Güncelleme Tarihi:
Gelen son dakika haberine göre; Kanada'da British Columbia ve Saskatchewan eyaletlerindeki 3 ayrı yatılı kilise okulunda bugüne kadar ulaşılan 1148 isimsiz çocuk mezarı için tartışmalar sürüyor. Dünya basınına bomba gibi düşen korkunç iddialara bir yenisi daha eklendi.
Ontario eyaletine bağlı Brantford kentindeki Mohawk Yatılı Kilise Okulu'nda bazı çocuk cesetlerinin yakıldığı iddia edildi.
Brantford Bölgesi Yerli Destek Merkezi tarafından yatılı kilise okullarında kalırken hayatlarını kaybeden çocuklar için bir saygı yürüyüşü düzenlendi.
Brantford Halk Merkezi binasının bahçesinde toplanan binlerce Kanadalı, öğle saatlerinden itibaren Mohawk Yatılı Kilise Okulu'na kadar yürüdü. Yürüyüşe katılanlardan Doug Enhug, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasının da Mohawk Yatılı Kilise Okulu'nda kaldığını söyledi.
Enhug, Mohawk Yatılı Kilise Okulu'nda da isimsiz mezarlar olup olmadığına dair soruya, "Orada hiçbir şey bulamazlar. Çünkü cesetleri yaktılar. O okuldan kurtulan birinden dinledim. Krematoryumda bir cesedi yakarlarken görmüş. Babamdan da defalarca hikayelerini dinledim. Hem o zamanlar okul alanı 1200 dönümden fazlaymış. Şimdilerde 40 dönüm kadar. Arasalar da ne bulacaklar ki?" yanıtını verdi.
Yürüyüşü düzenleyen Brantford Bölgesi Yerli Destek Merkezi Müdürü Rebecca Wilson da "Binada krematoryum var. Orada 'çöplerini' yok ettiklerine dair çok hikaye dinledim. Bölgede yine de arama yapılmasına destek veriyoruz. Aramadan asla bilemeyiz." dedi.
Öte yandan Kanada'da yatılı okullarda yerli çocuklara ait toplu mezarların tespit edilmesinin ardından düzenlenen protestolarda göstericiler, Kraliçe Victoria ve Kraliçe II. Elizabeth'e ait heykelleri yıktı. yıkılan heykellerin üzerine çıkarak protesto gösterisi düzenleyen öfkeli topluluklar heykel kaidelerinin üzerine kırmızı boyalarla yazılar yazarak kanlı elleri temsil eden işaretler bıraktı.
Toplu mezarlara ve Kızılderili halkına yönelik yapılanlara karşı tepki gösteren protestocular, Kanada Günü'nde düzenlenen miting sırasında kızgınlıklarını heykellere gösterdiler. Kanada’nın Manitoba eyaletinde bulunan Winnipeg kentindeki Manitoba Yasama Meclisi'nde toplanan yüzlerce protestocu, “Her Çocuk Önemlidir” mitingi sırasında “bir zamanlar çocuktuk” sloganları atarak Kraliçe Victoria ve Kraliçe II. Elizabeth’e ait heykeller de dahil olmak üzere Meclis’te bulunan birkaç heykeli yıktı.
YATILI KİLİSE OKULLARINI YÖNETEN REGİNA KATOLİK KİLİSESİ BAŞPİSKOPOSU AÇIKLAMA YAPTI
Kanada Katolik Piskoposlar Konferansı Üyesi ve Regina Başpiskoposu Donald Bolen, ülkesinde ortaya çıkan yatılı kilise okullarındaki çocuk mezarları ile çocuk cesetlerinin yakıldığı iddiasına ilişkin, "Gerçekten şoke oldum. Bugüne dek ölen çocuklardan cesedi yakılanı hiç duymadım ancak bu konu, mutlaka araştırılmalı. Lütfen Tanrım, bu doğru olmasın." dedi.
Bolen, çevrim içi verdiği röportajda, yaşananlardan büyük üzüntü duyduğunu ifade etti.
En son Brantford kentindeki Mohawk Yatılı Kilise Okulunda, ölen çocukların cesetlerinin krematoryumda yakıldığı iddiasına ilişkin Bolen, "Çocuk cesetlerinin yakıldığı iddiası, beni şoke etti. Gerçekten şoke oldum. Bugüne dek ölen çocuklardan cesedi yakılanı hiç duymadım ancak bu konu, mutlaka araştırılmalı. Lütfen Tanrım, bu doğru olmasın." diye konuştu.
Yaşananlardan büyük bir üzüntü duyduğunu vurgulayan Başpiskopos Bolen, "O zamanlar hükümetin önerdiği yatılı okulları yöneten bir sömürgecilik zihniyeti vardı. Çocukları çok erken yaşta evlerinden alan Katolik Kilisesi de dahil olmak üzere, birçok kilise bunda suç ortağıydı. Şimdi ise küçük çocukların evlerinden alınıp ailelerinden, dillerinden kültürlerinden maneviyatlarından mahrum bırakıldıklarının büyük matemini tutuyoruz." ifadelerini kullandı.
"ŞİMDİ HÜKÜMET VE KİLİSELER OLARAK SAHİP ÇIKMAMIZ GEREKİYOR"
Donald Bolen, ortada hala acılarla dolu bir taciz tarihi bulunduğunu da vurgulayarak şöyle devam etti:
"Bu yüzden tarihimizin acı veren bu parçasına, şimdi hükümet ve kiliseler olarak sahip çıkmamız ve işleri daha iyi hale getirmek için çalışmamız gerekiyor. Okullar, yerlileri eğitmek için açıldı ama bu, asimilasyon yoluyla bir eğitim oldu. O çocukların birçoğu evlerine döndüklerinde kendi kültürlerine, dil ya da maneviyatlarına ait değillerdi. Bu aynı zamanda nesiller arası bir travma ve miras haline geldi. Okullarda olanlardan sömürgeci Avrupa kültürü sorumludur. Yapılanlar, Hıristiyanlığın öğretisine de aykırıdır."
KİLİSELER ATEŞE VERİLDİ
British Columbia ve Saskatchewan'daki eski yatılı okul alanlarında isimsiz çocuk mezarlarının keşfedilmesinin ardından, son bir haftada 4’ü British Columbia, 1’i Alberta ve sonuncusu da Nova Scotia eyaletinde olmak üzere ülke genelindeki tarihi 6 Katolik kilisesi, polisin "şüpheli" olarak nitelendirdiği yangınlarda hasar gördü veya tamamen yandı.
Saskatchewan'daki St.Paul’s Katedralinin ana girişine ise kanlı elleri temsilen kırmızı boyalı el işaretleri bırakan kimliği belirsiz kişi veya kişiler, "Bizler çocuktuk" yazısı yazdı.
YERLİLERİN MERKEZİ DE KUNDAKLANDI
Öte yandan Katolik kiliselerine yapılan kundaklamaların ardından, dün akşam saatlerinde Newfoundland-Labrador eyaletinde Innu First Nation yerlilerinin yaşadığı Sheshatshiu'daki yerlilere ait bir merkezde yangın çıktı.
Yenileme çalışmaları nedeniyle inşaatın devam ettiği Innu First Nation Merkezi’ndeki yangın, binanın büyük bölümünü kullanılamaz hale getirdi.
Ağustos ayına kadar tamamlanması planlanan inşaatta çıkan yangında ölen ya da yaralanan olmadı.
KANADA BAŞBAKANI TRUDEAU KİLİSE YANGINLARIYLA İLGİLİ AÇIKLAMA YAPTI
Kanada Başbakanı Justin Trudeau ve bazı yerli liderleri, eski yatılı kilise okullarında isimsiz mezarların bulunmasının ardından Katolik kiliselerini hedef alan kundaklama ve vandalizmin adaleti sağlamanın yolu olmadığını açıkladı.
Başbakan Trudeau, son günlerde kundaklanan kiliselerle ilgili yaptığı açıklamada, "Gidilecek yol bu değil. İbadet yerlerinin yıkımı kabul edilemez ve durdurulmalı. Geçmişteki yanlışları düzeltmek için birlikte çalışmalıyız." dedi.
First Nations Asamblesi Ulusal Şefi Perry Bellegarde de açıklamasında, insanların kızgın olduğunu anladığını ancak kiliseleri yakmanın çözüm yolu olmadığını söyledi.
Bellegarde, “Hayal kırıklığını, öfkeyi, incinmeyi ve acıyı anlayabiliyorum, hiç şüphe yok. Ama bir şeyleri yakmak bizim tarzımız değil. Yolumuz ilişkiler kurmak ve bir araya gelmek.” diye konuştu.