Güncelleme Tarihi:
Türkiye'nin yeni sanayi dallarına girmek zorunda olduğunu, eğitime yeni impetus verilmesi gerekliliğini vurgulayan Prof. İlber Ortaylı, “Her yere üniversite açıp, kandırmakla olmaz. Bugünkü liseler olsa ne Süleyman Demirel Başbakan, ne de Necmettin Erbekan Profesör olurdu" dedi.
Londra'nın merkezindeki Hyatt Regency The Churchill Hotel'de düzenlenen geceye sefire Emel Çeviköz, Başkonsolos Emirhan Yorulmazlar, Elçi Müsteşar Fatih Ulusoy'un da aralarında bulunduğu 200'e yakın konuk katıldı. Prof. Ortaylı yeni Osmanlıcılık konusunda Dışişleri Bakanı'nın ciddi bir bilgi birikimi olmadığını kaydetti. Osmanlı'nın Birinci Dünya Savaşı'na girmemesi halinde, en büyük zenginliği olan nüfusunun kendisine kalacağını, Kudüs, Hicaz 'ın Türklerin elinde bulunacağını söyledi.
Konukların büyük ilgi gösterdiği ve fotoğraf çektirmek, kitap imzalatmak için kuyruk oluşturduğu gecede, Prof. Ortaylı iki saat süren konuşmasında, Birinci Dünya Savaşında Avrupa ülkeleri ve Osmanlı İmparatorluğu'nun durumunu irdeledi. Esprili konuşmaları ile sıcak bir ortamda gerçekleşen konferansta, konuklar tarih profesörüne yakın ilgi gösterdi.
Turkish Forum UK Başkanı Zeren Safa, Prof. İlber Ortaylı'yı üç yıl sonra yeniden ağırlamaktan büyük gurur ve mutluluk duyduklarını söyledi.
'ATATÜRK'Ü, SAVAŞ SONRASI TÜRKİYE'DEKİ KALİTE DÜŞÜŞÜ, YAVANLIK HASTA ETTİ'
Birinci Dünya Savaşı sonunda, Britanya , Avusturya-Macaristan imparatorlukları, Rusya, Fransa'nn durumunu ele alan Prof. Ortaylı, savaşların bazı ülke ordularının, donanmalarının işe yaramadığını ortaya koyduğunu, Avustralya ve Yeni Zelanda'nın bağımsızlık isteğini ortaya çıkarttığını söyledi. Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu ordularının muhteşem şeyler yarattığını, Kurtuluş Savaşı başarılarının onlardan çıktığını kaydeden Ortaylı, “Türk ordusu İngiliz ordusunu 4 yıl tuttu ve İngiliz ordusunu 4 yıl tutan başka ordu yok. İngilizler bunu beklemiyordu. Savaş sonunda , daha önce kaybedilen Kars, Ardahan, Artvin bize kalsa da, ham hayallerimizin hiçbiri gerçekleşmedi. Çiftçilerimiz, askerlerimizi, zanaatkarlarımızı tamamen kaybetti ve Türkiye bunu ancak 50 yılda telafi edebildi. Birden bir kalite düşüşü oldu. Türkiye bu yavanlığından kurtulmak için çok uğraştı, Atatürk'ü de bu yavanlığımız hasta etti" dedi.
'MİKRO MİLLİYETÇİLİKLERİN SONU YOK'
Birinci Dünya Savaşı sonunda dünyanın küçüldüğünü, etnik parçalanmaların olduğunu ve bugün hala devam ettiğini belirten Prof. Ortaylı, “Dünyada 5 bin adet dil konuşuluyor. Mikro milliyetçiliklerin sonu yok. Bunların üzerinde durulması gerekiyor. Avusturya-Macaristan imparatorluğu kalmadı, Britanta İmparatorluğu eskisi gibi olmadı. Kuvvetli demokrasi, özgün parlamenter sistemi kuvvetli olduğu için devam etti. Ancak birçok müttefiği bu vasfını koruyamadı. Osmanlı imparatorluğunun gücü tükendi. Para sistemi çöktü. Kadınlar çalışma hayatına girdi, Osmanlı imparatorluğu kadın memur almaya başladı. Feminist hareketçilik, sosyalist harekete eskisi gibi kötülük yapamadılar. Arap dünyası 3 günde dağıldı, manda idareleri kuruldu. Osmanlı eğer 15-20 sene dayanabilseydi, coğrafyaları da bugünkü gibi zayıf olmazdı" dedi.
'ALMANYA'NIN POLİTİKASI DİKKATLE İZLENMELİDİR'
Konuşmasında Birinci Dünya Savaşına niye girildiğinin muamma olduğunu, 2.Dünya Savaşına girişin ise ortada olduğunu belirten Prof. İlber Ortaylı, “ Bu gibi ülkelerin tekrar tekrar dünya idaresine el atmaları tehlikelidir. Şimdi ortaya Çin çıktı. Almanya'nın politikası dikkatle izlenmesi gereken bir politikadır. Avrupa'Nın iktisadi entegrasyonunu kendi politikaları ile engelliyorlar" dedi.
İlgiyle dinlenen konuşması bitiminde soru ve cevap bölümünde ise Ortaylı, Osmanlı İmparatorluğunun savaşa hazırlığın olduğunu, hem Galiçya, hem Afrika, Mezopotamya, hem Suriye, Kafkaslarda imparatorluğu ordunun savunduğunu söyledi. “Ancak hiçbir devlet aslında savaşa hazır değildir. Savaşların sonunda para el değiştirdi, ülkeler tarihi bilmiyorlardı.. Maalesef Türkler tarih okumuyor, tarih okumayı da sevmiyor. Osmanlı düşmanlığı deyimi boş şeyler, gülünç" diye devam etti.
'EN BÜYÜK ZENGİNLİĞİMİZ NÜFUSUMUZ BİLE KALIRDI'
Bir başka soruda ise Prof. İlber Ortaylı, Osmanlı savaşa girmeseydi veya geç girseydi, kimsenin bizi kolay kolay rahatsız edemeyeceğini belirterek, “En büyük zenginliğimiz nüfusumuz bize kalırdı Arap dünyası daha iyi olurdu, Kudüs, Hicaz Türklerin elinde kalırdı" yanıtını verdi.
Son yıllarda Yeni Osmanlıcılık akımının çıktığına ilişkin soruya ise, “Dışişleri bakanının ciddi bir tarih bilgisi birikimi olduğunu zannetmiyorum" şeklinde cevap verdi.
'TÜRKİYE'DE EN TAZE KONUŞMA KONUSU MUHTEŞEM SÜLEYMAN'
Son zamanlarda birçok yemeğe davet edildiğini ve en taze konuşma konusunun Muhteşem Yüzyıl olduğunu kaydeden Prof. Ortaylı, dizide çok tarihsel hataların yapıldığını, Venedik'te prenseslerin, kontların olmadığını belirterek, ölçüsüzlükler olduğunu söyledi. Osmanlı'nın sıtma ve frengi ile savaşı becerdiğini, Rumeli'den gelen göçlerle de ırkların güzelleştiğine dikkati çeken Ortaylı, dinleyicilere Şevket Süreyya Aydemir'in "Suyu Arayan Adam" kitabını mutlaka okumalarını önerdi.
'TÜRKİYE İŞLEYEN BİR MAKİNEDİR, HER YERE ÜNİVERSİTE AÇIP, ÇOCUKLARI KANDIRMAKLA OLMAZ'
Türkiye'nin sanayi rotasını değiştirirse gelişebileceğini kaydeden Ortaylı, “Türkiye işleyen bir makinedir, buna böyle bakılmalıdır. Sanayi rotamızı değiştirirsen Türkiye gelişebilir. Yeni sanayi dallarına girmek zorundasınız. Eğitime yeni impetus vermek zorundasınız. Her yere üniversite açıp, çocukları kandırmakla olmaz. Doğru dürüst insan yetiştireceksiniz. Toplantılarla bunlar olmaz. Bugünkü liselerle ne Süleyman Demirel başbakan, ne de Necmettin Erbekan Profesör olurdu" diyerek konuşmasını alkışlarla bitirdi.
İki saat sonunda izleyiciler Prof. İlber Ortaylı'yı kutlayarak, en son kitabı "İmparatorluğun Son Nefesi" ve diğer eserlerini imzalatmak ve fotoğraf çektirmek için uzun kuyruklar oluşturdular. Ortaylı da gördüğü ilgiden memnunluğunu dile getirdi.
Turkish Forum UK Başkanı Zeren Safa, ikinci defa davetlerine katılan Prof. İlber Ortaylı'ya teşekkür ederek, kendisini yeniden aralarında görmekten büyük mutluluk duyduklarını söyledi.