İyi senaryo kötü senaryo

Güncelleme Tarihi:

İyi senaryo kötü senaryo
Oluşturulma Tarihi: Haziran 12, 2014 01:57

IŞİD nasıl oldu da birdenbire Musul’u aldı sorusuna yanıt ararken, Başbakan Nuri Maliki’nin kenti kasten IŞİD’a teslim ettiği ileri sürülüyor.

Haberin Devamı

Komploları bırakıp hikâyeyi anlaşılır kılalım: 2003’te ABD işgaliyle gelen mezhep çatışması, kapının önüne konan Baasçılar ve eski askerler, iktidara gelen Şiilerle hesaplaşmak isteyen Sünni aşiretler, İran etkisini kırmak için para döken Körfez ülkeleri bölgeye şiddet düşkünü bir örgüt armağan etti.


İyi senaryo kötü senaryo

ABD’nin Kaide’ye karşı Sünni aşiretlerle oluşturduğu Sehva, cihadi militanizmi epeyce baskıladı. 2011’de ABD’nin çekilmesi, Suriye cephesi ve Maliki’nin Sünnileri unutması IŞİD’in palazlanmasına imkân verdi. Bir tarafta Maliki’yle diğer tarafta Suriye’de rejim ve Rojava’da Kürtlerle savaştığı için IŞİD’a göz yumuldu. Suriye’nin Rakka kentinde emirlik tesis eden IŞİD, Türkiye’nin komşusu oluverdi. Şimdi iki kapı IŞİD’ın elinde. ‘Musul nasıl düştü’ sorusunu soranlar Türkiye’den başlayan lojistik hattın izini sürsün. IŞİD’ın yeni stratejisi yıllardır yerleştiği Musul’dan güneydeki Anbar’a, oradan Suriye’ye geçip Fırat boyunca Türkiye’ye uzanan bir yay üzerinde gelişiyor. Örgütün finans kaynağı küresel Kaide ağından gelen bağışlar, Musul’da topladığı vergiler ve Suriye’de zapt ettiği petrol. IŞİD’ın rafine ettiği petrol Türkiye’de satılıyor. TSK’nın sınırda ele geçirdiği plastik boruların haddi hesabı yok. O yüzden IŞİD’ın başarısızlığa uğratılması önce Suriye politikasının gözden geçirilmesine bağlı.

Haberin Devamı


Kaide’nin diğer türevleri Nusra ile Ahrar-uş Şam daha geçenlerde Keseb’i ele geçirirken Türkiye sınırlarını kullandı. Bu tür destekler devam ederse hiçbir yeni söylem ya da güncellenen terör örgütü listeleri işe yaramaz. Bu tehdidin sadece Maliki’ye olduğunu düşünenler yanılıyor. İster istemez bu tehdit birbirine düşman kesilen tarafları işbirliğine zorluyor. Bir sonraki hedefin kendisi olacağının farkında olan Kürdistan yönetimi, Bağdat’la kavgalı olan Türkiye, ordusu bozguna uğrayan Irak hükümeti ve Amerikan yönetimi ortak bir stratejide buluşmak zorunda. Hatta bu çabaların başarıya ulaşması epey zamandır IŞİD’ın insafına terk edilen Rojava’ya karşı politikanın da değişmesini gerektiriyor.

Haberin Devamı


IŞİD’ın çok sayıda silah elde ettiği Musul’dan çekilirken vuracağı yer Rojava. Haliyle sadece Irak’a odaklanmış bir strateji sonuç vermeyebilir. Elbette Kürtler; Irak ordusuna omuz verdiğinde Kerkük’te ertelenen referandumun yapılması, petrol gelirleriyle ilgili krizin çözülmesi, doğrudan Türkiye üzerinden petrol ihracatına geçit verilmesi, Musul ve Selahaddin’de ihtilaflı bölgelerin kendisine bağlanması gibi tavizler bekliyor. Yine IŞİD’a geçit veren Sünni aşiretler de eski statülerine dönmek istiyor. Irak ordusunun peşmerge ve Sünni aşiretlerin desteği olmadan bu savaşı kazanması zor.
Olumlu bir senaryodan hareket edildiğinde krizin Ankara-Bağdat, Erbil-Bağdat, Batı-Güney Kürdistan, Sünni aşiretler-Bağdat arasındaki bir düzine sorunun çözümünde bir fırsata dönüştürülmesi mümkün. Kötümser senaryo ise sonu gelmez bir kaos vaat ediyor. IŞİD’a karşı ortak bir strateji üretilemezse Irak kuzeyde Kürtler, orta üçgende Sünniler ve güneyde Şiiler arasında bölünebilir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!