Güncelleme Tarihi:
Turizm küresel ekonominin en önemli gelir kalemlerinden biri. Dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan geçimini bu sektör üzerinden kazanıyor. Ancak bazı bölgelerde turizm artık istenen bir şey olmaktan çıkmış durumda.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü'nün "aşırı turizm" adını verdiği bu olgu, yaşanan turist akını nedeniyle o destinasyonun tamamının, belli bir kısmının ya da yerel halkının olumsuz etkilendiği durumlara deniyor. Aşırı turizmin, mevsimsel nüfusun aşırı artması, çeşitli hizmetlerin sekteye uğraması, belli türlerin ya da doğal güzelliklerin tahrip olması, çevre kirliliği gibi çok sayıda sonucu var.
Geçtiğimiz günlerde yapılan ve CNN Travel'ın aktardığı bir araştırma ise Avrupa'nın en önemli doğal koruma alanlarından birinin turistlerin hareketli seks hayatı nedeniyle yok olmanın eşiğine geldiğine işaret ediyor. Nasıl mı? Hemen anlatalım...
1982'DEN BERİ KORUMA ALTINDA
İspanya'ya bağlı Büyük Kanarya adasında bulunan Las Dunas de Maspalomas Özel Doğal Koruma Alanı, kıyıya kurumuş deniz fenerinin arkasında göz alabildiğine uzanan kum tepeleriyle biliniyor. Hangi rehber kitaba baksak, Fas'ın hemen batısında yer alan adanın "Mutlaka ziyaret edilmesi gerekenler" listesinin en başında Dunas de Maspalomas'ı görüyoruz.
Bu kum tepeleri, Avrupa kıtasında kalan sayılı hareketli kumul sistemlerinden birini oluşturuyor ve 1982 yılından beri yasal koruma altında. Kumullar Afrika ile Avrupa kıtaları arasında gidip gelmekte olan göçmen kuşlar için bir dinlenme alanı sağlıyor.
Daha doğrusu sağlıyor-du. Zira son yıllarda bu kum tepelerinde seks yapmak isteyen turistler yüzünden, kuşlara pek alan kalmıyor.
YAKLAŞIK 300 ADET 'SEKS NOKTASI' BULUNDU
Bilim dergisi, Journal of Environment Management'ta yayımlanan makale, kumulların bir seks alanı olarak kullanmasının doğal etkileri üzerine yapılmış ilk araştırma.
Saha çalışması Mayıs 2018'de gerçekleştirilen araştırmayı yürütenler, kumullar üzerinde 5763,85 metrekarelik alana yayılmış tam 298 "seks noktasını" kayıt altına aldı. Bu seks noktalarının özellikle çalıların ve bitkilerin ve 'nebkha'ların yoğun olduğu alanlarda toplandığı belirtildi. Nebkha kumun bitkilerin etrafında toplanıp birikmesiyle oluşan kumullara deniyor.
Turistlerin seks yapmak için sadece kum olan bölgelerdense bitkilerin ve hayvanların yaşadığı kısımları seçmeleri dikkat çekici. Uzmanlar yakınlarda inşa edilen tatil köylerinin kumulların hareketini değiştirdiğini ve bölgede daha fazla bitkinin üremesine alan açtığını da belirtiyor. Bitki miktarı arttıkça seks alanlarının sayısı da artıyor.
BİTKİLERE ZARAR VERİYOR, KUMULLARI TUVALETE ÇEVİRİYORLAR
Uzmanlara göre, turistlerin seks yapması sadece nebkha'ların değil, üçü endemik olmak üzere sekiz yerel bitki türünün de zarar görmesine neden oluyor.
Turistler bu bitkileri ayaklarıyla eziyor hatta kökünden söküp atıyor, kumların yerlerini değiştiriyor. Kendi 'yuvalarını' oluşturup etrafını çiftle çeviren turistler bile var. Bu da yetmezmiş gibi sigara izmaritlerini, kullanılmış prezervatiflerini, tuvalet kağıtlarını, ıslak mendillerini ve teneke içecek kutularını da ortalığa atıp gidiyorlar.
Uzmanlar turistlerin kumulları tuvalet gibi kullandığını belirterek "idrar ve dışkı noktaları" bulduklarını da ifade ediyor.
YASAK BÖLGEDEN BİLE 56 SEKS NOKTASI ÇIKTI
Uzmanlar ayrıca daha gözden uzakta olan seks noktalarının daha sık kullanıldığını, bunun sonucunda buralarda çöp birikiminin de daha fazla olduğunu vurguluyor. Yetkililerin kumulların çeşitli noktalarına yerleştirdiği çöp torbalarının da dolu olduğu belirtiliyor.
Kumulların turistlerin girişine kesinlikle kapalı olan en hassas bölümünde bile 56 seks noktası bulunmuş olması da bir diğer çarpıcı detay.
Dunas de Maspalomas Özel Doğal Koruma Alanı'nın oluşturulma sürecinde öncelikli amacın eğitim olduğu açıklanmıştı. Ancak turistik faaliyetler nedeniyle, doğal koruma alanında çevre eğitiminin tamamen bir kenara atıldığı da araştırmada yer alıyor.
HAYVANLARA DA ZARAR VERİYORLAR
Makalenin yazarlarından Patrick Hesp, The Conversation için kaleme aldığı bir yazıda, Kanarya Adaları'nın en önemli türlerinden olan dev kertenkelelerin de turistik faaliyetlerden zarar gördüğünü belirtiyor. Çünkü bitkilerin yok olması dolaylı olarak hayvanları da etkiliyor.
Dahası Hemp, normalde deniz anası yiyerek beslenen kertenkelelerin turistlerin arkalarında bıraktıkları prezervatifleri yiyip öldüklerini de kaydediyor. Covid-19 pandemisinden önceki dönemde, Büyük Kanarya adası her yıl yaklaşık 14 milyon ziyaretçiyi ağırlıyordu. Ada özellikle ABD, İngiltere ve Almanya'dan turistlerin favori destinasyonları arasında yer alıyor.
TURİZMDEKİ GELİŞMENİN SONUCU
Kıyılarda bulunan kumul sistemleri, doğal peyzajın en önemli parçalarından biri. Ancak sadece Büyük Kanarya'da değil, dünyanın birçok başka yerinde de bu kumullar turist çekmek için bir olta olarak kullanılıyor. Yazarlara göre, bu da yıkıcı sonuçlar yaratıyor. Makalede, "Birçok durumda kumulların tahribatı doğrudan turizmdeki gelişmenin bir sonucu" ifadelerine yer veriliyor.
Hesp ise The Conversation'daki yazısında, "İnsanların yarattıkları yıkımın farkında olmalarını istiyoruz. Plajda seks yapan bir çift büyük bir şey olmayabilir ama aynı bölgede aynı şeyin yüzlerce kez yaşanması, kumullara arazi araçlarıyla girmeye benzer bir hasar veriyor" kıyaslamasını yapıyor.
YETKİLİLER HAREKETE GEÇTİ
Neyse ki iyi haberler de var... Hesp'in aktardığına göre, bu araştırma sayesinde yetkililer ve yerel tatil köyü sahipleri kumulları korumak için harekete geçti.
İspanya hükümetinin başlattığı MASDUNAS projesi kapsamında çok sayıda büyük temizleme operasyonu gerçekleştirdi. Bu operasyonlarda büyük miktarda atık madde ve ölü bitki kumullardan toplandı. Bazı tatil köyü sahipleri de kumullar üzerinde seks yapmanın olumsuz etkilerine dair misafirlerini uyarmaya başladı.
Yakın zamanda La Palma adasında meydana gelen yanardağ patlaması da çevrenin korunmasıyla ilgili çalışmaları yetkililerin öncelik listesinde üst sıralara taşıdı.
'AŞIRI TURİZM' ÇOK YAYGIN BİR SORUN
Kanarya Adaları'nda durum böyle. Peki aşırı turizmden bu şekilde zarar gören başka destinasyonlar var mı? Ne yazık ki var… Özellikle de Avrupa'da…
2020 başında Covid-19'un pandemi ilan edilmesiyle tüm dünyada turizm adeta durdu. Ancak bu destinasyonlar pandemi öncesi dönemde dahi turizm akışını sınırlandırmak için attıkları çeşitli adımlarla gündeme geliyorlardı.
Aşırı turizmin yükünü taşıyan yerlerden biri Hırvatistan'ın Dubrovnik şehri. Dubrovnik, kırmızı kiremitli çatıları, kaleye benzeyen eski şehir kısmı ve "Game of Thrones" dizisinin çekildiği yerlerden biri olmasıyla, 2010'larda dünyanın en popüler destinasyonlarından biri haline geldi.
Şehir, hava yoluyla gelen yolcuların yanı sıra cruise gemilerinin de uğrak limanlarından biriydi. Gemi yolcularının bütün bir gün boyunca şehri adeta istila edip gün batımında çekip gitmesi, Dubrovniklileri çok rahatsız ediyordu.
CRUISE GEMİLERİNE SINIRLAMALAR GETİRİLDİ
Hatta 2019 yılında Belediye Başkanı Mato Frankovic'in önderliğinde bu durumu sınırlandırıcı adımlar atıldı ve limana yanaşabilecek cruise gemilerinin sayısı ikiyle sınırlandırıldı. Açık hava restoranlarının kapatılması gündeme geldi, şehirdeki hatıra eşyası satan dükkanların yüzde 80'i kapandı.
Pandemide yurt dışından geleceklere kapanan Hırvatistan'ın sınırları geçen yaz yeniden açılsa da turistlere yönelik bu kısıtlamalar devam ediyor. Belediye Başkan Yardımcısı Jelka Tepsic, CNN Travel'a yaptığı açıklamada lüks turizme odaklanacaklarını söyledi. Sektör temsilcileri her türlü ziyaretçiye kapılarının açık olduğunu ama daha sürdürülebilir ve odaklı bir gelecek hayal ettiklerini ifade ediyor.
BARSELONA EV KİRALAMAYI KISITLADI
İspanya'nın Barselona şehri de aşırı turizm mağdurlarından. Gaudi merdivenleri, kumsalları ve gece hayatıyla Barselona, 1992'de düzenlenen Olimpik dalış müsabakalarından bu yana dünya turizminin yıldızlarından.
Şehirde gayrı safi yurt içi hasılanın yüzde 12-14'ünün turizm tarafından üretildiğini belirten Barselona Şehir Konseyi Turizm ve Yaratıcı Sektörlerden Sorumlu Üyesi Xavier Marce, çalışanların yüzde 9'unun da turizm kurumlarında görev yaptığını belirtti. Ne var ki son yıllarda aşırı turizmin bıktırdığı şehir yetkilileri ve yerel halk, bu sektöre olan ekonomik bağımlılığın yeniden değerlendirileceği yönünde açıklamalar yaptı.
Pandemi öncesi Barselona, aşırı turizmin etkilerini sınırlandıracak bazı önlemler de aldı. Tatil amaçlı ev kiralamaya sınırlamalar ve turizm vergisi getirildi. Turistleri aşırı kalabalık eski şehir dışındaki mahallelere de gitmeye yönlendirecek programlar geliştirildi.
VENEDİKLİLER DE CRUISE GEMİLERİNDEN ŞİKAYETÇİ
Bütün bu destinasyonlardan öte, aşırı turizmin en yoğun yaşandığı şehir Venedik olarak biliniyor. Aslında Venedik yeni keşfedilmiş bir turist noktası değil. Ancak son 10 yılda turist sayılarının kontrolsüzce artması, yerel halkın "Artık yeter" demesine neden oldu.
Venedik'in bir tema parkına dönüşmekte olduğu endişeleri dile getirilirken, şehrin lagününe demirleyen cruise gemilerine yönelik protestolar da düzenlendi. (Pandemi öncesi Venedik'e günde 32 bin cruise gemisi yolcusunun ayak bastığı söyleniyor, bu durumun etkileri ciddi tartışmalara yol açıyordu.)
Ziyaretçi akınını önlemek için birçok yeni kural uygulamaya kondu. Yeni otellerin açılması ve şehir merkezinde fast food restoranlarının yasaklandı. Hatta popüler tarihlerde günübirlik Venedik'e gidecek olanlardan yüksek bir ücret alınması da gündeme geldi.
COVID'DEN SONRA DURUM NE OLACAK?
Amsterdam ve Prag gibi tarihi şehirler, Peru'da Machu Picchu, Tayland'da Maya Bay, Endonezya'da Bali gibi birçok adres de pandemi öncesi aşırı turizmden etkilenen destinasyonlar.
Günümüzde seyahat yasakları önemli oranda kalktı ancak turistik seyahatlerin eski pandemi öncesi seviyesine ulaştığını söylemek henüz mümkün değil.
Bu noktada hem turistleri hem de sektör çalışanlarını önemli bir soru bekliyor: Her şey normale döndüğünde tablo nasıl olacak? Yeniden yerel halkın yaka silktiği aşırı turizm günlerine dönülecek mi? Yoksa CNN Travel'a konuşan Hırvat tur rehberi Ivan Vukovic'in dediği gibi "bir çeşit 'normal' turizm" hedefi tutturulabilecek mi?