İngiltere'den İran'a istikrarsızlaştırıcı faaliyetleri durdurma çağrısı

Başbakanlık ofisi 10 Numara'dan yapılan açıklamaya göre, Johnson, Ruhani ile telefonda görüştü.

İngiliz Başbakan görüşmede, casuslukla suçlanan Nazanin Zaghari-Ratcliffe ve İran'da tutuklu veya gözaltında bulunan diğer İngiltere-İran çifte vatandaşlarının durumunu gündeme getirdi ve bu kişilerin "derhal serbest bırakılmalarını" istedi.

Johnson, elektronik kelepçelerinin sökülmesini memnuniyetle karşıladıkları Zaghari'nin, İngiltere'deki ailesinin yanına dönmesine izin verilmesi gerektiğini söyledi.

Johnson ayrıca, İran'ın nükleer anlaşmanın şartlarını ihlal eden tüm faaliyetlerini durdurması ve anlaşma kapsamındaki yükümlüklerini yeniden yerine getirmesi gerektiğinin altını çizdi.

İngiliz Başbakan, ABD'nin İran'ın yükümlülüklerini yerine getirmesi durumunda anlaşmaya geri dönme isteğinin sağladığı fırsatı değerlendirmesinin önemini vurguladı.

Johnson ayrıca, Tahran'ın geniş bir bölgede istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerini durdurması ve Körfez bölgesinde de pozitif bir güç olması gerektiğini belirtti.

Görüşmenin detayları ile ilgili İran tarafından da açıklamalar geldi. Ruhani ABD'nin tavrının teşvik edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.

ABD TAAHHÜTLERE UYMALI

Ruhani görüşmede ABD'nin nükleer anlaşma ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2231 sayılı kararını ihlal ettiğini savunarak, "Washington'ın bu tavrı teşvik edilmemeli ve cezasız kalmamalıdır. Diplomasi peşindeysek yapılması gereken ABD'nin yaptırımları kaldırması ve taahhütlerine uymasıdır. Başka bir seçenek yoktur." dedi.

Uluslararası işbirliğinin Trump'ın politikaları nedeniyle zarar gördüğünü ve Birleşmiş Milletler (BM) ile BMGK'nın bu sürede "tarafsız bir icraatta bulunmadığını" savunan Ruhani, "İran'ın nükleer anlaşmadaki kesin politikası eyleme karşı eylemdir. Avrupalı tarafların taahhütlerine uymaması halkın güveninin azalmasına ve diplomasi alanının daralmasına neden oldu. ABD yönetimi, nükleer anlaşmaya dönmekten yana olduğunu iddia ediyor ancak bu zeminde pratik hiçbir adım atmadı. ABD nükleer anlaşmadan müzakere ile ayrılmadı ki dönüşü müzakereye bağlı olsun." görüşlerini paylaştı.

İngiltere, Fransa ve Almanya'nın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetimi Kurulu'ndan İran'a karşı çıkarmak istedikleri kararı geri almalarının doğru bir karar olduğunu belirten Ruhani, şunları kaydetti:

"Böyle adımlar süreci zorlaştırıyor ve şartları daha karmaşık hale getiriyor. İran, nükleer anlaşma için bedel ödeyen tek taraf olmamalıdır. İran'ın attığı adımlar nükleer anlaşma çerçevesindedir."

İran'ın İngiltere'de bloke edilen parasıyla ilgili olarak da Ruhani, "İran'a borçlu olan birçok ülke ödeme için bir kanal oluşturmakta. Çok ilginçtir ki İran'ın (İngiltere'deki) savunma alacağının iade edilmesiyle ilgili pratik bir ilerleme olmadı. İran'ın alacağının ödenmesi, diğer ilişkilerdeki sorunların giderilmesinde de etkilidir." ifadelerini kullandı.

Johnson da nükleer anlaşmanın korunmasının önemine değinerek, "Nükleer anlaşmaya taraf olanların taahhütlerine dönmesini sağlayacak uygun bir yol bulmak için hepimiz çaba göstermeliyiz. Bu konuda iyi niyet göstermeliyiz. Hepimiz bu süreci desteklemeye hazırız." değerlendirmesinde bulundu.