Güncelleme Tarihi:
Halktan aldığı destek giderek azalan Amerikan yönetimi, halen açık bir çıkış stratejisi ortaya koyabilmiş değil.
Amerikan halkı, son anketlere göre savaşın gidişatına karamsar bakıyor.
Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz, bu yıl başında yayınladığı bir çalışmada, Amerikan ekonomisine savaşın getireceği uzun dönemli yükün, artan petrol fiyatları, savaş gazilerinin ihtiyaçlarının yıllarca karşılanması, artan ulusal borç nedeniyle yapılan faiz ödemeleriyle “savaş devam ettiği takdirde” maliyetin 1 trilyon doları aşacağına dikkati çekti.
CHENEY'E DESTEK PARIS HILTON KADAR
11 Eylül saldırılarından sonra, eşi görülmemiş bir halk desteğini arkasına alan ABD Başkanı George Bush'a verilen bu destek, Irak Savaşı ile birlikte şu sıralarda yüzde 34'lere düşmüş durumda.
Geçen ay bir av kazasında arkadaşını tüfekle vurarak ağır şekilde yaralayan ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'ninse popülerlik oranı yüzde 18. Washington Post gazetesine göre Cheney'nin popülerlik oranı, ülkenin en sevilmeyen magazin karakterlerinden Paris Hilton'a denk durumda. CBS News tarafından yaptırılan son ankete göre Amerikan halkı, artan şekilde Irak Savaşı'nın kötüye gittiğine ve düzelmeyebileceğine inanıyor.
Ezici bir çoğunluk, Irak'ta şu anda iç savaş bulunduğunu düşünürken, halkın yarısı, Amerikan çabalarının başarıya ulaşacağına inanmıyor. Halkın yüzde 70'i, şu anda Irak'ta iç savaşın yaşandığını, yüzde 13'üyse çok kısa süre içinde iç savaşın başlayacağını düşünüyor. Yüzde 27, savaşın en azından beş yıl daha veya daha fazla süreceğine inanıyor.
"İÇ SAVAŞ TEHLİKESİ YOK" İDDİASI
Bu gelişmelere karşılık Amerikan yönetimi, mevcut şartlarda olabildiğince pembe bir tablo çizmeye çalışıyor. İşgalin üçüncü yıldönümünde yaptıkları açıklamalarda ABD Başkan Yardımcısı Cheney, Irak'taki çokuluslu gücün komutanı Orgeneral George Casey ve Irak Devlet Başkanı Celal Talabani, Irak'ta iç savaş tehlikesi olmadığını savundular.
ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ise ABD'de bir çok yerde, Irak'taki Amerikan askerlerinin artık eve dönme zamanı geldiğini savunan protesto gösterilerinin ardından “Irak'tan zamanı gelmeden çekilmek, Almanya'yı Naziler'e bırakmaya benzer” değerlendirmesinde bulunurken, durumun halen kontrol altına alınmaktan uzak olduğu yorumlarına neden oldu.
"IRAK'TA DURUM BAŞARISIZ"
Bush yönetimine yakın, muhafazakar American Enterprise Institute (AEI) adlı düşünce kuruluşunun uzmanlarından Frederick Kagan, “şu anda Irak'taki durum, başarısızlık gibi görülebilir” değerlendirmesinde bulundu.
Irak Savaşı'nın kuvvetli destekçilerinden biri olan Kagan, “ama aynı zamanda başarı gibi de görülebilir. Eğer başarı kazanacaksak durum bir süre kötü görünecek” yorumunu yaptı.
Amerikan yönetiminin elindeki tek kuvvetli görünen savunma noktası, Irak'ta başarılı üç seçimin yapılmış olması. Ancak iç savaş endişesi ve Irak'ın bölünmesi ihtimalinin Washington çevrelerinde sık dile getiriliyor olması, bu başarıyı da gölgeler görünüyor.
SAVAŞ KARŞITLARI HEDEFTE
Demokrat Parti'nin açık destekçisi, yönetmen Michael Moore'un ”Fahrenheit 9-11” adlı filmiyle öncülüğünü yaptığı savaş karşıtlığına yeni filmler de eklendi. ABD'de şu sırada popüler filmler arasında bulunan “Neden Savaşıyoruz?” (Why We Fight) adlı belgeselde, silah lobisinin, savaş politikalarının arkasında olduğu, daha çok okumamış, fakir gençlerin Amerikan ordusuna katılmaktan başka çare bulamadığı tezleri işleniyor.
Washington Post gazetesinde dün yayımlanan bir yazıda, savaşa katılmak üzere uçağa binen Amerikan askerlerinin arasında, Necef'i Hindistan'da zannedenler bulunduğu anlatılıyor.
Hollywood ünlülerinden George Clooney'e en iyi yardımcı erkek oyuncu Oskar'ı kazandıran Syriana filmi, Bush'un Cumhuriyetçi partisine yakın muhafazakar isimler tarafından, savaşın nedenlerini petrol lobisi ve yolsuzluğa bağladığı için ve teröristlere de farklı bir yorumla yaklaştığı için “El Kaide'nin ekmeğine yağ sürmekle” suçlanıyor.
Amerikan yönetiminin, savaş karşıtı sözler söyleyenlere karşı tutumu genel tutumu, “ordudaki askerlerimizi üzüyorsunuz, görev yapmalarını zorlaştırıyorsunuz ve isyancılara güç veriyorsunuz” yönünde.
IRAK İŞGALİNDE KAYIPLAR VE SAVAŞIN MALİYETİ ABD işgalinin üçüncü yılında 100 bin Iraklının öldüğü tahmin ediliyor.İşgalin ilk yılında can kaybı günde ortalama 20 dolayındaydı. Ancak ABD işgaline karşı direnişin özellikle Sünni bölgesinde yayılması, yabancı unsurların Irak'taki eylemleri, Sünniler ile Şiilerin çatışmaya itilmesi sonucu, işgalin üçüncü yılında günlük şiddet eylemlerinde ölenlerin ortalama 36'ya çıktı.Üç yıl içinde Amerikan işgaline karşı çıkan 182 akademisyen öldürüldü. Aynı süre içinde 85 akademisyen de kaçırıldı ya da suikast girişimine uğradı. ABD’nin askeri kaybı da 2 bin 300’ü geçti. Rehin alma olaylarında ise birçok yabancı sivil öldürüldü. İşgal, Irak’a milyarlarca dolarlık zarar verdi. Üç yıllık Irak işgali döneminde Amerikan halkının vergilerinden ise 320 milyar dolar savaş için harcandı. Bu rakama Afganistan'daki harcamalar da eklenirse, Bush yönetiminin iki ülkeye karşı açtığı savaş, Amerikan halkına ayda 7 milyar dolara mal oluyor. (Hürriyet İnternet) |
Geçen ay Washington Post gazetesinde bir Amerikan askerini kolsuz bacaksız çizerek Amerikan ordusunun durumunu eleştiren karikatürist Tom Toles, emsali görülmemiş bir tepkiyle karşılaştı. ABD Genelkurmay Başkanı, Genelkurmay Başkan Yardımcısı ve kuvvet komutanlarının ortak imzasını taşıyan bir mektupla karikatüristin tutumu, Irak'ta görev yapan Amerikan askerlerinin duygularını incittiği gerekçesiyle kınandı.
ABD Başkanı Bush'un, “Iraklılar ayağa kalktıkça biz oturacağız” söylemi halen, tek çıkış olarak gösteriliyor ve bu amaçla Irak güçlerinin eğitimine hız veriliyor. Ancak Rumsfeld'in, “Irak'tan şimdi çekilmek, Almanya'yı Naziler'e bırakmaya benzer” sözleri, bunun çok yakında olmayacağına işaret ediyor.
İŞGAL, DÖRDÜNCÜ YILINDA DA PROTESTO EDİLİYOR
Amerikan yönetiminin, sonradan kanıtlayamadığı, “Irak'ın nükleer tehdit haline gelmesini engelliyoruz” gerekçesiyle başlattığı işgal, üçüncü yılının sonunda da dünya genelinde düzenlenen gösterilerle protesto edildi.
ABD'nin kasırgadan harap olmuş Louisina eyaletinden Avustralya'nın Sidney kentine uzanan gösterilerde, “savaşı durdurun” sloganları atıldı ve Irak'taki yabancı askerlerin çekilmesi talep edildi.
Louisina'da 200 kadar gazi, kasırgazede ve barış yanlısı, işgalin, ABD'deki etkilerine dikkati çekerek, Irak konusuna yoğunluk veren Washington yönetimini, felaketzedelere gereken ilgiyi göstermemekle suçladı.
Hafta sonunda düzenlenen bir diğer gösteride yaklaşık 200 barış yanlısı, New York Manhattan'daki 5. Cadde'den Times Square'e yürüdü. Göstericilerden 17'si polis tarafından gözaltına alındı.
Londra'da düzenlenen gösteriyeyse 15 bin kişi katıldı. Parlamentodan Trafalgar Square'e uzanan yürüyüş güzergahındaki gösteri olaysız sona erdi.
Genelde, Irak'a asker gönderen ülkelerde düzenlendiği gözlenen gösterilerin bir diğeri, Japonya'nın başkenti Tokyo'da yaklaşık 800 kişinin katılımıyla yapıldı. Gösteride, “savaşa hayır”, “savaşı durdurun” sesleri yükseldi.
ABD ile İngiltere'de sonra Irak'ta en çok asker bulunduran ülke konumundaki Güney Kore de gösterilere sahne oldu. 1000'den fazla kişinin katıldığı gösteride savaş karşıtı sloganlar atıldı.
ABD karşıtı söylemleriyle bilinen Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez de haftalık radyo ve televizyon konuşmasında Irak savaşına değinerek, uluslararası kamuoyunun işgale olumsuz yaklaştığını söyledi ve insanları, ABD tehdidinin son bulması için dua etmeye çağırdı.
Filipinler'de düzenlenen gösteride de yaklaşık 100 kişi, başkenti Manila'daki ABD büyükelçiliğine yürüdü. Avustralya'daki gösterideyse 500 kişi, savaş karşıtı sloganlar atarak, Avustralya hükümetini eleştirdi.