Güncelleme Tarihi:
Lübnan polisi, İsrail ile Hizbullah arasında savaşın başladığı 12 Temmuz'dan bu yana Lübnan'ın güneyine en şiddetli bombardımanın bugün yaşandığını bildirdi. Lübnan polisine göre, İsrail saat 05.00 ile 12.00 arasında Güney Lübnan'a 250'den fazla hava saldırısı düzenledi ve 4 binden fazla bomba ve top mermisi attı.
3 HİZBULLAH SORUMLUSU ÖLDÜRÜLDÜ
İsrailli askeri yetkililer de Lübnan'ın güneyindeki Sur kentinde bugün düzenlenen riskli harekatta, İsrail deniz piyade komandolarının, önceki gün Hadera kentine atılan füzenin sorumlusu 3 Hizbullah askeri yetkilisini öldürdüklerini belirtti.
Deniz piyade komandolarının, istihbarat üzerine Sur kentinin kuzeyindeki beş katlı bir binanın ikinci katında bir apartman dairesine operasyon düzenleyerek, füze saldırısının sorumlusu olan Hizbullah yöneticilerini öldürdükleri kaydedildi.
Operasyon sırasında iki İsrail askerinin ağır yaralandığı ve komandoların görevin ardından yaralıları getirirken çatışmak zorunda kaldıkları belirtildi.
İsrail Ordusu da daha önce Lübnan'da son 36 saatte yaklaşık 160 hava saldırısı düzenlediklerini açıklamıştı. Ordu sözcüsü savaş uçaklarının dün 88, bugün de şimdiye kadar 70'ten fazla görev uçuşu düzenlediğini belirtmişti.
HİZBULLAH'IN FÜZE SALDIRISINDA 3 KİŞİ ÖLDÜ
Hizbullah'ın İsrail'in kuzeyine yaptığı roket saldırısında 3 kişinin öldüğü bildirildi. Polisin verdiği bilgiye göre, roket İsrailli Arapların köyü Arab El Aramşe'de bir eve düştü. Bu son ölümlerle birlikte, Hizbullah'ın füze saldırılarında ölen İsrailli sivillerin sayısı 33'e çıktı.
ATEŞKES ÇABALARI
Bu arada ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı David Welch, İsrail ile Hizbullah militanları arasındaki savaşı sona erdirmenin yollarını ele almak üzere gittiği Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta yetkililerle görüştü. Lübnan hükümetinden bir yetkili, Welch'in dün gece Beyrut'a gelir gelmez Başbakan Fuad Sinyora ile görüştüğünü belirtti.
Welch'in bugün, Hizbullah adına müzakerelerde bulunan Meclis Başkanı Nebih Berri ile bir araya geldiği kaydedildi.
Welch'in Sinyora ile yeniden görüşüp görüşmeyeceği açıklanmadı.
David Welch temaslarını sürdürdüğü sırada yaklaşık 120 kişilik bir grup protesto gösterisi yaparak, “Welch dışarı”, ”Amerika en büyük şeytan” şeklinde sloganlar attı.
'İRAN FÜZE VERDİĞİNİ KABUL ETTİ'
İsrail'in Kanal 1 televizyonu, İran'ın ilk kez Hizbullah'a uzun menzilli Zelzal-2 füzeleri verdiğini kabul ettiğini öne sürdü. İsrail özel televizyon kanalının bildirdiğine göre, “İntifada Konferansı” Genel Sekreteri Muhteşemi Pur, bir İran gazetesine, ülkesinin Lübnan'ın savunulmasında kullanılabilecek füzeler gönderdiğini açıkladı.
Jerusalem Post gazetesinin haberine göre de İsrailli yetkililer, Hizbullah'ın, Tahran'ın muhalefeti dolayısıyla İsrail'e İran yapımı uzun menzilli Fecr füzelerinden atmadığını, İran'ın onayı olmaksızın Hizbullah'ın İran yapımı füze kullanmadığını düşünüyorlar.
İsrail askeri makamları, özellikle 12 Temmuzda saldırıların ilk gecesinde yapılan hava bombardımanında Hizbullah'ın roket fırlatma rampalarının önemli ölçüde tahrip edildiğini tahmin ediyor.
Tel Aviv'i vuracak kapasitedeki Zelzal füzelerinin de şimdiye dek İsrail'e ateşlenmediğini belirten İsrail askeri makamlarına göre, bunun nedeni, yoğun hava bombardımanının Hizbullah'ın silah depolarının üçte ikisini tahrip etmesi.
'HİZBULLAH İRAN'IN EMRİNDE DEĞİL'
Öte yandan, Fransa'nın Le Monde gazetesinde yayınlanan bir röportajda da İran'ın geçen ay güven mektubunu sunan yeni Paris Büyükelçisi Ali Ahani, Hizbullah'ın İran'ın emrinde olmadığını söyledi.
“Hizbullah ile ilişkilerimiz tamamen duygusal ve manevi, İran'ın emrinde değiller” diyen İranlı diplomat, ülkesinin Hizbullah örgütüne yönelik askeri desteği konusundaki bir soruya, “Bu Amerikan iddiası. Hizbullah, birçok kanaldan gereksinimini sağlayabilir” diye yanıt verdi.
İranlı büyükelçi, “Bölgesel düzeyde tek bir askeri görüşe karşıyız. Hizbullah'a sağlanacak destek, İsrail'in Suriye ve İran'a karşı harekete geçebileceği anlamına gelmez. Ama İsrail üçüncü dünya savaşını çıkarmak istiyorsa Amerikalıların izin verip vermeyeceğine bakalım. İran ve Fransa, Lübnan konusunda danışmalar yürütmek için gerekli potansiyele sahip. Cumhurbaşkanı (Jacques) Chirac'ın açıklamaları çok iyi bir hareket noktası. Ancak ABD'nin İsraillilere daha fazla zaman veren siyasi isteğinin doğrudan sonucu olan BM Güvenlik Konseyinin hali çok üzücü” dedi.