Oluşturulma Tarihi: Ağustos 06, 2001 01:30
Çin'de faaliyet gösteren Falun Gong tarikatı, milyonlarca müridi hedef alan sistematik işkence ve beyin yıkama yöntemiyle çökertildi. Komünist Parti karşısında bir tehlike olarak algılanan tarikatın üyeleri kitleler halinde hareketten ayrılıyor.
The Washington Post gazetesinin Amerikan hükümet kaynaklarıyla Falun Gong üyelerinden elde ettiği bilgiye göre Çin Komünist Partisi, yaklaşık 1.5 yıllık bir mücadeleden sonra yasa dışı tarikatın yayılmasını tamamen kontrol altına aldı. Parti tarikata karşı mücadelesinde üç temel öğeyi çok etkin bir şekilde, bir arada kullandı: İşkence, beyin yıkama ve propaganda.
Çin Yönetimi'nin 1989'daki Tiananmen ayaklanmasından bu yana karşılaştığı en ciddi muhalif hareket olan Falun Gong'a üye on binlerce müridin tarikatı terkettiği bildiriliyor.
Tarikat karşısında kısa bir bocalama dönemi geçiren Çin Komünist Partisi ilk kez bu yıl başlarında Falun Gong üyelerine karşı şiddet kullanmaya başladı. Beş tarikat üyesinin Tiananmen Meydanı'nda kendini yakması da yönetimin işine yaradı. Bu eylem, tarikatın tehlikeli bir yapılanma olduğu yönündeki kamuoyu görüşünü pekiştirdi. Annesiyle birlikte yanan küçük kız çocuğunun görüntüleri sürekli yayınlanarak yoğun bir şekilde propaganda yapıldı.
Falun Gong üyeleri uygulanan işkence yöntemlerini ilk kez ayrıntılı bir şekilde anlattılar. Müritlerin günlerce dayak yediğini, elektrik şoku verildiğini ve günlerce yerde diz çökmüş vaziyette bırakıldıklarını söylediler. Fiziksel işkencede direnci tamamen kırılanların buradan beyin yıkama sınıflarına gönderildikleri belirtiliyor.
Çin yönetimi, ülke çapında bütün ev ve iş yerlerinde, sokak sokak yaptığı tarama sonucu, müritleri toplayarak ‘‘beyin yıkama sınıfları’’nda topladı. Çinlilerin ‘‘yeniden eğitim’’ adını verdiği beyin yıkama sürecinde, Falun Gong lideri Li Hongzhi'nin öğretileri ayrıştırılıyor. Beyin yıkama sınıflarına gelenler, işkence görüp tarikat inancını bırakmış eski müritlerle karşı karşıya bırakılıyor. Yeniden eğitim hedefine ulaşamayanların çalışma kamplarına gönderileceği söyleniyor. Böylelikle tarikat öğretilerinin reddedilmesi sağlanıyor.
Müritler ortalama 10-12 gün, en fazla 20 gün içinde tarikat inancını reddediyor. Bunu hem yazılı olarak itiraf ediyor, hem de video kamera karşısında tekrarlıyor.
Çin Yönetimi'nin tarikatın bastırılmasında gösterdiği bu başarı siyasi açıdan önemli bir ipucu veriyor. Bazı uzmanlar Çin Komünist Partisi'nin iyi örgütlenmiş bir gruba karşı mücadele veremeyecek kadar hizipleşmiş bir yapıya sahip olduğunu düşünüyordu.
Meditasyon tarikatı Falun Gong
BUDİST inancıyla Taoizm ve Uzak Doğu'ya özgü savaş sanatlarının ağır çekim egzersizlerini harmanlayan Falun Gong (Yasa Çarkı) tarikatı şiddeti kesinlikle reddediyor. Çin Yönetimi'nin Temmuz 1999'da savaş açtığı tarikatın müritleri Budist öğreti ve meditasyon sayesinde cennete gideceğine inanıyorlar. Komünist Parti ise bu tarikatı, kendi iktidar tekeli karşısında bir tehlike olarak görüyor ve tarikatın cennetle ilgisi olmadığını, tam tersine şeytani bir örgüt olduğunu öne sürüyor. Tarikatın eylemleri de resmi propagandaya katkıda bulunuyor. Bazı müritlerin Tiananmen Meydanı'nda kendini yakarak, ya da çevreye saldırarak şiddet gösterisinde bulunması şeytani örgüt propagandasını güçlendiriyor. Tarikatın yaklaşık 6 milyon üyesi olduğu ve bunların yüzde 10'unun, yani yaklaşık 600 bin kişilik bir kitlenin hükümetin başlattığı çökertme harekatına karşı savaşmak istediği tahmin ediliyor. Hükümet dışı kaynaklara göre ise tarikatın 10 milyonlarca üyesi bulunuyor.
Sürgündeki lider
Falun Gong tarikatının ABD'de sürgünde yaşayan lideri Li Hongzhi, Pekin karşısında yenilgiye uğradı. Li Hongzhi'nin Tiananmen'de kendisini yakan müritlerin tarikat üyesi olmadığını açıklaması ve Çin'deki inananlar acı çekerken, sürekli ‘‘mücadeleye devam’’ diye talimatlar yollaması da gözden düşmesine yol açtı.