Güncelleme Tarihi:
Toyota Almanya Pazarlama Müdürü ve Üretim Planlama Sorumlusu Sevilay Gökkaya, “Kadınlar otomobilden anlamaz” imalarına rağmen sektörde nasıl tutunduğunu Hürriyet’e anlattı.
İLKOKULDAN sonra Almanya’ya gelişinizi ve yaşadığınız zorlukları anlatır mısınız?
Annem ve babam, ilk olarak Almanya’nın Steinfurt kentine gelmiş. Kardeşim ve ben orada doğmuşuz. Daha sonra ben ve kardeşim Türkiye’ye gittik ve ilkokulu orada bitirdik. Tekrar Almanya’ya döndüğümüzde annem ve babam Karlsruhe’de yaşıyordu. Ne kardeşim, ne de ben Almanca biliyorduk. Bu yüzden beni hauptschuleye (ortaokul) yazdılar. Türkiye’de çok iyi bir öğrenciydim ve böyle bir okula gitmeyi pek hazmedemedim. Çünkü öğrencilerin matematikleri çok zayıftı ve seviyeleri düşüktü. Almanca öğrenip okuldan kurtulmak için sözlük ezberlemeye başladım. Sözlük ezberleyerek Almancamı iyi bir seviyeye getirdim. Özel bir sınavla hauptschuleden gymnasiuma (lise) geçtim. Tübingen Üniversitesi’nde İşletme bölümünü bitirdim.
Ondan sonra okul başarınız devam etti mi?
* Evet, başarılı bir öğrenci oldum Almanya’da da. Ama çok ders çalışan bir öğrenci olmadım hiçbir zaman. Sadece okulda dersleri çok dikkatli dinlerdim. Ayrıca hafızam çok güçlüdür ve ilgilendiğim bir şeyi kolay kolay unutmam. Bunlar işime çok yaradı.
Otomotiv sektörüyle tanışmanız nasıl oldu?
Kardeşim Hyundai’de bir acentede çalışıyordu. Babam da oldu bitti araba meraklısıydı. Tübingen’de Mercedes’e de çok yakındık. Arabalar ilgimi çekiyordu. Bu yüzden otomobil sektörünü seçtim. Kardeşim vesilesiyle Hyundai’de işe başladım. Sekiz yıl orada çalıştım ve yükseldim. Artık her şey tekrarlanmaya başlamıştı. Hyundai’de her yıl yüzde 10 ile yüzde 30 arasında büyüdük. 2011 yılında Citroen’e geçtim. Orada iki sene kalacaktım ama 3.5 yıl kaldım. Citroen Avrupa beni istedi ve tek alternatifim Paris’e gitmekti. Paris’e gitmek istemedim. Bu sırada Toyota’dan teklif geldi. Başka teklifler de vardı ama Toyota’yı seçtim.
Otomobil sektöründe kadın sayısı az mı?
Kesinlikle öyle, çok az kadın var. Kadınların araba pazarıyla çok fazla ilgilenmediğini düşünüyorum. Çünkü teknik konuları filan bilememekten korkuyorlar. Öte yandan araba pazarı erkeklere daha fazla şans tanıyor.
Kariyer stratejiniz nedir?
Bir büyük şirkette ürün bölümünde çalıştığınızda bölümde o kadar çok kişi var ki, biri ürünün tekerleği, diğeri rengi, bir diğeri karoseri ile ilgileniyor. Tüm ürünü sorumluluğunun altında tutabilmek için en yüksekte olman lazım ki, bu çok zor. Küçük şirketlerde öyle değil. Ben ilk işimde hem pazarlama hem basın sorumlusuydum. Daha az kişi olduğunda sorumluluk alanın geniş oluyor. Çok büyük sorumluluklar almak benim hoşuma gidiyor. Mercedes, Opel sektörde şiddetle kadın arıyor ve bana çok teklif geliyor. Ama benim için stratejik çalışmak ve sorumluluk alanını geniş tutmak çok önemli. Sorumluluk alanı geniş bir işte çalıştığınızda kendinizi gösterme şansınız daha fazla oluyor, yoksa bunun için çok seneler geçiyor.
Hangi karakter özellikleriniz size iş dünyasında avantaj sağlıyor?
Otomobil dünyasında kadın olarak kendine güveninin çok olması lazım. Çünkü bu pazarda, “Kadın arabadan anlamaz” ya da “Senin ne işin var” gibi şeyler başına çok geliyor. Mesela geçenlerde bir oldu. Başka bir ülkeden gelen bir menajerle yeni bir araba test ediyorduk. Ben bir şeyi anlamayıp sorduğumda bana, “Ya işte bana ruj hakkında sorsalar ben de aynı şekilde zorlanırdım” dedi. Aslında şaka ama altında, “Kadın olduğun için anlamadın” mesajı yatıyor. Fakat böyle durumlarda rahat olmak gerekiyor. Kadın hassasiyeti göstermek yerine işinizle ilgili gerekli cevabı vermelisiniz. Otomotiv sektöründe çalışan tek tük kadın var, onlar da sanki erkek olmayı tercih ediyorlar. Ne bileyim çok ciddi oluyorlar, elbise giymekten kaçınıyorlar. Kadın olma özelliklerini kaybediyorlar. Ben kesinlikle öyle yapmıyorum. Kadın olarak belki erkeklere karşı dezavantajlarım var ama avantajlarım da var. Otomotiv şirketlerinde bir kozmetik firmasında karşılaşmayacağın durumlar oluyor. Aslında bir pozisyona gelmek kolay. Önemli olan işini başarılı yapmak ve orada kalıcı olmak. İşini iyi yaparsan insanlar kadın veya erkek olmana da pek bakmıyor.
Evlisiniz ve bir çocuğunuz var. Aile ve kariyerin birlikte zor olduğu söylenir. Siz nasıl yürütüyorsunuz?
Zor olduğu kesin. Birincisi eşim çok destek veriyor. Kendisi de çalıştığı halde çocukla çok ilgileniyor. Eş desteği en önemli şey bence. İkincisi eşimle ben iyi organize oluyoruz. Ben Citroen’de çalışırken Frankfurt’a gidip geliyordum. Hem Frankfurt hem de Köln’de evimiz tren istasyonuna çok yakındı. Böylelikle yollarda fazla zaman kaybını önlüyorduk, her gün gelip çocuğumu görebiliyor, evimde kalabiliyordum. Çocuk doğduğunda da eşim bir buçuk yıl evde kaldı ve ben neredeysem çocuğu yanıma getirerek görmemi sağladı.
Hobileriniz, uğraşlarınız var mı?
Yemek yapmayı çok severim. İşim zaten hobim. Eşim, çocuğum, aile hayatıyla geçiyor günlerim. Başka şeyler yapmaya zamanım kalmıyor. İşim gereği çok seyahat ediyorum.
ALMANLAR MARKA SEVİYOR
“Almanya bir otomotiv ülkesi. Toyota olarak rekabet etmek zor. Almanya pazarının yüzde 60’ı Alman markaları, yüzde 40’ı ise bütün yabancı markalar. Bizim rekabetimiz son 10 yıldır hep bu yüzde 40’ın içinde. Alman markaları Audi, BMW, Mercedes birbirleriyle yarışıyor. Biz distribütörler Toyota, Hyundai, Mazda hep o yüzde 40 için savaşıyoruz. Rekabet çok zor ve ürünlerden fiyata, promosyona hep etrafına bakman gerek. Almanlarda marka hevesi var. Mesela bir kere Mercedes kullanan hep Mercedes istiyor, ona aşık oluyor, BMW’de de aynı şey. Biz distribütörlerde böyle bir şey yok. Mazda kullanan biri, bir sonraki sefere Hyundai alabiliyor.”
SATICI ERKEĞE BAKIYOR AMA...
“Kadınlar daha çok işlerine yarayacak arabaları tercih eder. Mesela bagajına ne kadar eşya sığar, çocuğa yeterince yer var mı gibi şeylere bakar. Erkekler ise arabanın motor gücü, performansı gibi şeylerle ilgilenir. İlginç olan ise bir otomobilin alınıp alınmayacağı, arabanın marka ve modeli konusunda kadınlar yüzde 70 oranında etkili. Yaptığımız araştırmalarda kadının etkisinin çok büyük olduğu ortaya çıkıyor.
Fakat bir kadın ve erkek, bir acenteye otomobil almak için gitsin ve satıcı da erkek olsun. Erkek, arabayı eşinin almak istediğini söylese bile satıcı ısrarla erkeğe bakarak konuşuyor. Bunun yanlış olduğunu satıcılara anlatıyoruz. Aslında kadına yönelseler daha başarılı olurlar. “
SEN İŞİNİ YAP, GERİSİ ZATEN GELİYOR
“Bana sık sık kariyer için neler yaptığım soruluyor. Birincisi doğru zamanda, doğru yerde olmak gerekiyor. İkincisi ben kariyer için hiçbir şey yapmadım. Benim yaptığım şey, işimi iyi yapmak. Bugüne kadar hiçbir patronuma daha üst kademede yer alabilmek için talepte bulunmadım. Zaten işini iyi yaparsan, hakkını veriyorlar. Ben buna inanıyorum. İşimi iyi yaptığımda zaten gerisi gelir. Ben kariyer için ne taviz verdim ne de ailemi, çocuğumu ikinci plana attım.”