Güncelleme Tarihi:
Temaslarda bulunmak üzere ABD'nin başkenti Washington'da bulunan Dışişleri Bakanı Al Sani, ABD'li mevkidaşı Rex Tillerson ile görüşmesinin ardından Katar ile bazı Arap ülkeleri arasında yaşanan krize ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır ve Bahreyn tarafından krizin sonlandırılması için sunulan talep listesiyle ilgili Al Sani, "Bunlar talep değil, ispat edilmemiş iddialardır." dedi.
Taleplerin makul ve uygulanabilir olması konusunda ABD ile aynı düşüncede olduklarını belirten Al Sani, halihazırda "talep sürecini" değil, abluka uygulayan ülkelerin ilişkilerini kesmesine neden olarak gösterdikleri "iddiaların belgelendirilmesi sürecini" yaşadıklarını ifade etti.
Talep sürecinin, ortaya atılan iddiaların belgelendirilmesi ve doğruluğunun ortaya çıkması sonrasında da varsa hataların giderilerek ilişkilerin düzeltilmesi için gereken bir süreç olduğunu kaydeden Al Sani, "Talep listesinin sunulması yerine öncelikle ilişkilerin kesilmesine gerekçe gösterilen iddiaların masaya yatırılması ve o iddiaların kaynaklarının tüm taraflarca iyice araştırılması gerekiyor. Daha sonra ise tüm tarafların katılımı ile yaşanan krizden çıkılması için ortak çözüme ulaşılacak metin üzerinde anlaşılması gerektiğini düşünüyoruz." diye konuştu.
Ayrıca Al Sani, taleplerin makul ve uygulanabilir maddelerden oluşması gerektiğini, bunun aksi talepleri kabul etmelerinin mümkün olmadığını vurguladı.
Suudi Arabistan, BAE, Yemen, Mısır ve Bahreyn 5 Haziran'da yaptıkları açıklama ile Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kestiklerini duyurmuştu. Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn, ülkelerinin hava sahasını Katar'a kapatarak, Katarlı diplomatların 48 saat içinde ülkelerinden ayrılmasını istemişti. Katar'a karşı yapılan diplomatik ablukaya Maldiv Adaları ve uluslararası toplumca meşruiyeti olmayan darbeci general Halife Hafter destekçisi Libya Tobruk hükümeti de katılmıştı.
13 MADDELİK TALEP LİSTESİ
Katar'a abluka uygulayan Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır'ın 13 maddeden oluştuğu ifade edilen taleplerinin Kuveyt aracılığıyla Doha yönetimine ulaştırıldığı uluslararası basına yansımıştı.