Oluşturulma Tarihi: Şubat 08, 2006 00:00
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun nükleer programı dolayısıyla İran’ı BM Güvenlik Konseyi’ne havale etme kararıyla birlikte gerginlik iyice tırmanırken, İngiliz The Times Gazetesi, "Nükleer diplomasinin başarısızlığa uğraması halinde şahinlerin uçakları hazır" yorumunda bulundu. Ancak gazete olası bir hava operasyonu ve buna gelecek misillemelerin bölgeyi yeni bir çıkmaza sürükleyebileceği uyarısında da bulundu.
ABD’li yetkililer İran’ın atom bombası üretme yeteneğine sahip olduğunu öne sürerken, İngiliz The Times Gazetesi, "Nükleer diplomasinin başarısızlığa uğraması halinde şahinlerin uçakları hazır" başlıklı analizinde olası bir ABD hava saldırısıyla Ortadoğu’nun sürükleneceği yeni kriz ayrıntılarıyla gözler önüne serildi.
ABD’de yapılan bir anket, kamuoyunun yüzde 57’sinin İran’a askeri müdahaleyi desteklediğini ortaya koyarken, uzmanlar, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerini yok etme kapasitesine sahip olduğunu savunuyor. İran, Afganistan, Irak, Türkiye, Katar, Umman’daki Amerikan üsleriyle sarılmış durumda. Ayrıca Pasifik Okyanusu’ndaki Diego Garcia üssü ile Körfez’de bulunan Tomahawk güdümlü füzeleriyle donanmış Amerikan uçak gemisi grubu ve ABD’den kalkacak B2 hayalet bombardıman uçakları da böyle bir operasyona destek verebilir.
Ancak hava kampanyasının o kadar da kolay olmayacağı belirtiliyor. Çünkü İran da muhtemel bir müdahale için hazırlanıyor. Çoğu yeraltında bulunan olası hedefler uçaksavar sistemleriyle sarılıyor. Mesela, en önemli hedeflerden biri sayılan Natanz tesisleri yerin 18 metre derininde bulunuyor ve iki metre kalınlığında bir betonla örtülmüş durumda. İsfahan’daki uranyum dönüştürme tesislerinde de benzer bir savunma sistemi olduğu tahmin ediliyor.
Global Security isimli danışma kuruluşu, "ABD’nin İran’a yönelik hava saldırıları, 1981 yılında İsrail’in Irak’taki Osirak tesislerine yönelik operasyonunu geçecek, muhtemelen 2003 yılında Irak’a yönelik hava akınlarının ilk günlerini anımsatacaktır" diyor.
Emekli havacı yarbay Sam Gardiner, nükleer tesislerin bir haftadan az bir sürede etkisiz hale getirilebileceğini söylerken, ancak bunun sadece bir başlangıç olacağı uyarısında bulunuyor. Saldırıya uğraması halinde, kendini savunacağını açıklayan İran, İsrail ya da Irak ve bölgedeki Amerikan çıkarlarını orta menzilli füzelerle vurabilir. Ayrıca füzeler ve denizaltılarıyla dünyanın enerji damarlarından olan Körfez’deki gemileri hedef alabilir. Gardiner, "Nükleer tesisleri vurduktan sonra hedefleri çoğaltmanız gerekiyor. Kimyasal fabrikalar, füze rampaları, havaalanları ve denizaltılar gibi 125 hedef daha var" diyor.
GERİ TEPEBİLİR
İran da en güçlü silahını devreye sokarak, Ortadoğu’daki piyonlarıyla misillemede bulunabilir. Lübnan’daki Hizbullah güçleri İsrail’e, Irak’taki Şiilerin liderlerinden Mukteda el-Sadr’ın Mehdi Ordusu milisleri Amerikan ve İngiliz askerlerine saldırı düzenleyebilir. İran’a yakın gruplar, dünya üzerinde çeşitli Batılı hedeflere de saldırılar gerçekleştirebilir. Ortadoğu’da iktidar dengesini korumak için başlatılan askeri operasyon, bölgeyi başka bir sorunun içine sürükleyebilir. Uluslararası barış için çalışan Carnegie Endowment for International Peace isimli kuruluştan bir uzman, "Mollaları F15’ler değil, diplomatlar durdurmalı. İsfahan’daki nükleer değişim tesislerine yönelik bir hava saldırısı Müslümanları öfkelendirip, aslında pek sevmedikleri İran hükümetinin arkasında toplanmalarına neden olabilir. Nihayetinde, operasyon, söylendiği gibi İran’ın programını erteletmez. Büyük olasılıkla hızlandırır" yorumunda bulunuyor.