Güncelleme Tarihi:
Kerry, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki (BMGK) Suriye oylamasının ardından yaptığı konuşmada, Konsey'in Suriye'deki katliamın durdurulması yönünde tüm taraflara önemli bir mesaj verdiğini belirtti.
Taraflar arasındaki ayrılıkların halen giderilemediğini de dile getiren Kerry, "Önümüzde büyük engeller olduğunun farkındayız. Uluslararası toplum arasında özellikle Esad'ın geleceğine ilişkin keskin farklılıklar var" dedi.
Esad'a ilişkin ABD ile Uluslararası Suriye Destek Grubu'ndaki (USDG) birçok ülkenin tutumunun net olduğunu dile getiren Kerry, "Birçok ülke ve bize göre Esad ülkeyi yönetebilecek yetenek ve güvenirliği kaybetti. Ancak bu görüşü herkes paylaşmıyor" diye konuştu.
İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond da Esad iktidarda olduğu sürece Suriye'ye barış ve birliğin asla gelmeyeceğini söyledi.
Hava saldırıları ve ayrım gözetmeden yapılan bombalara son verilmesi gerektiğini belirten Hammond, "Suriye krizinin biteceğini söylemek için çok erken ancak kabul edilen karar tasarısı ve alınan kararlar önemli bir adım" değerlendirmesinde bulundu.
FABİUS: HALKIN BİR KISMINI KATLEDEN NASIL BİRLEŞTİREBİLİR"
Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius ise Suriyeli muhaliflerin birleşerek siyasi çözüm için taahhütte bulunduklarını, bu sayede bir temas noktası olduğunu kaydetti.
Fabius, Suriye hükümeti ile muhalifler arasında gerçekleşecek müzakerelerin ancak Esad'ın gitmesi konusunda güvenilir garanti sağlanması halinde başarılı olabileceğini belirterek, "Halkın bir kısmını katleden bir kişi nasıl halkı bütünleştirebilir? Esad'ın seçimlere katılması fikri bizim için kabul edilemez" dedi.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun da Esad hükümetinin verdiği sözlere rağmen varil bombalı saldırılara son vermediğini anlatarak, sivillere karşı ayrım gözetmeyen saldırılara bir an önce son verilmesi gerektiğini bildirdi.
Ban, güven artırıcı önlemler kapsamında tutukluların salıverilmesi, sağlık kuruluşlarına saldırıya son verilmesi ve tüm ülkeye yardım ulaştırılmasının temin edilmesi gerektiğini dile getirdi.
LAVROV: GELECEĞE SURİYE HALKI KARAR VERSİN
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise "Suriye'nin geleceğine ve liderine Suriye halkı karar versin" diye konuştu.
BMGK kararının ülkeye dışarıdan müdahalede bulunmak isteyenlere cevap niteliğinde olduğunu savunan Lavrov, "Bu karar, Suriyelilere dışarıdan çözüm ve başkan dayatmaya çalışanlara açık bir cevaptır" ifadelerini kullandı.
Rusya'nın, IŞİD'e karşı mücadele konusunun, bir kişinin geleceğine bağlanmasına karşı olduğunu kaydeden Lavrov, "Esad sorunu çözülmeden IŞİD'e karşı ortak bir mücadelenin mümkün olmadığı düşüncesi tehlikeli bir mantık ve yaklaşım" dedi.
FARKLILIKLAR GİDERİLEMEDİ
BMGK'daki toplantının ardından Kerry ve Lavrov, BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ile basın toplantısı düzenledi. Toplantıda gazetecilerin terör örgütü olarak kabul edilecek kişi ve gruplara ilişkin soruları üzerine Kerry, Ürdün tarafından hazırlanan belgenin bir adım olduğunu ancak ülkeler arasında bu konuda mutabakat olmadığını söyledi.
IŞİD ve El-Nusra cephesinin terör örgütü kabul edilmesi konusunda tüm ülkelerin hemfikir olduğunu belirten Kerry, diğer gruplar hakkında uyuşmazlık olduğunu bunun ileriki süreçte çözülebileceğini kaydetti.
Ürdün Dışişleri Bakanı Nasır Judeh, Uluslararası Suriye Destek Grubu toplantısı sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, kendilerine iletilen bilgiler doğrultusunda bir liste hazırlayıp toplantıda sunduklarını ancak bazı ülkelerin 10-15 grubu terörist kabul ederken bazılarının daha fazla grubu bu listeye eklemek istediklerini söylemişti.
Konsey'de kabul edilen kararda ocak ayının başında ülke genelinde bir ateşkes ve buna paralel siyasi müzakerelerin başlaması çağrısı yapılmıştı. Ancak müzakerelere başlamak için hangi muhalif grupların masada olabileceği, Esad'ın geleceği ve seçimlere katılıp katılmayacağı gibi konularda mutabakat sağlanamadığı için BMGK kararında bu konuları aydınlatan maddelere yer verilmedi.
Kararda, sivillere yönelik her türlü saldırı ve varil bombası kullanımına son verilmesi ile ülkenin tüm kesimlerine insani yardım ulaştırılmasının temin edilmesi maddeleri yer alıyor. Ancak daha önceki BMGK kararlarında da olan fakat uygulanmayan bu maddelerin bu kez nasıl hayata geçirilebileceğine ilişkin de kararda ayrıntı bulunmuyor.