İsrail'den Erdoğan'a Yahudi karşıtlığı suçlaması

Güncelleme Tarihi:

İsrailden Erdoğana Yahudi karşıtlığı suçlaması
Oluşturulma Tarihi: Ocak 27, 2010 16:32

İsrail Dışişleri Bakanlığı'na bağlı bir kuruluş, Başbakan Tayyip Erdoğan'ı Yahudi karşıtlığını dolaylı olarak kışkırtmakla suçladı. Türkiye ise tarihinde hiçbir zaman Yahudi karşıtlığı olmadığını söyledi.

Haberin Devamı

Son dönemde "alçak koltuk kriziyle" gerilen Ankara-Tel Aviv ilişkileri rayına girme yolundayken, bu kez de İsrail Dışişleri Bakanlığı'na bağlı bir kuruluş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı "Yahudi karşıtlığını dolaylı olarak kışkırtmak ve cesaretlendirmekle" suçladı.    

Haaretz gazetesinin haberine göre, İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın istihbarat analizlerini yapan Siyasi Araştırmalar Merkezince kaleme alınan Türkiye-İsrail ilişkileri hakkındaki rapor, kabinenin kilit bakanları, İsrail’in yurt dışındaki büyükelçilikleri ve konsolosluklarına dağıtıldı.

Habere göre, yedi sayfalık raporda, Türk Büyükelçisi'nin küçük düşürülmesinin, Türkleri ciddi olarak gücendirdiği ifade edilirken, aynı zamanda Erdoğan dahil üst düzey Türk yetkililerinin krize son verme şeklinin, bazı şeylerin farkına vardıklarını gösterdiği belirtiliyor; Türk yetkililerin "kırmızı çizgi bölgesine girildiğini, İsrail hükümetinin sabrının sınırlarının zorlandığını ve bunun, İsrail'i kaybederek Türkiye'nin uluslararası meşruiyetine zarar vereceğini anladıkları" vurgulandı.

 

Haberin Devamı

RAPOR ERDOĞAN'A ODAKLANIYOR

 

Raporun çoğunun gerilimin ana kaynağı olarak gördüğü Erdoğan'a odaklandığı ifade edilirken, raporda AK Parti iktidara geldiğinden bu yana Erdoğan'ın Türk kamuoyunda İsrail'e yönelik olumsuz bir görüş şekillendirme sürecini yürüttüğü ve bunu Filistinlilerin acılarından söz ederek, İsrail'i sürekli savaş suçlarıyla itham ederek ve Yahudi karşıtı kışkırtıcı ifadeler kullanarak yaptığı öne sürüldü.

 

Raporda Erdoğan'ın, Türkiye'de yayımlanan ve Yahudi karşıtı söylemleri olan bazı İslamcı gazetelere destek vererek de Yahudi karşıtlığını teşvik ettiği iddia edildi. "Kurtlar Vadisi Pusu" dizisi örnek gösterilerek, İsrail karşıtı TV programlarına göz yumulduğu savunuldu.

 

Raporda ayrıca, uluslararası forumlarda Yahudi karşıtlığının insanlığa karşı suç olduğunu vurgulasa da Erdoğan'ın aslında Türkiye'de dolaylı olarak Yahudi karşıtlığını kışkırttığı ve cesaretlendirdiği iddiasında bulunuldu.

 

Haberin Devamı

Raporda "Yahudilerin parayla iyi ilişkisinden" bahsederken Yahudileri övdüğünü zanneden Erdoğan'ın, bu söylemdeki Yahudi karşıtı özü anlamadığı ileri sürüldü.

 

Erdoğan'ın, İsrail'i azarlamayı, Ortadoğu ülkelerindeki konumunu güçlendirme yöntemi olarak gördüğü belirtilen raporda "AK Parti liderliğindeki bugünkü Türkiye, İsrail'in 1990 yıllarının başlarında stratejik bir ilişki kurduğu Türkiye'den farklıdır" ifadesi kullanıldı. Rapora göre Erdoğan, Türk kamuoyunun eğilimlerine uyduğunu söylerken, aslında Türk hükümeti kamuoyunu takip eden değil, şekillendiren bir güç.

 

DAVUTOĞLU: TARİHİMİZDE YAHUDİ KARŞITLIĞI OLMADI

 

Bir televizyon kanalına verdiği röportajda Türkiye-İsrail ilişkilerini değerlendiren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise Türk tarihinde hiçbir zaman Yahudi karşıtlığı olmadığını ve olmayacağını belirterek, İsrail'i tenkit etmenin antisemitizm (Yahudi karşıtlığı) olmadığını söyledi.

 

Haberin Devamı

Davutoğlu, NTV'ye yaptığı açıklamada, "Antisemitizmin hiçbir türüne, ırkçılığın hiçbir türüne müsamaha göstermeyiz" dedi.

 

"İsrail'i tenkit etmek antisemitizm değildir" diye konuşan Davutoğlu, eleştirilerin bölgedeki tavra ve bu tavrı yöneten hükümet ve partilere yönelik olduğunu kaydetti. Davutoğlu, Türkiye'nin önceliğinin bölgede barış sürecinin önünü açmak olduğunu vurguladı.


DIŞİŞLERİ'NDEN ANLAMLI MESAJ

Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin karşılıklı anlayış, hoşgörü, özgürlük, güvenlik ve demokrasiye olan inancından hareketle, Yahudi düşmanlığı, ırkçılık, yabancı karşıtlığı ve ayrımcılığın önlenmesine yönelik tavrını kararlılıkla sürdüreceğini bildirdi.

Haberin Devamı

Yapılan açıklamada, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 2005 yılında kabul ettiği bir kararla, her yıl 27 Ocak gününü Yahudi Soykırımı kurbanlarını anma günü olarak belirlendiği hatırlatılırken, bu tarihin, en büyük Nazi ölüm kampı Auschwitz-Birkenau'nun kurtuluşunun yıldönümüne denk geldiği hatırlatıldı. Dışişleri Bakanlığı açıklamasında şöyle denildi;

“Tarih boyunca insanlığa karşı işlenmiş en vahim ve emsalsiz suç olan Holokost'un tel'in edilmesi, gelecekte soykırımların önlenmesi amacıyla gerekli tedbirlerin alınması ve yeni kuşakların eğitilmesine yönelik gayretlerin teşvik edilmesi her Birleşmiş Milletler üyesi ülkenin görevi olduğu kadar, bir insanlık borcudur.”

Holokost’a karşı mücadele merhum Türk diplomatlarının da saygı ve rahmetle anıldığı yazılı açıklamada şöyle denildi:
“Bu vesileyle, İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa'nın çeşitli merkezlerinde görev yaparken Nazi yönetiminin hedefi halindeki kişileri korumak ve Holokost’tan kurtarmak için kendi hayatlarını tehlikeye atmaktan hiçbir şekilde çekinmemiş olan diplomatlarımızı da saygı ve rahmetle anıyoruz.”

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!