Güncelleme Tarihi:
İlk kez bir Avrupa ülkesi, AB ile sürdürülen adaylık görüşmelerini başlattıktan yedi yıl sonra üyeliği tamamlamadan adaylıktan vazgeçti.
İzlanda Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, "Hükümet, İzlanda'yı artık aday ülke olarak görmemektedir ve bundan sonra AB'den bu karara uygun davranmasını talep etmektedir. Buna ilaveten yeni politikanın, önceki hükümetin AB katılım müzakerelerinde verdiği taahhütleri hükümsüz kıldığını vurgulamaktadır" ifadesi kullanıldı.
AB üyeliğine 16 Temmuz 2009'da başvuran İzlanda, katılım müzakerelerine bir yıl sonra başlasa da 2013 yılında yapılan genel seçimlerde AB üyeliğine karşı çıkan sağ yelpazeden Bağımsızlık Partisi ve İlerleme Partisi'nin koalisyon kurup iktidara gelmesiyle tablo değişti. Brüksel'in, 13 Eylül 2013'te AB üyelik müzakerelerini askıya alan İzlanda'yı bu kararından döndürme çabaları sonuçsuz kaldı.
EN BÜYÜK ANLAŞMAZLIK BALIKÇILIK
Avrupa Serbest Ticaret Birliği, Avrupa Ekonomik Alanı ve Schengen Bölgesi'ne dahil olan İzlanda, AB ile müzakerelerde en büyük anlaşmazlığı balıkçılık konusunda yaşadı. AB yetkilileri, aşırı avlanmakla suçladıkları İzlanda'dan sıkı kotalar kabul etmesini isterken, İzlanda balıkçılık konusunda daha tecrübeli olduğunu ve AB'nin kendi uygulamalarını esas alması gerektiğini savunuyordu.
Kuzey Atlantik ve Kuzey Buz Denizi arasındaki 320 bin nüfuslu ada devleti İzlanda, AB'nin kutup stratejisi açısından büyük önem taşıyordu.
İzlanda Dışişleri Bakanı Sveinsson'un internet sitesine, "İzlanda'nın çıkarları Avrupa Birliği'ne girmeden daha iyi korunuyor" yazması dikkat çekti.