İran'dan Atom Enerjisi Kurumu'na tepki

Güncelleme Tarihi:

İrandan Atom Enerjisi Kurumuna tepki
Oluşturulma Tarihi: Kasım 20, 2008 13:17

İran, nükleer enerji programı konusunda ilgili uluslararası kuruluşlarla yaptığı işbirliğinin dikkate alınmasını istedi.

İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'ndaki (UAEK) Daimi Temsilcisi Ali Asker Sultaniye, nükleer enerji programlarının barışçıl olduğunun bir kez daha UAEK tarafından teyit edildiğini söyledi.

Sultaniye, “İran, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ve Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'nın (NPT) öngördüğü çerçevenin ötesinde işbirliği yapıyor, ancak bu tutumumuz Batılı ülkelerce dikkate alınmış değil” ifadesini kullandı.

UAEK'nın İran hakkındaki son raporuna da değinen Sultaniye, “Raporda belirtildiği gibi, UAEK hiçbir engelle karşılaşmadan nükleer tesislerimizde inceleme ve denetimlerini sürdürüyor” dedi.

Sultaniye, “UAEK'nın son altı yıldaki raporlarında İran'ın nükleer enerji programının barışçıl amaçlardan saptığına ve askeri olduğuna dair hiçbir delile rastlanmamıştır” şeklinde görüş bildirdiğini aktardı.

UAEK'nın nükleer tesislerde normal denetlemelerinin yanı sıra Mart 2007'den beri 20 kez ani denetim ve incelemede bulunduğunu anlatan Sultaniye, UAEK'nın olumsuz hiçbir durumla karşılaşmadığını belirtti.

İranlı diplomat, “UAEK, son raporunda da İran'ın uranyum zenginleştirme programına devam ettiğini belirtmiş. Ancak bu, NPT'nin bize verdiği bir haktır. Bunun ötesindekiler makul istekler değil” diye konuştu.

UAEK'NIN İRAN HAKKINDAKİ 14. RAPORU

UAEK Başkanı Muhammed El Baradei tarafından dün açıklanan son raporda, Tahran yönetiminden nükleer enerji programıyla ilgili daha şeffaf olması istendi.

Raporda, “İran'ın uranyum zenginleştirmeye devam etse de Natanz, Buşehr ve İsfahan'daki tesislerde UAEK'nın mühür ve kameralarının yerinde olduğu, sayaçların da çalıştığı” ifadesine yer verildi.

İran'ın son beş yıllık nükleer enerji programının askeri amaçlı olduğuna ilişkin belirtinin tespit edilemediğinin kaydedildiği raporda, olağan denetimlere ilaveten haber vermeden de çok sayıda inceleme ve araştırma yapıldığı belirtildi.

Raporda, Natanz'daki tesislerde yeni santrifüjlerin yerleştirildiği ve santrifüj sayısını artırma çalışmalarına devam edildiği kaydedildi.
UAEK, Tahran yönetiminden nükleer enerji programının askeri amaçlı olduğu yönündeki iddialara cevap vermesini ve bu konuda uluslararası kamuoyunu ikna edecek ve güven verecek adımlar atmasını talep etti.

UAEK, 15 Eylüldeki raporunda da İran'ın istenen bilgi ve belgeleri verdiğini ve işbirliğine hazır olduğunu belirtmişti.

KIRMIZI ÇİZGİ: URANYUM ZENGİNLEŞTİRME

UAEK'nın raporunda da belirtildiği gibi, uranyum zenginleştirme programı İran-AB ve BM'nin “kırmızı çizgileri” olmaya devam ediyor.
BM Güvenlik Konseyi, uranyum zenginleştirme programını durdurmadığı gerekçesiyle bugüne kadar İran aleyhinde üç yaptırım kararı aldı.
Konsey, en son 27 Eylüldeki 1835 sayılı kararında da “kırmızı çizgisindeki” tutumunu sürdürerek, İran'dan ilk üç yaptırım kararının gereğini yerine getirmesini istemişti.

BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri ve Almanya'dan oluşan 5 artı 1 ülkeleri de “dondur dondur” önerisiyle İran'dan uranyum zenginleştirme programını askıya alması halinde yaptırımların durdurulacağını belirtmişlerdi.

İran ise uranyum zenginleştirme programını en belirgin “kırmızı çizgisi” olarak görüyor ve NPT'nin tüm ülkelere verdiği bir hak olduğunu kaydediyor.

“Dondur dondur önerisi, NPT'ye aykırıdır, sayısız belirsizlikler içeriyor ve çıkarlarımızı korumuyor” diyen Tahran yönetimi, bu konudaki tavrına, “uranyum zenginleştirme programı, müzakere dahi edilemez” şeklinde açıklık getiriyor.

İran, BM Güvenlik Konseyinin nükleer faaliyetlerini durdurmasını isteyen 1835 sayılı son kararını “yasa dışı ve siyasi” olarak nitelemiş, bu konuda UAEK ile yapılan işbirliğini ve AB ile yürütülen müzakereleri gözden geçirebileceği uyarısında bulunmuştu.

İran, BM'nin yaptırım kararlarının yanı sıra ABD ve Avrupa ülkelerinin ambargolarına rağmen nükleer enerji faaliyetlerini sürdüreceğini ilan etmişti.

ABD ve İsrail, hemen her fırsatta müzakerelerden sonuç alınmaması durumunda İran'ın nükleer enerji programını durdurmak için bu ülkeye karşı askeri saldırı seçeneğinin masada tutulduğunu ifade ediyor.

İran da saldırı tehditlerinin hayata geçirilmesi halinde tüm imkanlarını seferber ederek dünya petrollerinin yüzde 40'ının transfer edildiği Hürmüz Boğazı'nı kapatacağını, ABD'nin bölgedeki 32 üssünü hedef alacağını ve İsrail'i vuracağını belirtmişti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!