Kalbinize taht kurabildi mi

Güncelleme Tarihi:

Kalbinize taht kurabildi mi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2006 00:00

Vatikan hiyerarşisinde Papa’dan hemen sonra gelen Başbakan Bertone, Papa 16. Benedikt’in Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu ile buluşmasını dinlerarası diyalogda bir milat olarak tanımladı.

Bertone şöyle konuştu: "Papa hazretlerinin, ’Kalbimin yarısını Türkiye’de bırakıyorum’ demesi, içinden gelen tutkunun bir ifadesidir. Umarım, Papa da Türklerin kalbinin bir yerinde taht kurmuştur."

Katolik Dünyası’nın iki numarası olan Vatikan Devlet Sekreteri sıfatlı Başbakan Kardinal Tarcisio Bertone, Papa 16.Benedikt’in Türkiye ziyaretini Hürriyet’e değerlendirirken, Papa’nın Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu ile buluşmasının, İslam’la diyalogda bir milat olarak kabul edilebileceğini söyledi. Kardinale hemen şunu sorduk: "Türkiye ziyareti öncesi Papa 16.Benedikt’te bir tedirginlik var mıydı?" Şöyle yanıtlıyor Kardinal Bertone:

"
Tedirginlik değil de gelişmeleri dikkatle izleme vardı diyelim. Vatikan Büyükelçinizle sürekli temastaydık. Zaten ziyareti birlikte değerlendirip hazırladık. Papa hazretleri Türkiye’ye gitmeden önce söylenenlerin tam tersine çok sakindi. Başbakan Tayyip Erdoğan Papa’yı Ankara Havalimanı’nda uçağın merdivenlerinde karşıladı. Bu olağanüstü önemli ve anlamlı hatta siyasi bir jestti diyebilirim. Bu tablo başta Avrupa ve bütün dünyaya bir uyum vizyonunu iletmiştir. Papa hazretleri tarafından memnuniyetle karşılanmıştır.

Ankara’da Diyanet İşleri Başkanı ile buluşmanızı değerlendirir misiniz?

Gerek Papa hazretlerinin ve gerekse Grand Müfti’nin (Diyanet İşleri Başkanı) konuşmaları samimi olduğu kadar saygılı ve dostaneydi. Bu ziyaretinin değerleri karşılıklı olarak ön plana burada çıktı.

Anıtkabir’i ziyarette neler hissedildi?

Papa Hazretleri heyecanlıydı. Ama beni şaşırtan, Başbakan Yardımcısı Sayın Şahin’in, Anıtkabir Anı Defteri’ne Papa hazretlerinin yazdıklarını tahmin etmesiydi. Bu bizleri çok duygulandırdı. Hoş bir anıydı. Diyanet İşleri Başkanı tarafından kabul edilmemiz çok yapıcı sonuçlar getirdi. Ama şunu söylemeliyim ki Regensburg sonrası 25 Eylül’de Castel Gandolfi’de Papa hazretlerinin İslam Büyükelçileri ile buluşması yapıcı ve iki taraf içinde anlamlı bir etken oldu. Bu diyalog, kestirme deyimle Ankara’da zirve yaptı. Bu bir milattır. Burada Papa hazretlerinin sarf ettiği sözlerin, devlet yetkilileri tarafından da çok olumlu karşılanması, bizleri çok mutlu etti.

Papa, ’Kalbimin yarısını Türkiye’de bırakıyorum’ dedi.

Papa hazretleri, Türkiye’de çok yoğun ve güzel, ayrıca dolu dolu 4 gün geçirdi. Türkiye’de tanrının elçisi olarak ağırlandı, saygı gördü. Bu sözleri sevgiyle yüreğinden aktığı gibi söylediğine eminiz.

Ayasofya Müzesi’ni turist gibi gezdi.

Tabii Ayasofya Müzesi’nde geçmişteki Hıristiyanlık döneminin izleri yoğunlukla hala var. İtiraf etmemiz gerekir ki, Müze’yi gezerken rehberlerin bilgisi ve anlatım tarzları ile hayranlığımız ikiye katlandı. Öyle bir ortamda gerçekten kendimizi bir turist gibi hissettik. O anda, tavandaki mozaikte Meryem Ana’nın kucağındaki İsa bebeği izliyorduk ve çok etkilendik. Güzel bir ibadethanede çok iyi saklanmış eser.

Papa, Sultanahmet Camii’nde şaşırtıcı jestler yaptı.

Bana söyledikleri aynen şöyle: ’O anda İslam Dünyası için çok önemli tarihi bir ibadet evinde Osmanlı sultanlarının içten bağlı olduğu bir mekanda tanrının gücü, tanrını ışığı, tanrının buyruğu, tanrının merhameti ile Müslümanlar’ın kutsal saydığı tanrının evinde tek Tanrıya dua ettim’ Bu, içinden gelen, Müslüman kardeşleriyle birlikte yaşamayı amaçladığı, jest ötesi huzurlu bir duyguydu. Ben onun sözlerini aktarıyorum.

Kardinal hazretleri son olarak Türk halkına bir mesajınız var mı?

Türk halkını içtenlikle selamlıyorum ve 4 günlük ziyaretimiz sırasında Papa hazretlerine, bana ve Vatikan delegasyonuna gösterdikleri samimi, kardeşçe misafirperverliğe candan teşekkür ediyorum. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Papa hazretlerinin, ziyaretin sonunda ’Kalbimin yarısını Türkiye’de bırakıyorum’ demesi, bu ülkeye karşı içinden gelen tutkunun bir ifadesidir. Bu zarif ve samimi itiraf sonrası, umarım, Papa da Türklerin kalbinin bir taraflarında taht kurmuştur. Teşekkür ederim.

Hıristiyan Avrupa ayrı İslam dünyası ayrı

Papa’nın Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki ılımlı mesajlarını ve Avrupa Anayasası’nda Hıristiyanlığın köklerine atıf yapılmamasını soruyoruz. Bertone şu yanıtı veriyor: "Papalık siyaset yapamaz. Yani ne veto edebilir ne de siyasi yönlendirme yapabilir. Ama şu bir gerçek ki Türkiye, tarih boyunca Avrupa ile Asya arasında köprü görevini, Avrupa yakasından yapmıştır ve yapmaktadır. Anayasa konusu çok acı. AB, bir Hıristiyan kulübü değildir derken, Müslüman ülkeler için bir İslam kulübü değildir diyebilir miyiz? Müslümanlar kültürleriyle, kökleriyle İslam dünyasının parçasıdır. Hıristiyanlar da Avrupa’nın."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!