Kader seçimine günler kaldı… Avrupa kabus senaryosuna hazırlanıyor…
Güncelleme Tarihi:
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde büyük bir hezimete uğrayan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron elinde kalan son kozu öne sürmüş ve parlamentoyu feshederek erken seçime gideceğini duyurmuştu.
Erken seçim kararı alan ülke Pazar günü sandık başına gidecek. Ağır bir ekonomik kriz, göçmen sorunu gibi birçok sorunla aynı anda yüz yüze kalan Fransa’da seçim sonrası bir kez daha alınacak bir hezimetin sadece Fransa’yı değil Avrupa’yı bir krize sürüklemesi söz konusu.
FRANSA’NIN EN ZOR SEÇİMİ: BU KEZ DE FREXIT VAKASI!
Siyasi analizciler “Macron'un kumarı Fransa'yı 'Frexit'in eşiğine getirdi” yorumları yaparken Avrupa merkezinden uzaklaşmış, aşırı sağ iktidara teslim olacak bir Fransa’nın Avrupa için bir kabus olabileceğinin altını çiziyor.
Aşırı sağın galip geldiği bir senaryoda AB bloğunun çalışma kabiliyetinin engellenebileceği söylenirken Fransa’nın da birlik içindeki rolünün değişmesi büyük bir kaosa yol açabilir.
LE PEN “İKTİDARA HAZIRIZ” MESAJI VERMİŞTİ
Partisi Ulusal Ralli'nin (RN) uzun süredir lideri olan Marine Le Pen AP seçimleri zaferi sonrası yaptığı konuşmada "Bu gecenin mesajı - parlamentonun feshedilmesi de dahil olmak üzere - Brüksel'deki liderlere de yöneliktir" demiş ve "Yurtsever hareketlerin bu büyük zaferi tarihin akışıyla uyum içindedir... Halk isterse iktidarı almaya hazırız" sözleriyle başa geçmeye hazır olduğu mesajını vermişti.
AB'den ve euro bölgesinden ayrılmak artık RN'nin seçim manifestolarında yer almıyor ancak Sol-yeşil Yeni Halk Cephesi'nin (NFP) %28 ile %30 arasında oy alması ve Macron'un merkezci koalisyonunun yaklaşık %20'ye düşmesiyle, seçimin en olası sonucu, giden parlamentodan daha da parçalanmış ve kutuplaşmış bir parlamento olacaktır.
AB BAŞKENTLERİ SEÇİMİ KORKUYLA BEKLİYOR
Macron'un erken seçim kararı, bu hamleyi ya bir hata ya bir zar atma ya da her ikisi olarak gören diğer AB başkentlerinde anlaşılır bir şekilde dehşet ve endişe yarattı.
"Bu büyük bir kumar" diyen bir AB diplomatı, parlamentonun askıya alınmasının, doğanın korunmasından AB'nin gelecekteki harcamalarına kadar çeşitli politikalar üzerinde uzlaşma sağlamakta zorlanan bir blokta karar alma sürecini yavaşlatabileceği uyarısında bulundu.
RN'nin büyük bir zafer kazanması, Almanya'nın doğusundaki bölgesel seçimlerde ve Avusturya'da bu yıl yapılacak ulusal seçimlerde diğer aşırı sağcı ve “Avrupa şüphecisi” partilerin şansını da arttırabilir.
“AVRUPA’NIN KARAR ALMA MEKANİZMASI YOK OLUR”
Yani Fransa’da aşırı sağ galip gelirse zaten bu konudaki mevcut yükseliş trendi kuvvetlenebilir ve Avrupa’daki diğer ülkelerde de aşırı sağa avantaj sağlayabilir.
Fransız cumhurbaşkanlarının geniş yetkileri büyük ölçüde parlamento desteğine bağlıdır. Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü adlı düşünce kuruluşundan François Heisbourg, "Sonuç, Avrupa'da karar alma mekanizmasının tamamen yok olması olacaktır" dedi.
Avrupalı liderler zirveleri aynı zamanda, şüphesiz tüm hatalarına rağmen, aralarında daha güçlü, daha birleşik ve daha "egemen" bir AB için tutarlı bir şekilde baskı yapan çok az kişiden biri olan kritik derecede zayıflamış bir Fransız cumhurbaşkanı ile karşı karşıya kalacaktır.
AB yanlısı bir kampanya ile iktidara geldiğinden beri Macron, Avrupa Siyasi Topluluğu önerisi ya da Avrupa ekonomilerini pandemi kaynaklı çöküşten kurtarmak için ortak borçlanma gibi AB için önemli bir fikir kaynağı oldu.
“OLİMPİYATLAR ÖNCESİ ÜLKEYİ KAOSA SÜRKLEDİ”AA'ya konuşan Fransız aşırı sağ uzmanı siyaset bilimci Erwan Lecoeur, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları öncesinde Ulusal Meclis'i fesheden Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, ülkeyi kaosa soktuğunu belirtti.Lecoeur, RN'nin, AP seçimleri kampanyası sırasında Macron karşıtlığı üzerine çok çalıştıklarını belirterek "Kadınlar ve gençler arasından çok sayıda seçmen kazandılar, halbuki önceden çok az kadın ve genç aşırı sağa oy veriyordu. Artık böyle değil." diye konuştu.Marine Le Pen'in partisi RN'nin seçim sürecinde Avrupa karşıtlığı üzerinden de seçmen kazandığını belirten Lecoeur, "Macron ve Avrupa'yı tüm sorunların sebebi olarak aynı kefeye koydular." değerlendirmesini yaptı.Lecoeur, Fransızların ayrıca ülkenin siyasi ve ekonomik elitlerine duyduğu güvensizliğin arttığını, aşırı sağın bu durumdan memnun olmayanları bir araya topladığını anlattı.
AB KARŞITI BİR FRANSA YOLDA MI?
Fransız parlamentosundaki aşırı sağcılar, mutlak çoğunluğa sahip olmasalar bile, başkentlere daha fazla gücün geri verildiği bir "uluslar Avrupası" vizyonunu desteklemeye çalışacaklardır. Örneğin Marine Le Pen, Fransa'nın AB'ye yaptığı mali katkının bir kısmını kesmek istediğini söylemişti.
Le Pen ve partisi Avrupa tek pazarının kurallarını ihlal ederek Fransız işletmeleri ve tarımı için bir "ulusal tercih" yasası çıkarmayı, Fransa'ya "saygı göstermeyen" AB serbest ticaret anlaşmalarını gözden geçirmeyi ve AB'nin daha fazla genişlemesini önlemeyi amaçlıyor.
Partinin AB karşıtı gündemi, savunmayı ya da yeşil dönüşümü finanse etmek için daha fazla ortak AB borçlanmasına yönelik geçici umutları da tehlikeye atabilir. Uzmanlar seçim sonuçlarının AB’nin "ortak bir savunma politikasına geçmek bir yana", bankacılık veya sermaye piyasaları birliğini tamamlamayı "çok zor" hale getireceğini söylüyor.
GÜÇ BAKANLARIN ELİNE GEÇECEK
Macron cumhurbaşkanı olarak dış politikadan sorumlu olmaya devam edecek olsa da, uygulamada bakanlar yeşil politikalar ya da göç gibi konularda AB yasalarının hazırlanmasında hayati bir rol oynamaktadır.
Fransa'nın ulusal meclisi aynı zamanda ülkenin çek defterini de kontrol ediyor, yani bir RN hükümeti Fransa'nın Ukrayna'ya gelecekte yapacağı yardımı tehlikeye atabilir. Bardella geçen hafta Fransa'nın savunma harcamalarını "sorgulatmayacağı" sözünü verdi ancak Ukrayna'ya asker ya da uzun menzilli silah gönderilmesine karşı çıkıyor.
“YETKİSİZ KALAN, ELİ KOLU BAĞLI BİR MACRON…”
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nde (ECFR) kıdemli bir araştırmacı olan Susi Dennison, Macron'un güçlü bir şekilde Avrupa yanlısı olmasına rağmen, Fransız halkının Avrupa projesine çok daha şüpheci yaklaştığını söyledi.
Uzmanlar karşıt görüşteki bir parlamentoyla sancılı bir "birlikte yaşamaya" zorlanan Macron, AB sahnesinde çok daha az manevra alanına sahip olabilir yorumları yapıyor.
