliyordu. Cenazelerini geri aldılar. İngiliz Mezarlığı'nın hemen bitişiğindeki Rum Ortodoks Mezarlığı'nda boş bir alan farkettiler. İlse'yi oraya apar topar gömüp gittiler.
YABANCILAR KORKTU
İlse'nin cenazesinin başına gelenler, Ada'da yaşayan ve İngiliz olmayan yabancıları endişelendirdi. Ayten Fein adlı Kıbrıslı Türk kadın, Girne'de uluslararası bir mezarlık kurulması için öncü oldu. Rum mezarlığının boş kalan bir bölümü, gerekli izinler alınarak uluslararası mezarlığa dönüştürüldü. İlse'nin mezarı da bu mezarlığın içinde kaldı. Uluslararası mezarlığa isteyenin gömülebileceğini açıkladılar. İngilizlerin bile... Mezarlığın kurulmasına öncülük eden Ayten Fein, buraya gömülmeyi vasiyet etti. Fein, Müslüman'dı ama tüm dinlerin kardeşliğine inanıyordu. Ayten Fein de öldü ve İslami geleneklere uygun olarak bu mezarlığa gömüldü. Aynı söğütlerin gölgesi şimdi, hem İngilizlerin, hem Almanların, hem Rumların hem de Türklerin ruhlarını ağırlıyor... İlse Teyze, dünyada olduğu gibi, ölümünden sonra da din, ırk, kültür demeden insanları birleştirdiği için huzur içinde şimdi.