Güncelleme Tarihi:
Fransa'nın Nice kentinde yakında başlayacak olan Avrupa katarakt cerrahisi toplantısında tıpta devrim niteliğindeki yeni bir ameliyat tekniği tanıtılacak. Paris Match dergisinin sorularını cevaplayan Dr.Philippe Crozafon kanamasız, dikişsiz, lokal anesteziyle ameliyat edilen hastanın iki saat sonra, pansuman bile yapılmadan eve dönebileceğini iddia ediyor. Dr.Crozafon'un verdiği bilgiler şöyle:
Katarakt nedir?
Göz merceğinin şeffaflığını kaybetmesi. 100 katarakt vakasından 99'u yaşlılıktan kaynaklanır. 70 yaşından sonra görüş bozulur, renkler parlaklığını kaybeder. Katarakt iyice ilerlediğinde gözbebeğinin normalde siyah olan rengi değişir. Bazen beyaz bazen kahverengi olur.
Yeni teknik nedir?
Yeni teknikte yine lokal anestezi uygulanıyor ama ‘topik’ dediğimiz bir yöntem uygulanıyor, yani sadece hastalığın olduğu yer uyuşturuluyor. Cerrah, müdahaleden hemen önce, göze ilaç damlatıyor. Sonra yara izi yapmayan ince bir boruyla gözün içine anestezi veriliyor. Böylece tamamen uyuşmasına rağmen göz görmeye devam ediyor. İğne yapmak gerekmediği için kanama riski de olmuyor. Böylece pıhtılaşma tedavisi görenlerin ameliyat için tedavilerine ara vermeleri de gerekmiyor.
Ameliyat sırasında hasta hem görmeye devam ediyor, hem de gözünü cerrahın talimatına göre hareket ettirebiliyor. Böylece doktor ameliyatı daha rahat yapabiliyor. Kıvrılabilen bir suni mercek kullanılırsa, gözde sadece 3 mm.lik bir yara açmak gerektiğinden de dikiş gerekmiyor.
Ameliyattan sonra birkaç damla ağrı kesici ve antibiyotik yeterli oluyor. Hasta iki saat sonra, pansuman bile yapılmadan, evine gidiyor. Görme de birkaç saat sonra düzeliyor.
Ya diğer ameliyatlar?
Gözde katarakt ameliyatı için geliştirilen bu metodun diğer cerrahi müdahalelerde de kullanılabileceği ümit ediliyor. Hiç acı duymayacak şekilde uyuşmuş ancak hastanın kontrol edebildiği, canlılığını kaybetmemiş dokular üzerinde çalışabilmek, ameliyatın başarısı için çok önemli.
Ne zaman uygulanır?
Doktorların ‘‘hareket halindeki organı ameliyat etmeye alışmaları’’ için gerekli bir süre var. Doktorlar alıştıktan sonra bu teknik uygulanabilecek.
İğneyle aşı tarih oluyor
Çoçuklar, yakında korkulu rüyaları iğneden kurtulacak. İsrail'de Ben Gourion Üniversitesi’nden Prof.Joseph Kost'un geliştirdiği teknikle ilgili açıklaması şöyle: ‘‘İnsan derisi üç tabakadan oluşur. En dıştaki (epiderm) sugeçirmezdir. Epiderme birkaç dakika süreyle 20 kilohertz frekansında ultrason veriliyor. Ses dalgası epidermin yapısını bozarak deride mikroskopik çatlaklar oluşturuyor. Birkaç saat boyunca bu çatlaklardan büyük moleküllü sıvıları deri altına uygulamak mümkün oluyor. Yani iğneyi kaldırıyoruz’
Prof.Joseph Kost şeker hastalarına bu yolla insülin vermenin çarelerini arıyor. Geliştirmekte olduğu portatif ultrason cihazını kendi kendilerine kullanan hastalar, deri sugeçirir hale gelince üzerine ilaçlarını uygulayabilecekler.