Güncelleme Tarihi:
Yale Üniversitesi Uluslararası Araştırmalar Merkezi'nde görev yapan Sazegara, Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü tarafından yayınlanan “Geri Dönülmez Nokta: İran'ın Demokrasiye Giden Yolu” adlı kitabında, İran'ın çevresinde otokrasinin gerilemesi ve demokrasinin yükselişe geçmesinin, bu ülkenin görüşü üzerinde derin etki yaptığını savundu.
Kitabının “Komşulardan Alınan Dersler: Türkiye, Rusya, Afganistan, Irak” adlı bölümünde Sazegara, Türkiye'nin her zaman İran'ın Avrupa'ya ve Batı'ya açılan kapısı durumunda olduğunu kaydederek, “Türkiye, aynı zamanda İran'ı en fazla etkileyen komşusudur” ifadesine yer verdi.
Sazegara, İran vatandaşlarından vize talep edilmemesi nedeniyle, İslam devriminden sonra birçok İranlının Türkiye'ye serbestçe giderek, ”Türkiye'deki başarılı dönüşümü” kendi gözleriyle gördüğünü belirtti. Türkiye'de Turgut Özal'ın Başbakanlığı ile İran'da Mir Hüseyin Musevi'nin Başbakanlığının aynı dönemlere rastladığına işaret eden Sazegara, Türkiye'nin özelleştirme, ekonomik ve siyasi kapıların açılması, dış yatırımların teşviki ve demokratikleşme yönünde bir politika izlerken, İran'da ekonominin tamamen devlet kontrolü altına alındığını, ABD ve İsrail düşmanlığı ve Batı ile rekabetin ana politika olarak belirlendiğini hatırlattı.
“Bu iki zıt politika, Türkiye'nin ekonomik başarısı, İran'ın ise ekonomik başarısızlığıyla sonuçlandı” diyen Sazegara, Musevi'nin Başbakanlık görevinin son yılında Türkiye ziyaret ettikten sonra, ”Türkiye'nin başarılı ekonomik politikaları incelemeğe değer” dediğini belirtti.
“TÜRKİYE'DEKİ İSLAMCILAR”
“Türk İslamcılar, İranlı İslamcıların hatalarını çabuk kavradılar ve aynısını Türkiye'de tekrarlamaktan kaçındılar” diyen Sazegara, Necmettin Erbakan liderliğindeki Refah Partisi'nin iktidara gelmeden önce “insanların giyimine, kuşamına, yediğine, içtiğine karışmayacağı” sözü verdiğini anımsatarak, şu görüşü dile getirdi:
“Şimdi bile liderleri ve parti üyeleri Müslüman olmakla birlikte Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Adalet ve Kalkınma Partisi, İslamcı bir siyaset izlemiyor. Böylece Türkiye'de öyle bir model uygulandı ki, bazı güçlüklere rağmen Müslümanlar, Türkiye'nin laik yapısına zarar vermeden ve demokratik bir çerçevede iktidar konumuna geldiler.”
Mohsen Sazegara, Rusya'nın İran üzerindeki etkisini irdelediği bölümde ise Sovyetler Birliği'nin dağılması ve Rusya halkının demokrasi yönündeki mücadelesinin İran halkı üzerinde olumlu etkisi olmasına karşın, “İran'da otoriter yönetimi sürekli destekleyen Rusya hükümetine” bakışın negatif olduğunu kaydetti. Sazegar, İran İslam devriminden bu yana geçen dönemi üçe ayırdığı yazısında, eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin iktidarı bırakmasıyla üçüncü cumhuriyet döneminin de sona erdiğini ve şimdi dördüncü cumhuriyet dönemine girildiğini, geçici aksamalar yaşansa da artık ülkenin demokrasiye giden yolda geri dönülmez noktaya ulaştığını savundu.
İRANLI AKADEMİSYEN SAZEGAR KİM?
Mohsen Sazegar, 1970'li yıllarda Şah yönetimine karşı çıkan öğrenci hareketinin liderleri arasındaydı. 1979'da Ayetullah Humeyni ile İran'a dönen Sazegar, İran Devrim Muhafızları'nın kuruluşunda rol aldı. 1979-81 yıllarında İran Radyosu Müdürlüğü yapan Sazegar, 1980'li yıllarda, Başbakanlık Danışmanı, Ağır Sanayi Bakan Yardımcılığı, Sınai Kalkınma ve Gelişme Örgütü Müdürlüğü gibi görevlerde bulundu.
Yönetime küserek 1989 yılında İran dışına çıkan Sazegar, İran'da birçok reformcu gazete çıkardı ve bunların tümü muhafazakarlar tarafından kapatıldı. 2001 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylık başvurusu Anayasayı Koruma Konseyi tarafından reddedilen sazegar, İran anayasasının değiştirilmesi yönünde kampanya başlattı ve 2003 yılında istihbarat tarafından tutuklanarak hapse atıldı.
Sağlık sorunları nedeniyle 2004 yılında İngiltere'ye gitmesine izin verilen Sazegar, halen Yale Üniversitesi'nde misafir öğretim üyesi olarak görev yapıyor.