Güncelleme Tarihi:
Bu zaman zarfında, Irak'ta bulunan yaklaşık 50 bin asker, Irak polisini ve ordusunu güvenlikten tamamen sorumlu hale getirmek için eğitmeye çalışacak.
Irak'ta şiddet olayları, yakın zaman öncesine kadar azalmış olsa da, kat edilmesi gereken daha çok yol var...
Irak polisinin eğitiminde tozu dumana katarak kaçmaya çalışan arabalar, kalaşnikoflu bir grubun saldırısı altında... Korumalar, silahlarıyla karşılık veriyor.
Irak polisinin olağanüstü zorlukları
Irak polisinin işi kolay değil... Diğer ülkelerin polis birliği soygun olaylarına ya da sokaktaki adi suçlara karşı eğitim alırken, Irak polisi bombalı saldırılara, adam kaçırma vakalarına, kalaşnikoflu baskınlara karşı hazırlıklı olmak zorunda.
Amerikan ordusu tarafından düzenlenen eğitim programında özel sözleşmeli çalışan bir güvenlik uzmanı, ismini vermemek kaydıyla, BBC'ye görüşlerini aktardı:
“Yerel emniyet gücünün oluşacağı boşluğu doldurabilecek mi?” sorusuna, “Talimleri tekrarladıkça daha iyi hale geliyorlar. Bir yıllık sürede bütün güvenliği devralacak hale gelmeleri zor olacak. Ama deneyeceğiz....”
Amerikalı yetkililer bu işin zor olacağını özel konuşmalarda itiraf ediyor.
Fakat resmi söylem, Irak emniyet gücünün vaktinde yeterli eğitim ve donanıma sahip olacağı şeklinde.
"Her şey iyiye doğru gidiyor"
Eğitim programının başındaki Amerikalı yetkili, yüz başı Eric Giles, Irak güçlerinin etkin biçimde çalıştığını ve saldırıları engelleyebildiklerini söylüyor.
“Her şey iyiye doğru gidiyor.”Amerikalıların Irak hakkında dillerinden düşürmediği bir söz bu.
Durumun iyileştiği gerçekten de doğru olabilir ama yeterli mi?
Sonuçta Irak'ta güvenlik durumu hakkında yapılan yorumlar, göreceli. Bu ülkede mezhepler arası şiddetin tırmandığı 2006 ve 2007 yıllarında her ay en az birkaç bin kişi şiddet olaylarında can veriyordu.
Son bir buçuk yıl içerisinde, bu rakam artık yüzlerle ifade edilir oldu. Dolayısıyla, yakın zaman öncesine kadar artık çok daha az sayıda kişinin öldürüldüğü doğru.
Fakat Irak'ın işgalinden önceki durumla karşılaştırılırsa, Irak hala çok tehlikeli bir yer olduğu söylenebilir.
İlerlemenin örneği: El Dora
İlerleme sağlandığına işaret eden bir örnek, Salman Hasan. Bir Şii olan Salman Hasan, 2006 yılında korkudan evini terk etmek zorunda kalmıştı.
Çoğunlukla Sünnilerin yaşadığı El Dora semti, o dönemde Bağdat'ın en tehlikeli yerleri arasındaydı.
Salman Hasan, şimdi El Dora'daki dükkânının başına geri döndüğünü; kendini yeniden güvende hissettiğini anlatıyor.
''Geçen yıllara göre artık çok daha iyi'' diyor. Daha iyi, ama istikrara kavuştuğunu söylemek için, çok erken.
Dükkânın bulunduğu sokağın biraz ilerisinde, zırhlı bir askeri araç dikkat çekiyor. Orada bulunmasının sebebi, son zamanlarda Hıristiyanları hedefleyen saldırılardaki artış ardından, söz konusu sokakta yaşayan bir Hıristiyan aileyi korumak.
Üstelik nispeten bir iyileşme sağlansa dahi, yakın zaman öncesinin yaralarının sarılıp unutulması, çok daha uzun bir zaman alacak.
Eskiden Irak'ın meşhur şarkıcılarından biri olan Suad Abdullah,, şimdi perdeleri sıkı sıkı kapalı bir apartman dairesinde, saklanarak yaşıyor. Acısı büyük.
2006 yılında Bağdat'ta sokakta yürürken oğlunu kaçırmışlar.
Rehin alan grup, Suad Abdullah'ı telefonla arayıp, oğlu işkence görürken seslerini dinlettikten sonra, fidye istiyor. Ünlü şarkıcı, fidyeyi ödüyor ama oğlunu gene de öldürüyorlar.
“Dairemden dışarı adım atmaya bile korkuyorum. Çünkü beni de öldürebilirler” diyor.
"Kaç yıl daha böyle sürecek?"
Bağdat'ta, hayat bir yandan devam ediyor ama dünyanın diğer şehirlerindeki normallik değil bu kesinlikle.
Askeri helikopterlerin havada uçuştuğu, şehrin dört bir yanındaki kontrol noktalarıyla trafiğin alt üst olduğu, bombalı saldırılara karşı dikilmiş beton bariyerler arasında geçen, mahallelerin birbirinden bölündüğü bir hayat bu. Öyle ki, bazı semtlere giriş çıkışlar için, önce davet edilmeniz, izin almanız gerekli.
Bu hayat, yaklaşık bir yıl sonra Amerikalı askerler toplanıp gittiği zaman da böyle sürüyor olacak. Peki ya sonrasında? Iraklılar, ''kaç ay” diye değil, daha “Kaç yıl daha böyle sürecek?'' diye soruyor.