Güncelleme Tarihi:
Pazar günü yapılan referandumla, 1948 tarihli anayasanın büyük bölümünü değiştirecek reformun yüzde 59 gibi bir çoğunlukla reddedilmesi üzerine Matteo Renzi, söz verdiği üzere "Tüm sorumluluğu üzerime alıyorum. Hükümet deneyimim burada sona eriyor" diyerek, istifasını duyurmuştu.
Renzi’nin, referandumun hemen ertesi günü istifa mektubunu Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’ya sunması bekleniyordu.
Ancak Mattarella Renzi’den, yüksek önemdeki 2017 bütçe yasasını Senato’dan geçirene kadar bunu ertelemesini istemişti.
RENZİ: ŞİMDİ KRİZE GİRDİK
Bunu kabul eden Matteo Renzi, bütçe yasasının bugün Senato’dan onay alması üzerine Twitter hesabından, "Bütçe yasası kabul edildi. Saat 19.00’da istifa resmileşecek. Herkese teşekkürler ve yaşasın İtalya" iletisini paylaştı.
Lideri olduğu Demokrat Parti’nin (PD) yönetimiyle, bundan sonraki süreci masaya yatırmak üzere bir araya gelen Renzi, daha sonra yerel saatle 19.00’da cumhurbaşkanlığı sarayı Quirinale’ye giderek, Mattarella’yla 45 dakika süren bir görüşme gerçekleştirdi.
Bunun ardından Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Renzi’nin istifasını sunduğu duyuruldu.
Böylelikle, sıklıkla siyasi istikrarsızlıklarla mücadele etmek zorunda kalan ülkede yeni bir belirsizlik süreci de başlamış oldu.
Partisinin yönetimiyle bir araya geldiği sırada bir konuşma yapan Renzi, şimdi yeni bir hükümet krizinin içine girdiklerini, bundan sonraki süreci yönetecek olan Cumhurbaşkanı’na yardımcı olmaları gerektiğini söyledi.
Renzi’nin, koalisyon hükümetinin şemsiye partisi PD’nin liderliğini bırakıp bırakmayacağı ise netlik kazanmadı.
ŞİMDİ NE OLACAK?
Gözler şimdi, süreci yönetecek olan Cumhurbaşkanı Mattarella’da. Devletin zirvesindeki ismin, siyasi parti liderleri ve partilerin parlamentodaki temsilcileriyle Perşembe günü istişarelere başlaması bekleniyor.
Mattarella’nın önünde, seçimlerin yapılacağı 2018 yılbaşına kadar devam edecek bir hükümetin kurulması için Demokrat Parti’den bir isme bu görevi vermesi, bir teknokratlar hükümeti kurulması ve erken seçim çağrısında bulunma ihtimalleri duruyor.
ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARI
Matteo Renzi’nin de, ya geniş katılımlı bir hükümet kurulması ya da muhalefetin büyük kısmının da talep ettiği gibi, ülkenin erken seçime gitmesi gerektiği yönünde bir tavır içinde olduğu belirtildi. Ancak Temmuz ayında yürürlüğe giren "Italicum" adlı seçim yasasına ilişkin tartışmalar yaşanıyor. Zira Pazar günkü referandumla halkın önüne sunulan ve reddedilen anayasal reform paketinde, parlamentonun üst kanadı Senato’nun yetkilerinin törpülenerek, üye sayısının azaltılması ve üyelerin doğrudan halk tarafından seçilmemesini öngören köklü değişiklikler vardı.
Italicum da, bu reformun yürürlüğe gireceği hesaba katılarak, Senato seçimlerini içermeyecek şekilde hazırlanmıştı.
Tek partili hükümetler döneminin yolunu açan Italicum, seçimlerin ilk turunda yüzde 40 ve üzeri oy alan partiye hak ettiğinden fazla güç verdiği için Anayasa Mahkemesi’ne götürülmüştü.
ANAYASA MAHKEMESİ’NE TEPKİ
Referandum sonuçlarının ardından muhalefetin bir kısmı, Italicum’da derhal değişiklik yapılarak, bir kısmı da değişiklik yapılmadan ilkbaharda erken seçime gidilmesi çağrısı yapıyor. Bu nedenle, Anayasa Mahkemesi’nin Italicum’un kaderine ilişkin 24 Ocak’ta vereceği karar merakla bekleniyor. Ancak muhalefet, Anayasa Mahkemesi’nin konuya ilişkin kararını açıklamayı Ocak sonuna bırakmış olmasını, ülkenin içinden çıkması gereken belirsizlik sürecini uzatacağı gerekçesiyle eleştiriyor.
Kulis bilgilerine göre, Cumhurbaşkanı’nın, ancak partiler arasında sağlanacak konsensüs sonrası Italicum’un değiştirilmesi şartıyla ülkenin erken seçime gidebileceğinden yana olduğu belirtiliyor.
Cumhurbaşkanı Mattarella’nın, erken seçim kararı alması halinde bunun, 2017 Mart sonu ya da Nisan başında olacağı tahmin ediliyor.
YÜZDE 40 RAHATLIĞI
Matteo Renzi’nin, 2014’teki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 40’lık bir başarı elde etmiş olması, ezici çoğunlukla referandumda kaybetse de 13 milyona yakın kişinin (yüzde 40), hazırladığı anayasa reformuna "evet" demiş olmasından ötürü, muhtemel erken seçimlerde bir başarıdan emin olduğu yine kulislere yansıyan bilgiler arasında.
İtalya’nın en genç başbakanı unvanını elde eden Renzi, Avrupa seçimlerinde 11 milyon kişinin oyunu almıştı. O günden bu yana kaydedilen 2 milyonluk oy artışının, bu kulis bilgisini güçlendirdiği bildiriliyor.
RENZİ’DEN SONRA GELEBİLECEK İSİMLER
İtalya, bankaları sorunlu kredi yükü altında olan, "Euro Bölgesi’nin kırılgan ülkesi" olarak anılıyor.
Bu nedenle İtalyan basını, Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’nın hükümeti kurma görevini, yine Renzi gibi Demokrat Partili olan Ekonomi Bakanı Pier Carlo Padoan’a verebileceği ihtimalinin yüksek olduğu üzerinde duruyor. Uzlaşmacı bir isim olan Senato Başkanı Piero Grasso, Ulaştırma Bakanı Graziano Delrio ve Kültür Bakanı Dario Franceschini de muhtemel adaylar arasında.
Bu arada Renzi, İngiltere’de yapılan Brexit oylaması sonucu görevinden ayrılan David Cameron’un ardından, Avrupa Birliği’nde (AB) bu yıl referandumla istifa eden ikinci lider olmuştu.
ÜLKEDE EN UZUN HÜKÜMET 3 YIL 10 AY, EN KISASI İSE 23 GÜN GÖREVDE KALDI
Matteo Renzi liderliğindeki geniş çaplı koalisyon, Cumhuriyet tarihinde 1,1 yıllık ortalama süreyle 70 yılda 63 hükümet değiştirilen ülkede, 1020 gün ile 4’üncü en uzun görevde kalan hükümet oldu. Bu konudaki rekor ise, 20 yıldan fazla süredir ülke siyasetine damga vurmayı sürdüren, kesintili olarak 4 kez başbakanlık koltuğuna oturan Silvio Berlusconi’de. Berlusconi, biri 3 yıl 10 ay, diğeri ise 3 buçuk yıl olmak üzere, ülkenin en uzun görevde kalan ilk iki hükümetine liderlik yaptı.
Amintore Fanfani’nin liderliğindeki kabine ise, 23 gün (1954) ile en kısa süre görev yapan hükümet oldu.