Oluşturulma Tarihi: Ekim 06, 2017 09:57
.
ALMANYA’da genel seçimler bitti.
Ama sağ popülist parti Almanya için Alternatif’in (
AfD) ‘üçüncü büyük kanat’ olarak Federal Meclise girmesi, ülke genelinde yeni tartışmaları da beraberinde getirdi.
AfD’nin parlamentoya gireceğinden hareket edildiği için Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ve Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) desteğiyle
seçim öncesi, Federal Meclis tüzüğünde bir değişiklik yapılarak, yeni yasama döneminde Meclisin açılış konuşmasını ‘en yaşlı milletvekili’ yerine ‘en kıdemli milletvekilinin’ yapması karara bağlandı.
Böylece AfD’nin Hessen Eyalet listesinin ilk sıralarında yer alan ve 24 Eylül’deki genel seçimlerde Federal Meclise giren ‘en yaşlı milletvekili’ konumundaki 75 yaşındaki
Albrecht Glaser’in açılış konuşmasını yapmasının yolu kapatıldı.
Tabii AfD’nin kürsüde boy göstermesi de engellendi.
*
Yeni yasama döneminde 24 Ekim’de yapılacak Federal Meclisin ilk oturumunun açılış konuşmasını aralıksız olarak 1972 yılından beri, yani tam 45 yıldır milletvekilliği yapan ‘en kıdemli parlamenter’ konumundaki Federal Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble yapacak.
Ancak daha meclis açılmadan ‘koltuk kavgası’ başladı.
Çünkü AfD, Albrecht Glaser’i Federal Meclis Başkan Yardımcısı olması için aday göstereceğini ilan etti.
Federal Meclis olarak bilinen Alman Parlamentosunun tüzüğüne göre, grupları bulunan tüm partilerin birer başkan yardımcısı ile temsil hakkı vardır.
Her ne kadar henüz resmen ilan edilmemiş olsa da CDU/CSU’nun Federal Meclis Başkanlığı için ‘en kıdemli milletvekili’ Wolfgang Schaeuble’yi aday göstereceği sinyalleri şimdiden verildi.
Sol Parti pek sıcak bakmasa da Yeşiller ile FDP’nin de Schaeuble’nin adaylığını destekleyeceği yönündeki sinyaller de yoğunlaştı.
Ancak CDU/CSU ve SPD’nin yanı sıra Federal Mecliste grupları bulanan FDP, Sol Parti ve Yeşiller’in de AfD’nin adayı Albrecht Glaser’i kesinlikle böyle bir makamda görmek istemedikleri çok açık bir biçimde ilan edildi.
Neden mi?
Yıllarca CDU’da aktif politika yapan ve 2013 yılında ‘cephe değiştirerek’ AfD’ye geçen Albrecht Glaser, özellikle seçim kampanyası döneminde tam da İslam düşmanı bir tutum sergiledi.
Glaser, bir konuşmasında, “İslam din özgürlüğü tanımayan ve din özgürlüğüne sayıgı göstermeyen bir yapıdır. İslam, sözünün geçtiği, söz sahibi olduğu her yerde her türlü din özgürlüğünü yok ediyor. Temel haklara karşı böyle davranan kim ise, onun da temel hakları elinden alınmalıdır” diyerek, Müslümanların din özgürlüğüne karşı çıktı.
Sağ popülist Albrecht Glaser, İslam dinini bir din olarak görmeyip bir ‘yapı’ olarak niteleyerek dünya genelindeki 1 milyar 570 bin Müslümana açık bir biçimde hakaret ediyor.
İslam dinin bir din değil, Marksizm-Leninizm gibi bir doktrin olduğu şeklinde küstahça ve cahilce açıklamalarda bulunan AfD’li başka politikacılar da var.
Böyle birinin Federal Meclis Başkan Yardımcısı olması yalnız Müslümanlara değil, Almanya’da özgürlükçü demokrasiden yana olan herkese hakarettir.
Hatta ihanet.
Alman Anayasası’nın 4’üncü maddesinde, “Din ve vicdan özgürlüğü ile din ve dünyevi inanç özgürlüğüne dokunulamaz. Dinin rahatsız edilmeden uygulanması güvence altındadır” denilmektedir.
*
İşte Albrecht Glaser, bu söylemiyle Alman Anayasası’nı da takmadığını, Alman Anayasası’na saygı duymadığını gözler önüne sermektedir.
Alman Anayasası’na riayet etmek istemeyen, Anayasa’nın temel ilkelerini kabullenmeyen, Anayasa düşmanı bir politikacının Federal Meclis Başkan Yardımcısı olması, demokratik bir hukuk devleti olan Almanya’ya hakarettir.
Hatta ihanet.
İşte buna meydan vermemek için Federal Meclisteki demokratik tüm partilerin Albrecht Glaser’i başkan yardımcısı kürsüsünde görmek istememeleri alkışlanacak bir tutumdur.
Umarız köklü partiler bu kararlı tutumlarını sonuna kadar sürdürürler...