Güncelleme Tarihi:
Filistin halkının umuda, İsrail halkının ise güvenliğe hakkı vardır. Barışa giden yol budur. Birlikte yaşamaya çağrılan halklar arasında kalıcı şiddeti ve bitmek bilmeyen acıları durdurmanın yolu budur. Ayrıca, 7 Ekim ve sonrasında yaşanan olaylardan bu yana şahit olduğumuz üzere, bölgesel tırmanma riski, öngörülemeyen jeopolitik, ekonomik ve insani sonuçlarıyla her zamankinden daha gerçektir.
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM
İSPANYA, İrlanda gibi diğer benzer düşünen ülkelerle birlikte barışı güvence altına almak için iki devletli çözümü savunmaktadır. Bu çözümü geri dönülemez kılmak, bölgede barışı da geri dönülemez kılmak demektir. Üstelik bunu başarmanın bir yolu da var: Filistin’i bir devlet ve Birleşmiş Milletler üyesi olarak tanımak.
İspanya şimdi bunu, İrlanda ve Norveç ile birlikte dün itibariyle hayata geçirdi.
Hepimizin kabul ettiği çözüm, yani İsrail devletiyle yan yana, barış ve güvenlik içinde yaşayan bir Filistin devleti, nihayet gerçeğe dönüşsün. İsrailliler ve Filistinliler arasındaki barış nihayet gerçeğe dönüşsün.
ADALET MESELESİDİR
İSRAİL devletinin yanında bir Filistin devletinin kurulması kesinlikle bir adalet meselesidir, ancak bu aynı zamanda barış için tek uygulanabilir seçenektir.
Filistin devleti, Gazze ve Batı Şeria’yı aynı Filistin Yönetimi altında birleştiren, ikisi arasında bir bağlantı ve denize çıkışı olan ve başkenti Doğu Kudüs olan sürdürülebilir bir devlet olmalıdır.
İspanya çatışmaya barışçıl bir çözüm bulunması amacıyla ilgili tüm taraflarla sürekli temas halinde olmuştur. İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ve ben 7 Ekim’den bu yana bölgeyi birkaç kez ziyaret ettik.
İspanya sürekli olarak acil ateşkes, rehinelerin serbest bırakılması ve ihtiyaç sahibi sivillere insani yardım sağlanması çağrısında bulunmuştur.
Bu nedenle Filistin devletini tanımaya karar verdik çünkü yüksek riskler söz konusu: barış, adalet, ama hepsinden önemlisi umut ve gelecek.
BARIŞA GİDEN YOL
İSPANYA, Filistin devletini tanımıştır, çünkü Filistin halkı bir mülteci halkı olmaya mahkûm edilemez, çünkü Ortadoğu’da barışa giden yol budur, çünkü bu İsrail’in güvenliği için iyidir.
Filistin halkının umut dolu bir geleceğe sahip olma hakkı vardır. Tıpkı İsrail halkının barış ve güvenlik içinde bir geleceğe sahip olma hakkı olduğu gibi. On yıllar boyunca yaşanan acılardan sonra, biri olmadan diğerinin olamayacağını biliyoruz: İsrail’de güvenlik ve bölgede barış, Filistin halkının bir devlete sahip olma umuduyla iç içe geçmiştir. Her ikisinin de buna hakkı vardır, bu hak aynıdır.
İspanyol parlamentosu 18 Kasım 2014 tarihinde hükümete Filistin devletini tanıma çağrısında bulunmuştur. Kararımız İspanyol toplumunun kalbinde de derin köklere sahiptir. Bu karar çeşitli vesilelerle duyurulmuştur ve hükümetimizin geri dönülmez bir taahhüdüdür.
Ayrıca İspanya, bu çözümün hayata geçirilmesi amacıyla mümkün olan en kısa sürede uluslararası bir barış konferansı düzenlenmesini önermiştir. Arap Ligi ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi Avrupa Birliği de önerimizi desteklemiştir. Toplamda 80’den fazla ülkenin desteği söz konusudur. Yürütülen çok taraflı diplomasinin Ortadoğu tarihinde yeni bir sayfa açılmasına yardımcı olacağını umuyoruz: kesin barış sayfası.
BM’DE TAM ÜYE OLSUN
İKİ devletli çözümü korumanın ve hayata geçirilmesini garanti altına almanın en iyi yolu Filistin devletini Birleşmiş Milletler’in tam üyesi olarak kabul etmektir.
Daha fazla bekleyemeyiz.
Yüz binlerce insan şu anda yiyecekten, sudan, ilaçtan, barınaktan mahrum haldeler. Daha ne kadar beklemeleri gerekiyor?
İSRAİLLİ REHİNELER
HAMAS tarafından tutulan 100’den fazla rehine var. Bu insanlar ve aileleri evlerine dönmek için daha kaç gün beklemek zorundalar? O korkunç 7 Ekim’den bu yana şiddet 1.200 İsraillinin ve 35 binden fazla Filistinlinin canını aldı. Daha kaç kişinin hayatını kaybetmesi gerekiyor?
Filistin halkı kendi devletine sahip olmalı ve henüz bunu yapmamış olan herkes İsrail’in yerini ve varlığını tanımalıdır. Bu Filistin için adalettir, İsrail için en iyi güvenlik garantisidir ve bölgede barış ve refah dolu bir geleceğin ilk ve temel koşuludur.
Barış, adalet, umut ve gelecek; uluslararası toplumun desteklemesi ve savunması gereken değerlerdir. Bunlar aynı zamanda İspanya’nın benzer düşünen ülkelerle birlikte bağlı olduğu ilkelerdir.
Filistin’de bu fikirlerden başka hiçbir şeyi desteklemiyoruz. Ve bunların uygulanmasına ihtiyacımız var: Barış için, adalet için ve salt insanlık onuru için.