Güncelleme Tarihi:
Demokrat Parti'de dün başlayan ve bugün de devam eden genel kurulda Renzi, parti içi muhalefete rest çekerek, bir süredir liderliği üzerinde devam eden tartışmalara nokta koymak üzere görevinden ayrılma kararı aldı. Renzi, bu kararla partiyi gelecek haziran ya da en geç sonbaharda olağanüstü kongreye götürmeyi hedeflerken, parti içi muhalefet ise bu kararın, partiden kopuşlara yol açacağı uyarısında bulundu.
Partinin kongreye gitmesini erken bulan muhaliflere çıkışan Renzi, “Bölünme kelimesi kötü bir kelime. Bölünmeden daha kötü ise şantaj var. Bu parti, son dönemdeki bu tartışmalar ve azınlığın tahakkümü nedeniyle bir yere gidemiyor, vakit kaybediyor.” dedi.
Renzi, muhalefetin kendisine bir daha aday olmaması için baskı yaptığını ancak bunun kabul edilemez olduğunu ifade ederek, “Bizi yenmek hakkına sahipsiniz ama ortadan kaldırmak hakkına değil.” diye konuştu.
Geçen 4 Aralık’taki kaybettiği anayasa değişikliği referandumu sonrasında İtalyan siyasetinde bir kırılma yaşandığını dile getiren Renzi, referandumu kişiselleştirerek hata yaptığını bir kez daha yinelerken, bunu telafi etme görevleri olduğunu söyledi.
Matteo Renzi, referandumun sonucu doğrultusunda başbakanlıktan sonra yerine gelen partisinden Paolo Gentiloni’nin bakanları ile hükümette önemli bir iş çıkardığını ve alkışlanması gerektiğini belirterek, Gentiloni’ye desteklerinin süreceği işaretini verdi.
Parti içi muhalefette öne çıkan Toskana Bölgesel Yönetim Başkanı Enrico Rossi, Puglia Bölgesel Yönetim Başkanı Michele Emiliano ve milletvekili Roberto Speranza ise olağanüstü kongre kararının, parti birlikteliğine zarar vereceği ve Gentiloni hükümetini zorda bırakacağı gerekçesiyle karşı çıkıyor, kongrenin 2018’deki genel seçimlerden önce yapılması tezini savunuyordu.
Genel kurul sonunda PD Başkanı Matteo Orfini, bugün itibarıyla partinin kongre sürecini girdiğini, salı günü de kongre hazırlık komisyonunun toplanacağını açıkladı.
2014'TEN BERİ PARTİNİN LİDERİYDİ
2014 yılı başında parti içindeki liderlik belirsizliğinden yararlanarak, genel sekreterliği alan ve hemen ardından siyasi manevrayla partisinin Başbakanı Enrico Letta’yı yerinden ederek yerine yeni hükümeti kuran Matteo Renzi, bin günü aşkın süre hükümette kaldı.
Parti liderliği ve başbakanlığı süresince partisinde kendisine başından beri mesafeli yaklaşan Pier Luigi Bersani, Massimo D’Alema gibi ağır topların sert muhalefetiyle karşılaşan Renzi, “geçmezse istifa ederim” diyerek kişiselleştirdiği 4 Aralık’taki anayasa değişikliği referandumuna gidilirken de partisinde yeni muhalifler kazandı. Referandumda yüzde 59’luk hayır sonucu karşısında başbakanlıktan istifa etmek durumunda kalan Renzi, o tarihten bu yana partisi içinde de izlediği politikalar ve “kibirli” olduğu gerekçesiyle eleştiriliyordu.
PD içindeki bölünmüşlük görüntüsünü kongre ile bitirmek istediği yorumları yapılan Renzi’nin, PD’deki liderlik yarışına yönelik şimdiye kadarki anketlerde muhtemel rakiplerine karşı önde olduğu ifade ediliyor.