Güncelleme Tarihi:
Hamas'ın saldırısı sonrası İsrail önce Gazze'yi hedef aldı. Abluka altındaki Gazze'yi havadan ve karadan vuran İsrail bir yandan kara harekâtına hazırlanırken bir yanda da Lübnan sınırında Hizbullah güçleri ile çatışıyor.
Bölgedeki çatışma günlerdir karşılıklı top ve roket atışları ile devam ederken dünya 'Hizbullah savaşa girecek mi' sorusuna yanıt arıyor.
Her ne kadar İsrail'in Güney Lübnan'ı işgal etmesiyle hemen hemen aynı zamanda ortaya çıkmış olsa da Hizbullah, Filistinli olmayan başlıca direniş grubu kimliğini korudu.
Şii inancına bağlı olan grup, kurtarıcı olarak her an ortaya çıkacağına inanılan İmam Mehdi'ye (12. imam) yönelik bekleyişten ilham alıyor.
Ancak aynı zamanda çok sayıda Sünni arasında da önemli bir taraftar kitlesi var.
İran gibi, Hizbullah da din adamları ve komutanlardan oluşan bir ağ tarafından yönetiliyor.
14 Mart İttifakına karşı Lübnan'ın 8 Mart İttifakının bir parçası olan Hizbullah, milis gücünün yanı sıra siyasi bir güç olarak da karşımıza çıkıyor.
Hizbullah'ın kadrolarının çoğu toplumun alt kesimlerinden geliyor; liderlik ise burjuvaziden, yani din adamlarından ve iş adamlarının desteklediği Beyrut elitlerinden oluşuyor.
1982'de kurulan Hizbullah'ın tarihinin önemli bir bölümü İsrail'e karşı verdiği mücadeleden oluşuyor.
Haliyle Hizbullah'ın İsrail'e karşı ikinci bir cephe açıp açmayacağı son dönemin en sıcak konu başlıklarından birisi.
Lübnan'daki ekonomik kriz ve mezhep çatışmaların Hizbullah'ın 2006'da sahip olduğu geniş tabanlı halk desteğinin bugün olmadığı anlamına geldiği sıklıkla dile getiriliyor.
Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nün (INSS) genel müdürü Profesör Manuel Trajtenberg, Hizbullah'ın bir ikilem ile karşı karşıya olduğunu belirtiyor.
'Eğer harekete geçmezlerse, Direniş Ekseni içindeki konumları azalacak. Bu onlar için gerçek bir ikilem' diyen İsrailli profesör, Beyrut'taki liderlerle Hizbullah'ın sahadaki üyeleri arasında gerginliklerin ortaya çıktığını öne sürdü.
Gazze'deki sivil ölümlerinden ABD ve Avrupa'nın da sorumlu olduğunu belirten Hizbullah’ın iki numaralı ismi Naim Kassam, Gazze savunmasının kalbinde yer aldıklarını ve Gazze'de, Batı Şeria'da, Lübnan'da ve tüm bölgede İsrail'le mücadele edeceklerinin atlını çizdi. Kassam, dün Twitter üzerinden yayınladığı mesajında 'savaşta bize ihtiyaç duyulursa parmağımız tetiktedir' ifadesine yer verdi.
'Sahadaki komutanları harekete geçme konusunda istekli çünkü bunu çok uzun zamandır planlıyorlar, bunun için eğitim almışlar ve hazırlar' diyen Trajtenberg sözlerine şöyle devam etti;
'Liderlikle gerginlikler olduğunu biliyoruz ve bu tehlikeli'
Amity Üniversitesi'nden Profesör Manjari Singh ise bu ikilem ile ilgili 'Hizbullah'ın kararlarını belirleyecek iki endişe var; bunlardan birincisi, bunun İsrail-Hamas merkezli bir çatışma olmaya devam etmesi ve Hizbullah'ın savaşa girmesi durumunda yalnızca Hamas'ın işbirlikçisi haline gelmesi. Hizbullah'ın bu rolü üstlenmeye hazır olup olmadığından emin değilim. İkincisi, böyle bir senaryoda ABD'nin batı koalisyonuyla birlikte İsrail'e kara saldırısında yardım ve destek sağlamak üzere harekete geçeceği kesindir' değerlendirmesinde bulundu.
'Her ne kadar Hizbullah çok gelişmiş bir silah cephaneliğine ve İsrail'e kuzey Celile'den saldırmak için gerekli donanıma sahip olsa da, İsrail'in dostlarının da savaşa katılması durumunda böyle bir saldırının pek önemli sonuçları olmayacaktı' diyen Singh, bu nedenle, Hizbullah'ın tam kapsamlı bir saldırı yapmasının pek olası görünmediğini belirtti.
INSS'de kıdemli araştırmacı ve IDF askeri istihbarat müdürlüğünde eski bir istihbarat analisti olan Orna Mizrahi, geçtiğimiz günlerde kuzeyde savaş olasılığına ilişkin ayrıntılı bir analiz yayınladı;
'Savaş devam ettikçe kuzeyde tırmanma tehlikesi artacak: İran'ın rehberliği altında Hizbullah, savaş boyunca kuzeydeki çatışma seviyesini kesinlikle yüksek tutmaya çalışacak. Güneydeki gelişmeler, özellikle IDF'nin kara manevrası başladığında, gelişecek.'
Washington DC'deki bir düşünce kuruluşu olan Atlantik Konseyi'nde Hizbullah uzmanı olan Nicholas Blanford ise Al Jazeera'ya yaptığı açıklamada Hizbullah’ın tıpkı Aksa Tufanı Operasyonu'ndan olduğu gibi savaş durumunda İsrail'e sızmak üzere eğitilmiş bir özel kuvvetler birimi oluşturduğunu söyledi.
Böyle bir saldırı ABD Başkanı Joe Biden da dahil olmak üzere ABD'li yetkililerin çaresizce kaçınmaya çalıştığı daha geniş bir bölgesel savaşa da yol açacaktır.
Birinci Dünya Savaşı, çatışma istemeyen aktörlerin nasıl büyük bir çatışmayla karşı karşıya kaldığının muhtemelen en çarpıcı örneğidir.
Mevcut durumda, çatışmanın Gazze ve İsrail'le sınırlı kalması ihtimali hala yüksek. Ancak bunun hızlı bir şekilde değişmesi de hayli olası.