Güncelleme Tarihi:
Çamlıbel ve Karakurt olağanüstü güvenlik önlemleriyle ilgili izlenimlerini şöyle aktarmıştı:
Musul’a girişte yol arkadaşlarımız Başkonsolosluğun güvenliğinden sorumlu Türk Özel Harekâtçılar. Arkamızda, içinde jammer cihazı olan bir panzer, önümüzde Arap polisini taşıyan bir pikapla yola düştüğümüzde şaşkınız. Kelek’ten Musul’a girişte en az beş kontrol noktası sayıyorum. Normalde her kontrol noktası pasaport kontrolü demek... Dakikalar süren bekleyiş demek. Sebati Karakurt’un fotoğraf çekmek bir kenara, makinesini bacaklarının arasında kamufle etmesi demek. İçinde bulunduğumuz konvoyu ise kimse durdurmuyor.
Yarım saat süren yolculuğumuz sırasında konvoyda öncülüğümüzü yapan şortaların pikabı zikzaklar çizerek yol açıyor. Musul’da ilk durağımız şehrin en güvenlikli alanı olarak bilinen ‘yeşil bölge’ içindeki Türk Başkonsolosluğu.
Ana bina Saddam döneminde savunma bakanının çalışma ofisi ve rezidansı olarak kullanılıyormuş. 2007’de Türkiye, başkonsolosluğunu tekrar açmaya karar verince burayı devletten kiralamış.
Yerleşke içinde konsolosluk faaliyetlerinin yürütüldüğü binanın yanı sıra toplam 60 kişilik personelin yaşadığı prefabrik konutlar da var.
Personelin yarısı konsolosluğun güvenliğini sağlayan Özel Harekatçılar.
2005’te Bağdat Büyükelçiliği’nde göreve giderken yolda konvoyun uğradığı saldırıda şehit edilen beş Türk polisi ve bir Iraklı personel konsolosluğun bahçesindeki şehitlikte yatıyor.