Güncelleme Tarihi:
İngiliz yargıç, gece yarısı parktan geçen kızı korkutan adama, 7 yıl, 7 gün hapis cezası verince şaşıran gazeteciler sormuş: "Adam kıza elini bile süremedi. Kaçan kızın çığlıklarına yetişenler de adamı yakaladı. Bu ceza çok değil mi?" Yargıcın yanıtı hukuk tarihine geçecek düzeydeydi: "Kızı korkutmanın karşılığı 7 gündür. 7 yıl, İngiliz kızlarının gece yarısı parkta dolaşma özgürlüklerine saldırmanın cezasıdır."
Anlatılan hikaye gerçekten de okuyucuya "Helal olsun" dedirten cinsten. Belki de bu duygular yüzünden söz konusu olayın gerçek olup olmadığını da sorgulatmıyor insana.
Ancak İngiltere'de geçtiği belirtildiği için en azından bir İngilizce kaynakta yazar diye beklediğiniz bu olaya internette rastlamak maalesef mümkün değil.
Üstelik, İngiliz devletine bağlı yayın kurumu BBC’nin arşivinde de yer almayan bu olayla ilgili, aralarında İngiltere’nin en başarılı Türk avukatlarından Can Yeğinsu'nun da bulunduğu birçok hukukçu ile görüştüm. Hepsi de böyle bir karar ya da içtihattan haberdar olmadıklarını belirtti.
İLK HINCAL ULUÇ YAZDI
Peki bu hikayenin Türkiye’deki ‘anlatıcısı’ kim? Cevap, köşe yazarı Hıncal Uluç. Uluç; 2005, 2010 ve 2015’teki köşe yazılarında bu hikayeye yer veriyor. Hatta Eylül 2010'daki “Hangi hukuk reformu” başlıklı yazısına, “Bu öyküyü, (aslında gerçek olay ama yıllardır yaza yaza öyküye dönüştü) kaç kez yazdığımı hatırlamıyorum artık" diyerek başlıyor.
Uluç’un yazılarında “gerçek bir olay” olarak tanımlanan ve dilden dile, tweet’ten tweet’e yayılan bu hikaye ne yazık ki başka bir kaynakça teyit edilemiyor.
Sonuç olarak; eldeki bulgular, bu olayın aslında yaşanmadığını ortaya koyuyor. Aksini ispat edebilecek tek kişi ise Hıncal Uluç olarak duruyor. Konuya ilişkin görüşünü almak istediğimiz Uluç’a, ne yazık ki telefon ve e-posta üzerinden ulaşamadık. Uluç, bu yazının yayımlanmasından sonra ise bir hafta önce attığım e-postaya şöyle dönüş yaptı:
"Londra’da, The Times’da okumuştum. Tarih hatrımda değil tabii."
HUKUKÇU GÖRÜŞÜ: TÜRKİYE’DE DE VERİLEBİLİR
Ceza hukuku profesörü Ersan Şen ise olaya farklı bir açıdan yaklaşıyor. Prof. Dr. Şen, benzer bir olaya Türkiye'de de aynı ağırlıkta ceza verilebileceğini belirtiyor. Tabii ki farklı bir gerekçeyle: “İngiltere'de yazılı kanun yok. Bizde ise yazılı hukuk var. Türkiye'de suçlar ve cezalar, kanunda gösterilmek zorundadır. Böyle olması da daha sağlıklıdır. Ama verilmek istenirse, Türkiye'de de benzer bir suça 7 yıl hapis cezası verilebilir. Türk Ceza Kanunu'nun 106'ncı ve 109'uncu maddelerindeki üst sınırı uygularsanız, şahıs bu cezayı alır. Olay gece olduysa, kız çok korkmuşsa, tehdit varsa, şahıs küfretmişse, cinsel içerikli sözcükler sarf etmişse; tüm bu kriterler değerlendirildiğinde Türkiye'de de pekala verilebilir.”
TCK'nın "Hürriyete Karşı Suçlar" bölümündeki 106 ve 109 No’lu maddeler ne diyor:
Tehdit
Madde 106
(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde,
ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
Madde 109
(1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçun;
a) Silahla,
b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Üstsoy, altsoy veya eşe karşı,
f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.
(4) Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında artırılır.
(6) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Cengiz Özbek / KÜLYUTMAZ