Güncelleme Tarihi:
Son yıllarda mafya ile mücadeleyi artıran İtalya’da, Palermo Adliyesi’nde süregelen, devlet ve mafyanın birlikte sanık sandalyesinde oturduğu dava bir ilke sahne oldu.
91 yaşındaki Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano, bu konuda bildiklerini anlatmak için hakim ve savcıların karşısına çıktı.
İtalyan yasalarına göre cumhurbaşkanları, gerektiği durumlarda sadece makamlarında ifade verebiliyor. Bu nedenle Napolitano’nun Palermo’ya gitmesine gerek kalmadan cumhurbaşkanlığı sarayı Quirinale’de ifadesine başvuruldu.
Sadece savcı, hakim ve avukatlardan oluşan 30 kadar kişinin hazır bulunduğu, ‘geçici mahkeme’ olarak adlandırılan ve basına kapalı gerçekleşen özel oturum, bu sabah yerel saatle 11.00 civarında başladı.
Üç saate yakın süren bu önemli oturumdan dışarıya görüntü ve ses kaydı sızmaması için katılımcılar yanlarında telefon, bilgisayar ve ses ile görüntü kaydı yapılabilecek hiçbir elektronik aleti bulundurmadı.
Oturum, dışarıdan görüntü alınmasını engellemek için ‘Karanlık Oda’ olarak da anılan ve penceresiz Bronzino Salonu’nda gerçekleştirildi. Tarihi anı kaydedenler ise sadece Quirinale Sarayı kameraları oldu. Daha sonra bu kayıtların savcılığa iletileceği belirtildi.
Özel duruşmadan çıkan avukatlardan biri, ifadesinde Napolitano’nun devlet-mafya ilişkisini reddettiği bilgisini paylaştı.
Aktif görevde bulunan bir devlet başkanının yargı karşısına çıkması ülkede uzun süredir tartışılırken, bu durumun yakışıksız olduğu belirtiliyordu.
Napolitano ise, ifade vermesinde hiçbir sakınca olmadığını, ancak konuya ilişkin anlatacak hiçbir şeyi olmadığını söylüyordu.
DEVLET MAFYAYLA GİZLİ ANLAŞMALAR YAPIYORDU
Söz konusu dava, devlet görevlilerinin 1990'lı yılların başında bir dizi bombalı saldırıyı önlemek için, örgütlü çetelerle gizli anlaşmalar yaptıkları iddiası çerçevesinde görülüyor.
Devlet-mafya ilişkileri, yaklaşık 20 yıldır zaman zaman soruşturmalar geçirse de, çeşitli nedenlerle yargılanma aşamasına geçilememişti.
Geçen yıl nihayet Palermo’da duruşmalarına başlanılan davadaki sanıklar arasında İçişleri eski Bakanı Nicola Mancino, yine eski bakanlardan Calogero Mannino, eski siyasetçi Marcello Dell’Utri’nin yanı sıra Toto Riina gibi ünlü mafya patronları da bulunuyor. Ancak bu davanın da yıllarca sürebileceği belirtiliyor.
CUMHURBAŞKANI’NIN DAVA İLE BAĞLANTISI
Doksanlı yıllarda İtalya'da mafya, hükümetle savaş içindeydi ve büyük şehirlerde bombalı saldırılar düzenliyordu. Mafyayla mücadele eden ve bu davaları soruşturan iki savcı ise, Sicilya'da düzenlenen bombalı saldırılarla öldürülmüştü.
Bu şiddet olaylarını önleyebilmek için devlet görevlilerinin Cosa Nostra adlı mafya örgütüyle gizli anlaşmalar yaptığı ve bunu takiben mafyayla mücadelenin yavaşlatıldığı öne sürülüyor.
Devlet-mafya ilişkileri, o dönemde yapılan teknik takip sonucuyla ifşa edilmişti. Dinlenen telefon görüşmeleri arasında, 1992-94 yılları arasında Temsilciler Meclisi Başkanı olan Napolitano ile dönemin İçişleri Bakanı Nicola Mancino’nunkiler de bulunuyordu.
Soruşturmaların sürdüğü 2012 yılında, Cumhurbaşkanı Napolitano ve hukuk müşaviri Loris D’Ambrosio’nun, Mancino ile yaptığı telefon görüşmeleri de basına yansımıştı. İddiaya göre Mancino, D’Ambrosio’ya, bir mafya babasının korunmaya alınması gerektiğini söyledi.
Palermo Savcılığı tarafından iki kere sorgulanan D’Ambrosio, mafya babaları ile yapılan anlaşmalar hakkında önce hiçbir bilgisi olmadığını ifade etti, ancak ardından geri adım atarak Mancino’nun kendisine baskı yaptığını açıkladı.
CUMHURBAŞKANINI DİNLEME SKANDALI
Bu iddialar bir yana, devletin tepesindeki ismin telefon görüşmelerinin, savcılıkça dinlemeye alınması ayrı bir skandal olarak belirdi. Napolitano’nun başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi, derhal kendisi ve Mancino arasında yapılan görüşmelere ilişkin ses kayıtlarının yok edilmesine hükmetti.
Bu soruşturmalardan duyduğu sıkıntıyı ifade eden Cumhurbaşkanı Napolitano, eski danışmanı Loris D’Ambrosio ile yaptığı yazışmaları ifşa etti.
Napolitano, D’Ambrosio’nun kendisine hitaben yazdığı 18-19 Haziran 2012 tarihli mektuplarda, “Sizi yıkmak için beni yıkmak istiyorlar” ifadesini kullandığını açıkladı.
Hakkında karalama kampanyası yapıldığını öne süren D’Ambrosio istifasını verse de bu, Napolitano tarafından kabul edilmedi. Bunun üzerinden bir ay bile geçmeden D’Ambrosio geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmişti.