Kemalizm Türkiye’nin gücü

Güncelleme Tarihi:

Kemalizm Türkiye’nin gücü
Oluşturulma Tarihi: Ocak 09, 2006 00:00

ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Matt Bryza, Hürriyet’e geniş bir Türkiye değerlendirmesinde bulundu. "Dini özgürlük ve hoşgörüye izin veren laik demokrasi, Kemalist Türkiye’nin büyük gücüdür. Bu nedenle Türkiye stratejik ortağımızdır" dedi. Bryza şu mesajları verdi:

Erdoğan’ın, Türkiye’yi "İslamcı-faşist" bir yöne doğru götürdüğü yolundaki görüşlere kesinlikle katılmıyoruz.

Danimarkalılar ile konuştuk. Roj-TV’nin PKK’ya destek sağlayan mekanizmalardan biri olduğuna inanıyoruz.

Ankara, İran’la normal ilişkiler istiyor. Bu bizim politikamız değil. İşbirliği içinde hareketini güvenceye almalıyız.

ABD Yönetimi, laik-demokratik Kemalist yapının Türkiye’nin gücü olduğunu ve korunması gerektiğini düşünüyor. Hürriyet’e makamında konuşan ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Matt Bryza, Washington’daki bazı düşünce kuruluşlarının uzmanlarının, AKP ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’yi "İslamcı-faşist" bir yöne doğru götürdüğü yolundaki görüşlerine katılmadıklarını kaydetti. Bryza, "Bu görüşleri kategorik olarak reddederiz. Bu bizim görüşümüz ya da politikamız kesinlikle değildir" dedi.

Ancak, görevi gereği ve yıllardır Türkiye’yi yakından izleyen Bryza, AKP’nin bazı uygulamaları nedeniyle Türk toplumunda bir "gerilim" gördüklerini belirtti. Bryza, "Bunu herkes görüyor. Ancak, AKP’nin Türkiye’yi nasıl yönlendirdiğine ilişkin kararı da Türk halkı verecek. Demokrasi ve seçimler bunun içindir" dedi.

Bryza, konuşmasına şöyle devam etti:

"Türkiye, ABD için stratejik öneme sahiptir. Çünkü, Türkiye, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan bir toplumda laik-demokrasinin en başarılı örneğidir. Bu yapı, aşırılığı önlemiş ve belli düzeyde dini özgürlüğe ve hoşgörüye izin vermiştir. Bunlar Kemalist Türkiye’nin büyük güçleridir. Biz, kuvvetle bunların korunmasını cesaretlendiriyoruz. Müslüman bir toplumda laik demokrasinin baltalanması bizim çıkarlarımıza ters düşer."

PKK’NIN SESİ KAPATILMALI

Bryza, PKK’nın terörist tehdidinin imha edilmesi için, Irak, Türkiye ve Avrupa ayakları bulunan üçlü bir kampanya yürüttüklerini belirtti. Irak’ın birlik ve bütünlüğünün korunmasını hem ABD’nin hem de Türkiye’nin istediğinin altını çizen Bryza, Irak’ta üçlü toplantılar yoluyla ve Irak Hükümeti ile birlikte PKK’ya karşı hareketin önemine dikkat çekti. Türkiye’de ise "bilgi paylaşımı" yoluyla PKK’ya karşı hareket ettiklerini ifade eden Matt Bryza, Avrupa’da da bu örgütün yapılanması ile finansal şebekesinin çökertilmesi için çalıştıklarını anlattı.

Matt Bryza, Roj-TV konusunda da şunları söyledi: "Danimarkalılar ile konuştuk. Roj-TV’nin PKK’ya destek sağlayan mekanizmalardan biri olduğuna inanıyoruz. Tabii, karar Danimarka’ya ait. Ama, Danimarka Hükümeti’ne, Türk Hükümeti’nin Roj-TV’nin kapatılması yolundaki isteğini desteklediğimizi söylüyoruz." Müsteşar Yardımcısı Bryza, PKK’nın, NATO’nun terör listesinde yer alması gerektiğini de vurguladı.

İRAN KRİZ YARATMAZ

Bryza, Türkiye’nin Irak’ta sergilediği işbirliğini ve özellikle Sünniler’in de siyasi süreçte yer almalarına yönelik çabaları takdirle karşıladıklarını söyledi. Matt Bryza, Türkiye’nin komşu olması nedeniyle Suriye konusunda hassasiyetleri bulunduğunu ve bunu anlayışla karşıladıklarını belirtti ve "Ancak, stratejik anlamda aynı yönde ilerlediğimiz konusunda kuşkumuz yok" dedi. Bryza, Ankara’nın, özellikle İran’ın nükleer faaliyetleri konusundaki AB-3 tutumuna destek verdiğini söyledi ve ayrıca Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün çeşitli vesilelerle yaptığı açıklamaların övgüye değer olduğunu kaydetti. Bryza, şöyle devam etti:

"İran da, Türkiye’nin bir komşusu. İyi bir çalışma ilişkisine duyulan ihtiyaç Ankara’da Washington’dan daha çok hissediliyor. Ankara, İran’la normal ilişkiler istiyor. Bu bizim politikamız değil. Özellikle nükleer faaliyetler alanında sürekli tetikte ve hazırlıklı olmak durumundayız. İran’ın, yakın gelecekte ilişkilerimizde kriz yaratacağına inanmıyorum. Ancak, bu çok önemli ve transatlantik camianın, stratejik ve işlevsel olarak aynı yönde ve işbirliği içinde hareketini güvenceye almalıyız."

ERMENİ KARARI SİYASİ İŞİ DEĞİL

Matt Bryza, ABD Kongresi’ndeki Ermeni soykırımı iddialarını içeren karar tasarılarının kabul edilmesine "yönetim olarak" karşı olduklarını söyledi. Bryza, 1915 yılında neler yaşandığının, sosyal bilimlerle uğraşanların bir işi olduğunu ve siyasiler tarafından tanımlanmaması gerektiğini kaydetti. Matt Bryza, "Başkan Bush da, 24 Nisan mesajlarında buna hep dikkat etmiştir" dedi. Bryza, Türkiye’nin, Ermenistan ile sınırı açması gerektiğini de söyledi. Karabağ konusundaki bir çözüm için iyimser olduklarını ve çözümün Ermenistan’ın hem Türkiye ile hem de Azerbaycan ile ilişkilerine olumlu yansıyacağını umduklarını söyledi.

RUHBAN OKULU AÇILSIN

Bryza, Heybelida Ruhban Okulu’nun çaılması gerektiğini de söyledi. Bryza, "Fener Patrikhanesi ve Ruhban Okulu, Türkiye’nin ve İstanbul’un neden önemli ve farklı olduğunun birer işareti. Farklı dinler arasındaki anlayış açısından önemli. Bu alanlardaki çözüm Türkiye’nin hoşgörüsünü gösterecektir. Bunlar Türkiye’nin gücüdür. Doğru olanı yapmak gerekir diye düşünüyoruz" dedi.

ABD ALEYHTARLIĞI AZALDI

Bryza, Türkiye’nin giderek büyüyen cari açıklarını "alarm verici" bulmadıklarını da kaydetti. Önemli olanın, IMF ile varılan anlaşmaya tam uymak ve mali disiplinden kopmamak olduğunun altını çizen Bryza, "Genelde, Türkiye’nin, ekonomik hedeflerin tutturulmasında başarılı olduğuna inanıyoruz" diye konuştu.

Matt Bryza, BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) projesi çerçevesinde, Türkiye’yi hep bir ortak olarak gördüklerini, Türkiye üzerine odaklanmayı değil, Türkiye ile birlikte çalışmayı hedef edindiklerini özellikle söyledi.

Bryza, geçen yıl çok şikayet ettikleri, Türkiye’deki Amerikan aleyhtarlığı ve bununla birlikte Yahudi düşmanlığının da artık rahatsızlık verici düzeyde olmadığını ifade etti. "Başbakan Erdoğan’ın geçen Haziran’daki ziyaretinden sonra ilişkilerde düzelme oldu" diyen Bryza, özellikle Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül’ün ABD ile ilgili çeşitli açıklamalarını memnunlukla karşıladıklarının altını çizdi.

Pamuk, Türkiye’nin kültür elçisi

BRYZA, Orhan Pamuk ile ilgili soruları "dolaylı" cevaplamayı tercih etti. ABD’nin Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini şiddetle savunduğunu belirten Bryza, "AB, Türkiye’de ifade özgürlüğü alanında sorun olduğunu söylüyor. Müzakere sürecini baltalayıcı durum olmamalı.Orhan Pamuk Avrupa’nın en popüler yazarlarından biridir. Pamuk, Türkiye’nin bir kültür elçisidir. Sır değil, biz de yıllardır, Türkiye’deki ifade özgürlüğü alanının genişletilmesi gerektiğini söyledik" dedi.

Talat’ın politikası bizim politikamız

ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Matt Bryza, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ı makamında kabul etmesine "çok tepki aldıklarını", ancak eşi görülmemiş bir adım attıklarını söyledi. Bryza "Talat, Ada’da kalıcı ve adil barış için ilkeli tutum içinde. Yaptığımız doğruydu" dedi. Talat’ın "İzolasyonun kaldırılması yoluyla yeniden birleşmeyi savunuyoruz" dediğini hatırlatan Bryza, "Bizim politikamız da budur. Kıbrıs Türkleri’nin izolasyonun kalkmasıyla Ada’nın birleşmesi. Bu politikayı ilerletmenin yollarına sürekli bakıyoruz" diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!