İsrail'le Hizbullah arasında yıkıcı savaş olacak

Brüksel merkezli düşünce kuruluşunun "Savaş Tamtamları: İsrail ve Direniş Ekseni" başlıklı raporunda, İsrail'in 2006 yılındaki Lübnan saldırısının ardından bölgede hüküm süren durgunluğun, sadece tarafların yeni savaşın çok daha geniş katılımlı ve yıkıcı olacağını bilmelerinden kaynaklandığı belirtildi.

Savaş için siyasi nedenlerin varlığını koruduğu bir ortamda tarafların hesap hatalarıyla yeni çatışmaları tetikleyebileceğine dikkat çekilen raporda, yeni bir savaşta İsrail'in, 2006 senaryosunun tekrarını önlemek için Hizbullah ve Lübnan hükümeti ayrımı yapmadan hızlı ve etkili vurmayı planlarken Hizbullah'ın da aynı ölçüde karşılık vermeye hazırlandığı kaydedildi.

Raporda, İsrail'in Kuzey Kuvvetleri Komutanı Gadi Eizenkot'un "Orantısız güç kullanacağız, büyük zarar ve yıkım vereceğiz. Yeni savaşa hızlı, saldırganca ve uluslararası onay aramadan karar verilmelidir. Hizbullah köylerden (füze) ateşlemenin oralara yıkım getireceğini çok iyi anlıyor" şeklindeki açıklamaları ile Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın, "İsrail bugüne kadar güvenli bir satıhtan savaşları başlattı. 2006'dan sonra bu asla tekrarlanmayacak. Nasıl bizim iç sathımız varsa onların da var. Yeni bir evreye girdik ve artık bombalandığımızda bombalayacağız, öldürüldüğümüzde öldüreceğiz, yerimizden sürüldüğümüzde yerlerinden süreceğiz. Bu onların mevcut stratejik zayıflığı" şeklindeki cevabına yer verildi.

Şimdilik açık savaştan kaçınan tarafların üst düzey yetkilileri hedef alan suikastlerle örtülü ve acımasız bir savaşı tercih ettikleri anlatılan raporda, bu kapsamda Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın güvenlik danışmanlığını yapan General Muhammed Süleyman'a ve Hizbullah'ın askeri liderlerinden İmad Mugniye'ye yönelik suikastlar örnek gösterildi.

Raporda adı açıklanmayan İsrailli eski bir istihbaratçının Uluslararası Kriz Grubu'na verdiği mülakatta "Hizbullah Mugniye'nin öldürülmesinin intikamını alamadı. Türkiye ve Azerbaycan'daki (intikam) girişimleri başarısız oldu, fakat gelecekte başarabilirler" şeklinde konuştuğu bildirildi.

"TÜRKİYE YARDIMCI OLUYOR"

Raporda, adı açıklanmayan bir Suriyeli yetkili ise İsrail'i dengelemelerinde Türkiye'nin kendilerine yardımcı olduğunu iddia ederek "İsrail'deki gibi sağcı ve saldırgan bir hükümete hiç rastlamadık. İsrail (Başbakan Binyamin) Netanyahu ve (Dışişleri Bakanı Avigdor) Lieberman gibileri seçerken caydırıcılığımızı güçlendirmek bizim tabi hakkımız değil mi? Hala (savaştan kaçınan) genel yaklaşımımıza bağlıyız, ama diğer dinamikler gözardı edilmemeli. Türkiye işleri dengelememizde bize yardımcı oluyor. İki Müslüman güçle yakın dostuz, fakat bunların biri NATO üyesi. İran sert konuştuğunda Hizbullah da sert konuşuyor. Fakat biz onları etkileyebiliyoruz ve işlerin kontrolden çıkmamasını güvence altına alıyoruz. Hizbullah sorumlu bir örgüt. Psikolojik savaş yürütüyor, fakat ne tek bir operasyon düzenliyor ne de provokasyonlara karşılık veriyor" dediği aktarıldı.

Raporun tavsiyeler bölümünde BM, ABD, Türkiye, Fransa, İsrail, Suriye ve Lübnan'dan alternatif bir temas grubu kurarak tarafların provokatif söylem ve eylemlerden, sivillere ve sivil altyapıya yönelik açık ve örtülü tehditlerden, hedef suikastlardan kaçınma taahhüdüne bağlı kalmalarını sağlamaları ve güç kullanımı durumunda derhal müdahaleyle krizin büyümesini engellemeleri talep edildi.
Raporda, İsrail'e 1967 sınırlarına çekilerek Lübnan ve Suriye arasında barış görüşmelerine başlaması çağrısı yapıldı.