'Kelebek etkisi'nin babası öldü

Güncelleme Tarihi:

Kelebek etkisinin babası öldü
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 17, 2008 12:22

"Kaos ve Kelebek etkisi" teorisinin babası olarak gösterilen Amerikalı bilim adamı Edward Lorenz hayata gözlerini yumdu.

ABD'nin ve hatta dünyanın en ünlü eğitim kurumu Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT), 90 yaşındaki bilim adamının, Cambridge'teki evinde dün öldüğünü açıkladı. Lorenz, kanser tedavisi görüyordu.

KELEBEK TEORÄ°SÄ°NÄ°N ÖZETİ                                                                       Â

Lorenz, 1963 yılında MIT'te meteorolog olarak çalışırken, bir sistemin başlangıç verilerindeki ufacık değişikliklerin bile, büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabileceğini öngörmüş ve bunu örneklendirmek için 1972'de sunduğu bir çalışmada, "bir kelebeğin Amazon ormanlarında kanat çırpmasının Avrupa'da fırtına kopmasına sebep olabileceği" ifadesini kullanmıştı.

Lorenz, sadece üç değişkenle kaos ortamı doğabileceğini keşfetmiş ve daha 19. yüzyılda Fransız matematikçisi Henri Poincare'nin fikir olarak ortaya attığı çok basit bir sistemde çok karmaşık bir dinamiğin ortaya çıkabileceğini kanıtlamıştı.

Lorenz'in teorisi ve buluşları, sadece matematik alanında değil, biyoloji, fizik ve sosyal bilimler alanında da yeni bir araştırma alanının doğmasına vesile olmuştu. Lorenz'in teorisi, Hollywood'a da esin kaynağı olmuştu. Pek çok korku ya da bilim kurgu filmi bu teoriye atıfta bulundu. "Butterfly Effect" (Kelebek Etkisi) bunların en iyi örneği.

TEORÄ°NÄ°N YAPISI                                                                                                     Â
Kelebek etkisinin babası öldü


Kaos teorisi, yapısal olarak bir fizik teorisi ya da matematiksel bir tümevarım değil, fiziksel gerçeklik parçalarının bir bütün olarak eğilimini açıklamaya yarayan bir yöntemdir.

Sigara dumanının havada yaptığı şekiller tamamen düzensiz ve bağımsız rastlantıların ürünü olarak görülebilir. Ancak bir teorik fizikçi, dumanın bu dinamiğinin aslında ortamdaki birçok parametre ve etken tarafından belirlendiği görüşündedir. Bu girdiler o kadar çoktur ve o kadar değişkendir ki, incelemek ve kesin fikre varmak imkansızdır.

Parametrelerin bu denli değişken olması aslında o parametrelerin de bir çıktı olmasından kaynaklanır. Dumanın hareketine neden olan hafif bir hava akımı, aslında odanın başka yerindeki bir sıcaklık değişikliği ve basınç farkının neden olduğu bir harekettir. Ayrıca dumanın dinamiğini etkileyen girdiler birbirlerine bağlı olabilirler ki, bu, durumu tam anlamıyla içinden çıkılmaz kılar. Sigara dumanı örneğine dönersek, hava akımının yalnızca sıcaklık değişiminden kaynaklandığını farzedelim. (Aslında bu milyonlarca etkenden biridir.) Sıcaklık değişimi, ortamda basınç farkı yarattığından hava akımını etkiler. Ancak oluşan hava akımı, sıcaklıkta tekrar değişimlere neden olacağından farklı girdilerle başka bir fonksiyon oluşturur ve bu değişim, sonsuza kadar devam eder.

Birçok farklı girdinin sürekli değişerek fiziksel değişimler ve farklı düzenler yaratması ve bu düzenlerin yine kendilerini etkilemesi, insan zekasını ve günümüzdeki gözlem ve bilimsel tahmin imkanlarını kat kat aştığından kaos olarak nitelendirilir. Oysa tüm bu değişimlere neden olan fiziksel yasalara ve matematiksel açıklamalara hakimiz. İşte bu noktada karşımıza düzen ve anarşinin aslında birbiriyle sıkı sıkıya bağlı olduğu ortaya çıkar. Fiziksel yasalar ne kadar basit olursa olsun, sonuç o kadar rastlantısaldır ve karmaşa doludur.

TEMEL ÖNERMELER

Teorinin temel önermeleri şöyle sıralanabilir:
Düzen düzensizliği yaratır.
Düzensizliğin içinde de düzen vardır.
Düzen düzensizlikten doğar.
Yeni düzende uzlaşma ve bağlılık, değişimin ardından çok kısa süreli olarak kendini gösterir.
Ulaşılan yeni düzen, kendiliğinden örgütlenen bir süreç vasıtasıyla kestirilemez bir yöne doğru gelişir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!