Güncelleme Tarihi:
“Astrophysical Journal Letters” gökbilim dergisinin 10 Şubat sayısında yayımlanan araştırma sonuçlarına göre, ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nin Spitzer Uzay Teleskopu, “gezegenlerin bugüne dek sanılandan çok daha uzaklarda, yani kendi yıldızlarından (güneşlerinden) daha uzaklarda oluşabileceğine ilişkin veriler sağladı.
Rochester Üniversitesi Teknoloji Enstitüsü'nden gökbilim uzmanı Joel Kastner şu bilgiyi verdi: “Bugüne dek, çok büyük yıldızların gezegenlerin doğumu için elverişli olmayacağı düşünülüyordu. Ancak 2005 yaz aylarından itibaren toplanan son bulgular, bunun mümkün olduğunu gösteriyor.”
Gökbilimi katalog numaraları R66 ve R126 olan, Yer yörüngesinde dolanan Spitzer Uzay Teleskopu'nun keşfettiği iki dev yıldız, Güneş'in kütlesinden 30-70 kat daha büyük. Güneş'in hacmi Dünya'nınkinin 1 milyon 360 bin katı; kütlesi ise Dünya'nınkinin 333 bin 400 katı.
DOĞUM MÜMKÜN
Astronom Kastner, “Bu yıldızlar çok sıcak ve çok parlak. Aşırı büyük enerjik yapıları itibarıyla gezegen oluşumuna izin vermeyecekleri düşünülüyordu. Ama şimdi bunun mümkün olabileceği görülüyor” dedi.
Kastner, şu bilgiyi de aktardı: “Dünya'nın Güneş Sistemi ile birlikte üyesi bulunduğu Samanyolu'ndan 180 bin ışık yılı uzakta bu dev yıldızların süpernova patlamasıyla içlerine göçerek büzüşebileceği, yıldızların etrafında küçük parçalardan oluşan toz disklerinin gezegen doğurabileceği düşünülüyor.”
Samanyolu'na 180 bin ışıkyılı uzaktaki iki büyük yıldızın yarattığı morötesi dalgalarıyla mikron çapında göktaşı fırtınalarının kuşakları, kuyrukluyıldızların mensubu olduğu, “Kuiper Kuşağı”na da biraz benziyor. Güneş Sistemi'nin dış halkası olan yüzlerce buzdan kuyrukluyıldız içeren bu kuşak, adını, Hollandalı gökbilimci Gerard Kuiper'den (1905-1973) alıyor.
HİDROKARBON
Spitzer'in kızılötesi tayfölçeri (spektrometre) 180 bin ışıkyılı ”yakındaki” hadiseyi ölçmede yararlı oldu. Yıldız sisteminde hayatın temeli sayılan “karmaşık hirdrokarbon bileşikleri” de bulundu.
Keşfi yapan teleskop Spitzer, Ağustos 2003'te Dünya ve Güneş yörüngesindeki görev yerine gönderildi. Spitzer, kızılötesi tayfölçeriyle uzak nesnelerin yerini belirliyor.
DAHA ÇOK ERKEN
NASA'nın temeli orduya dayanan 75 yıllık köklü bilim kurumu California-Pasadena'daki Jet Motorları Geliştirme Merkezi'nden gökbilimci Geoff Bryden, bugüne dek, ölü yıldız “kahverengi cüce” etrafında minik güneş sistemi olabilecek toz bulutu dahil, son 10 yılda 150 adet gezegen sistemi bulunduğunu hatırlattı ve araştırmaların “ne denli erken emekle safhasında olduğunu” akla getirdi.
180 bin ışıkyılı ötedeki iki dev yıldıza “yakın” denmesi, milyarlaca ışık yılı tutan “sonsuz fezada” konumu belirlemek için kullanılıyor. Keşfedilen iki dev yıldızın “gezegen doğurma alanı” Büyük Macellan Bulutsusu, aslında Dünya'ya veya Samanyolu gökadasına en yakın gökada (galaksi). Macellan gökadası, Dünya'ya tam olarak 179 bin ışıkyılı mesafede (1 ışıkyılı 9,5 trilyon km'ye eşit).
Keşfi sağlayan Spitzer teleskopu, adını, Amerikalı gökbilimci Lyman Spitzer'den (1914-1997) alıyor.
Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi, Spitzer uzay teleskopunun internetteki “http://www.spitzer.caltech.edu/index.shtml” adresinden alınabiliyor.