Güncelleme Tarihi:
Kanada, 3 Mayıs 1975 günü tüyler ürperten bir olaya sahne oldu. Ontario'nun doğusunda bulunan Nation Irmağı kıyısında dolaşan bir çiftçi, suyun üzerinde bir kütle olduğunu fark etti.
160 boylarında, zayıf, orta yaşlı bir kadındı bu. Kahverengi saçları kısa zaman önce kızıla çalan sarı renge boyanmış gibi görünüyordu. El ve ayak tırnaklarının bakımlı görüntüsü, varlıklı biri olduğu izlenimini uyandırıyordu. Ancak dişlerinde kahve, parmaklarında da nikotin izleri vardı.
El ve ayak bilekleri kravatlarla bağlanmış ve bir televizyon kablosuyla boğularak öldürülmüştü. Vücudu ve kafası havlu çarşaf gibi kumaşlarla sarılmıştı. Kadının cansız bedeni, Ottawa ile Montreal'i birbirine bağlayan 417 numaralı karayolu üzerindeki köprüden suya atılmıştı.
Aradan geçen neredeyse yarım yüzyılda kadının kimliği de katili de gizemini korudu. Bu gizem geçtiğimiz hafta sona erdi.
MAKTUL TANINMIŞ BİR İŞ KADINI ÇIKTI
Son dönemde pek çok faili meçhul cinayetin aydınlatılmasında önemli rol oynayan geneolojik DNA takibi yöntemiyle hem kadının hem de katilinin kim olduğu gün yüzüne çıktı.
Yetkililerin yaptığı açıklamada öldürülen kadının çevresinde "Lalla" olarak anılan 48 yaşındaki Jewell Langford olduğu bildirildi. Langford, ABD'nin Tennessee eyaletinde yaşamakta olan tanınmış bir iş kadınıydı ve öldürülmeden kısa bir süre önce seyahat için Montreal'e gitmişti.
Cinayet şüphelisi Rodney Nichols'ın ise şu an 81 yaşında olduğu ve bilinen son adresinin ABD'nin Florida eyaletinde bulunan Hollywood şehri olduğu belirtildi. Nichols'ın 70'li yıllarda Montreal'in İngilizce konuşanların ağırlıkta olduğu batı kesiminde yaşadığı ve rugby taraftarları arasında tanınan bir isim olduğu bildirildi. Polis yetkilileri Langford ile Nichols'ın birbirlerini tanıdıklarını ve Montreal'de beraber zaman geçirdiklerini de vurguladı ancak ayrıntı vermedi.
2019'DA MEZARI AÇILDI
İsimsiz kadının gizemini çözmek için ilk adım 2017'de atıldı. Ancak adli tıp ressamlarının hazırladığı robot resim ve üç boyutlu büst kamuoyuyla paylaşılsa da kadının kimliğini bulmakta ya da potansiyel şüphelileri tespit etmekte pek faydalı olmadı.
Ardından 2019 yılında yetkililer yeni bir DNA örneği almak için kadının mezarını açtı.
Buradan alınan dokular, Toronto'da bulunan Adli Bilimler Merkezi uzmanları tarafından incelendi, GEDmatch Pro ve FamilyTreeDNA gibi özel ve kamusal veri tabanlarındaki diğer DNA profilleriyle karşılaştırıldı. Bunun sonucunda isimsiz kadının akrabası olduğu düşünülen iki kişiye ulaşıldı.
Bu kişilerle yapılan görüşmeler sayesinde de polisler Langford'ın kimliğini tespit etti.
Ontario yerel polisinden Dedektif Müfettiş Daniel Nadeau, "Genetik geneoloji bilimindeki ilerlemeler ve emeği geçen herkesin kararlılığı sayesinde, hunharca katledilen bu işinin ailesine ve dostlarına bir iç huzuru sağladık" diye konuştu.
"ZAMANININ İLERİSİNDE BİR KADINDI"
Madison County'de doğan Langford, 7 çocuklu bir çiftçi ailesinin kızıydı. 1970'li yıllarda Tennessee'nin Jackson şehrinde yaşıyordu. O sırada evli olduğu Atlas Langford ile birlikte 1972 yılında Imperial Health Spa isimli egzersiz ve zayıflama odaklı bir sağlık kulübünün kurucusu olan Langford, ödüller almış bir iş kadınıydı.
Ontario Emniyet Müdürlüğü'nün Facebook sayfasında yayınlanan videolu açıklamada, emekli dedektif Janice Mulcock, Langford'ın kariyerine vurgu yaparak, "Bu anlamda gerçekten zamanının ilerisinde bir kadındı. O kadar başarılıydı ki Amerikan İş Kadınları Birliği'nin Jackson, Tennessee şubesinin başkanlığını yapıyordu ve 1971 yılında meslektaşları tarafından 'yılın kadını' seçilmişti" ifadelerini kullandı.
Soruşturmanın DNA analizi ayağını yürüten DNA Doe Project'ten yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Bu davada birkaç unsur açısından inanılmaz şanslıydık: Nation Irmağı'ndaki Kadın'a epey yakın iki eşleşme elde etmiştik. Bir kez yaklaştıktan sonra Jewell Langford'ın kaybolmasından bahseden gazete makaleleri bulduk.
"Adeta orada kendisini bulmamızı bekliyordu. İşin en üzücü kısmı da şu: Annesi Jewell'ı yıllarca aramış ve maalesef kızının başına ne geldiğini öğrenemeden ölmüştü."
DNA Doe Project, genetik geneoloji tekniklerini kullanarak polisin isimsiz kurbanların kimliklerini belirlemelerine yardım eden kâr amacı gütmeyen bir kuruluş.
DEDEKTİFLER HİÇ VAZGEÇMEDİ
Ontario polisi bünyesinde Soruşturmalar ve Organize Suçlardan Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Marty Kearns davanın bir gün çözüleceğine dair umutlarını hiç kaybetmediklerini belirterek, "Birimimizin dedektifleri her zaman bu davanın çözülebilir olduğuna, Nation Irmağı'ndaki Kadın'ın kimliğini bir gün tespit edeceğimize inanıyordu" dedi.
Ontario Baş Tabibi Dirk Huyer da uzun yıllar boyunca Langford'ın ailesinin kadının başına gelenlere dair bir şey bilmediğini belirterek, "Maalesef şu an biliyoruz. Ve üzücü bir biçimde öğrendiğimiz üzere sonuç ailenin umduğu gibi olmadı" dedi.
Huyer aradan geçen 47 yıl boyunca dönemin adli tıp metotları kullanılarak kadının kimliğinin bulunması için çaba sarf edildiğini de sözlerine ekledi.
ŞİMDİ AYRINTILAR ARAŞTIRILIYOR
Soruşturma kapsamında Langford'ın Nisan ayının sonlarında Montreal'e gittiği ve bir kendisinden haber alınamadığı anlaşıldı. Ailesi Mayıs başında Langford'ın kayıp olduğunu polise bildirmişti ama 150 kilometre batıda Nation Irmağı'nda bulunan cansız bedenin Langford'a ait olabileceği ihtimali kimsenin aklına gelmemişti.
Maktulün kimliği belli olduktan sonra aralarında FBI'ın da bulunduğu birçok kolluk kuvveti iş birliği içinde "1975'teki Kanada ziyareti sırasında ne yaşandı?" sorusuna yanıt aramaya başladı.
Ontario Adalet Mahkemesi tarafından 8 Eylül 2022'de Nichols hakkında Langford'ın ölümüyle ilgili bir iddianame hazırlandı. Ancak bu durum soruşturmanın salahiyeti açısından geçen haftaya kadar gizli tutuldu.
Polisin açıklamasında Nichols ile Langford'ın birbirlerini nasıl tanıdıkları ya da cinayetin sebebinin ne olduğu belirtilmedi.
"ÇOK ŞEFKATLİ BİR İNSANDI"
Langford, ortada kaybolduktan birkaç yıl sonra kanunen ölü ilan edilmişti. Tennessee'de yaşadığı şehirdeki mezarlıkta bulunan ve Langford'ın adını taşıyan mezar taşında yıllar boyunca "Kayıp... ama unutulmadı" yazıyordu. Langford'ın kemikleri geçen yıl Kanada'dan ABD'ye gönderildi ve mezar taşına, "Nihayet Eve Döndü ve Huzura Kavuştu" ifadesi yazıldı.
Langford ve eşinin sağlık kulübünün temel atma töreniyle ilgili bir gazete kupürü
Bekârlık soyadı Parchman olan Langford'ın yeğeni Denise Parchman-Chung Tennessee'de yayınlanan The Jackson Post gazetesine yaptığı açıklamada, "Kendisine dair hatırladığım şeylerin başında çok şefkatli bir insan olduğu geliyor. Çevresindekilere yardım etmeyi çok severdi. Sağlık ve zindelik konularını çok önemserdi. O ve eşi Atlas birçok sağlık kulübü sahibiydi" dedi.
Chung şöyle devam etti:
"Çok dışadönük ve mutlu bir insandı. Seyahat etmeyi çok severdi. Evlerine gittiğimde beni alışverişe götürür ne isterdim almama izin verirdi. Babam evlerini inşa etmelerine yardım etmişti. Bu ev o zamanlar için ve Jackson için bir malikâne gibiydi."
Langford'ın anne ve babasının kızlarının akıbetini araştırmaktan asla vazgeçmediğini, sık sık ABD ve Kanada polisini arayarak bilgi almak istediğini de sözlerine ekleyen Chung, "Aile üyeleri yavaş yavaş hayatlarını kaybettikçe, bu çabayı sürdürmek bana düştü. Kimsenin bir fikri olduğunu düşünmüyordum. Davanın tamamen çözümsüz olduğunu ve hiç kimsenin bir şey yapmadığını zannediyordum. Ta ki 2020'de polis bana ulaşıp DNA örneği isteyene kadar" diye konuştu.