Güncelleme Tarihi:
TALAT'I EN ÇOK HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATAN GELİŞME / WEB TV
Avrupa'nın son bölünmüş başkenti olan Lefkoşa'da sanki KKTC'nin kaderi açısından oldukça belirleyici seçimlere 15 günden az bir süre kaldığını hissetmek zor.
Sokaklarda tek tük asılmış posterler var. 15 Nisan'da yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 7 aday var. Ancak etrafta görülen birkaç posterde yalnızca iki aday egemen: Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Başbakan Derviş Eroğlu.
Başbakan Eroğlu, seçim çalışmalarına bir süredir devam ediyor. Yaklaşık 160-170 bin seçmenin olması, adayların da nüfusu yalnızca birkaç yüzü bulan köylere dahi bizzat gitmelerini sağlıyor. Eroğlu, küçük köyleri bitirmiş, kasaba ve büyük şehirlerde mitinglere başlamış bile.
Rum tarafıyla yürütülen barış görüşmelerini kısa bir süre önce tamamlayan Talat ise seçim kampanyasına yeni yeni hız veriyor. Müzakerelerin ardından başlayan seçim kampanyasıyla, Cumhurbaşkanı kendisini bir anda yoğun bir programın içinde bulmuş.
Bu kadar koşturmanın arasında Talat ile seçim otobüsünde bir araya gelip, hem seçimler hem de barış görüşmeleri hakkında sorular sorma fırsatı yakaladık.
Talat, "ya dün, ya dünya" teması üzerine kurduğu seçim kampanyasını barış umudunun sürdürülmesi ya da sürecin buzdolabın kaldırılması arasında bir tercih olarak ortaya koyuyor.
KKTC Cumhurbaşkanı, "(Eroğlu'nun) Çözüm istemediğini Mısır'daki sağır sultan bile biliyor. Kendisi Rum tarafında ortaya çıkan 'çözümsüzlük çözümdür' politikasının KKTC'deki sözcüsü. Her seçimde herkes çözüm istediğini söyler" diyor.
Talat köy köy gezerek halka yapacağı tercihin önemini anlatırken, ısrarla Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Avrupa Birliği üyeliğine kabulü ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Loizidou kararı KKTC'yi derinden etkileyen olayların Eroğlu'nun başbakanlığı döneminde yaşandığını ısrarla vurguluyor.
ÇÖZÜM 1-1.5 YIL İÇİNDE
Bir seçim döneminde görmeye alışık olduğumuz ekonomi politikaları, çevreyi korumak, siyasi reformlar gibi politikacıların her konuşmasında yer verdiği konular KKTC'de yerini tamamen Kıbrıs sorununun çözümüne bırakıyor.
Bir yanda özellikle genç nesil başta olmak üzere hemen herkes Kıbrıs sorununun çözümünü isterken, diğer yandan da adaylar Ada'nın Türk kimliğine sahip çıkılması konusunda seçmeni ikna etmeye çalışıyor.
Rum Kesimi’yle görüşme sürecini de değerlendiren Talat, referanduma sunulabilecek ne zaman bir metnin oluşturulabileceğiyle ilgili bir soru üzerine tam bir tarih vermekten kaçınıyor. Talat, soruyu, “Zaman vermek zor. Ama bugünden itibaren 1-1.5 yıllık bir süre içinde olabileceğini düşünüyorum. 2013 yılında Rum kesiminde başkanlık seçimleri var” diye yanıtlıyor.
TÜRKİYE’NİN ROLÜ
KKTC siyasetinde her zaman tartışmalı bir konu olan Türkiye’nin rolü bu seçimlerde de etkili oluyor. Ankara, henüz adaylardan herhangi birine açık destek vermiş değil.
Kıbrıslı uzmanlar, 2005 yılında Türkiye’nin el altından Talat’ın rakibini desteklediğini ancak geçen zaman içerisinde Ankara’nın Kıbrıs meselesine yaklaşımının Talat’la aynı çizgiye geldiğini ifade ediyor.
KKTC Cumhurbaşkanı ise Türkiye’nin tutumunun her zaman önemli bir etken olduğunu ancak adaylardan hiçbirine açıkça destek vermesini beklemediğini söylüyor. Talat, “yürütülen politikalar dikkate alındığında Türkiye, Eroğlu’nun karşı olduğu politikaları destekliyor” diyerek üstü kapalı da olsa Ankara’nın desteğini arkasında olduğunu hissettiriyor.
Talat, “Türkiye’nin tavrı önemli. Hem buradaki Kıbrıslı Türkler, hem de Türkiye kökenliler arasında. Ana vatan olarak sevilir, güvenilir” diye konuşuyor.
YARIŞ KIZIŞIYOR
Seçimlerde sona yaklaştıkça tansiyon da yükseliyor. KKTC’de başkanlık seçimleri iki turlu. Eğer adaylardan biri ilk turda geçerli oyların yarısından bir fazlasını alamazsa bir hafta sonra seçmenler ikinci kez sandık başına gidiyor.
Yapılan kamuoyu anketlerine göre, Eroğlu yarışı Talat’ın 10 puan önünde götürüyor. Dolayısıyla seçimlerin ilk turda adaylardan birinin lehine sonuçlanması olasılığı yüksek görülüyor.
Talat, anket sonuçlarının doğru olmadığını, yürütmeyi elinde tutan rakibinin ciddi bir baskı ve tehdit politikası izlediğini öne sürerken, Eroğlu kampı ise müzakerelerde “tek devlet” oluşturulmasını kabul ederek, Talat’ın KKTC’yi yok etmek istediğini savunuyor.
2004’teki referandumda Kıbrıslı Türklerin “evet” demesine rağmen izolasyonların kalkmamasının arkasındaki desteğin en önemli nedeni olduğunu savunuyor.
Talat kampında en çok hayal kırıklığı yaratan gelişme ise birlikte canlı yayında tartışma tekliflerinin Eroğlu tarafından kabul edilmemesi.
Liderlerin önünde iki haftadan kısa bir süre var. Her iki taraf da bu kısa zaman içerisinde özellikle sayıları halen çok yüksek olan kararsızlar cephesinden kendisine taraftar çekmek için çabalarını sürdürecek. Barış görüşmelerinin kaderi ise sandıktan çıkacak sonucu bekleyecek.