İki ayrı Almanya

Güncelleme Tarihi:

İki ayrı Almanya
Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2015 10:42

Dini bayram günleri dünyanın her yerinde sevginin yoğun olarak yaşandığı dönemdir.

Haberin Devamı

Dayanışma dönemidir.

Fakirlerin, çaresizlerin yanında yer almanın, onlara yardım eli uzatıp kucak açmanın dönemdir.

Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerinin hepsinde olduğu gibi Almanya’da da sığınmacı tartışmalarının yoğunlaştığı bu günlerde Katolik ve Protestan kiliseleri net bir tavır sergilemiştir.

* * *

Almanya Protestan Kilisesi Konseyi Başkanı Heinrich Bedford-Strohm, Münih garında düzenlenen ayinde, “Noel hikâyesinin günümüze tercüme edilmesinde burası en ideal yerdir. Hz. İsa, seyahat esnasında dünyaya gelmiştir. O zamanlar da dünyada çok kin, fakirlik ve şiddet yaşanıyordu” dedi.

Aynı zamanda Bavyera Eyalet Papazı olan Bedford-Strohm, Noel’in ‘dünyanın gördüğü en büyük empati kaynağı’ olduğunun altını çizerken, “Noel mesajı, dünyanın gürdüğü en büyük devrimdir” dedi.
Sığınmacı akınını kast ederek, “Şayet kalbimizi, gücümüzü, sevgimizi açarsak, bunun üstesinden geliriz” dedi.

* * *

Haberin Devamı

Katolik Kilisesi kardinali Rainer Maria Woelki de, Almanya’nın çeşitli kesimlerinde sığınmacılara kucak açan, onlara yardım eden gönüllülere teşekkür etti.
Bu yapılanların bir insalık görevi olduğunu söyledi.
“Wir schaffen das” (Bunu başarırız) diyen Almanya Başbakanı Angela Merkel’e ülkenin kapılarını sığınmacılara açtığı için Almanların teşekkür borcu olduğunu söyledi.
Tabii, “Diğer Avrupa ülkelerinin de üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmeleri iyi olur” diyerek, bazı AB ülkelerinin seyirci kalmasını ve kapılarını sığınmacılara kapamasını dolaylı bir biçimde eleştirmeyi de ihmal etmedi.

* * *

Kuzey Kilisesi papazı Gerhard Ulrich de “Tanrı, zayıflar ve sefalet sözkonusu olduğunda üst sınır tanımaz” diyerek Almanya’ya alınacak ısğınmacı için ‘üst sınır’ konulmasını talep eden politikacıları da açık bir biçimde eleştirdi.

* * *

Evet, işte Almanya’da din adamlarının yaklaşımları.
Mesaj çok açık...
Eski bir din adamı olan Alman Cumhurbaşkanı Joachim Gauck da çok açık konuştu.
Gauck, Noel mesajında, sığınmacı konusundaki tartışmaların demokrasinin bir parçası olduğunu söyledi.
Ancak sığınmacılara karşı girişilen saldırıların affedilecek bir yönü olmadığının da altını çizdi.
Alman Cumhurbaşkanı, “Savunmasız insanlara girişilen saldırıları ve kundaklamaları kınıyoruz. Bunu yapanlar gereken ve hak ettikleri cezalara çarptırılmalıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Gauck da sığınmacılara yardım eden gönüllüler için “Onlar bizim kalbimizin ve insanlığın akyüzüdür” dedi.

* * *

Haberin Devamı

Ancak Almanya’nın bazı kesimlerinden yansıyan görüntülere baktığımda tedirgin oluyorum.
Örneğin Mecklenburg-Vorpommern Eyaleti’ne bağlı Jamel köyü.
20-30 haneli bir köy.
Köyün girişine Nazilerin sembolü olan ‘özgür-sosyal-ulusal’ yazılı bir levha asılmış.
“Kendilerinden olmayana” köyde yaşam hakkı yok.
Köyde, neonaziler ne derse o oluyor.
Bırakın sığınmacıları, kendileri gibi düşünmeyen Almanlar bile ‘istenmeyen adam’ ilan edilmiş.
Farklı düşünenlerin evleri ateşe veriliyor.
Kendi kendime, “Almanya bu değil” diyorum.

* * *

Friedland.
Mecklenburg-Vorpommern Eyaleti’nde küçük bir kent.
6 bin nüfuslu bir yerleşim birimi.
Halk kapılarını sığınmacılara açmış.
Sığınmacı yurtları yerine savaştan kaçan bu insanlar boş binalara yerleştirilmiş.
Gönüllüler yardım edebilmek için koşup koşuşturuyor.
“İşte olması gereken Almanya” diyorum
Evet, işte bir de böyle bir Almanya var.
Yani iki farklı, iki ayrı Almanya.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!