Güncelleme Tarihi:
İsrail operasyonu 11'inci gününe girerken, Gazze'de ölen Filistinlilerin sayısı 270'i geçti. İsrail'in kara operasyonu başlatmasının ardından şu ana kadar 29 Gazzeli hayatını kaybederken, bu sabah saatlerinde bir İsrail askeri öldü.
İşte İsrail bombardımanı altındaki Gazze'den bildiren Taştekin’in izlenimleri:
Daha Tel Aviv’de Ben Gurion Havaalanı’nda taksiye yeni binmiştim ki sürücünün cep telefonuna Aşdod’a roket atıldığı uyarısı geldi. “Saat 10’da ateşkes başlayacak öncesinde son salvolar. Bu uyarı geldiğinde sığına inmen için 45 saniyen var” dedi. Kudüs’te Hükümet Basın Ofisi insani yardımların geçişi için başlayan ateşkesin biteceği saat 15.00’e kadar Erez sınırından Gazze’ye geçmemin iyi olacağını salık verdi. Geçişin İsrail Savunma Bakanlığı ile koordineli olması için önceden bildirmek şart. Hemen e-posta ile bildirdim ama ismim gerekli yerlere iletilmesi ertesi günü buluyor. Yine de şansımı zorladım. 85 km güneyde Gazze’ye yaklaşırken kontrol noktasındaki asker cep telefonunda e-postalara bakıp “İsminiz yok” dedi. Gönderdiğim e-postayı gösterdim, bir telefon teyidiyle geçit verdi. Erez’de İsrail gümrüğüne vardığımda görevli aynı tepkiyle beni geri çevirmeye kalkıştı: “İsminiz listede yok.”
"BIRAK PASAPORTU, ROKET GELİYOR"
Basın Ofisi’ni arayıp ismimin iletilmesini sağladım. Tam bu arada bir asker koşarak gelip ilerideki ana binaya girmemizi istedi, “Pasaportum” dedim, “Bırak roket geliyor, sığınağa” diye bağırdı. Ana binada İsrail’de tedaviden dönen yaşlı birkaç Filistinli ile güvenli alana geçip bekledik. Tehlike geçtikten sonra çıkıp güvenlikten pasaportumu alıp gümrüğe geçtim. Bu kez tek girişli vize nedeniyle “Gazze’ye girerken İsrail’e geri dönemezsin” dediler. Hâlbuki vizeyi alırken uyarmıştım ve Hükümet Basın Ofisi’nin kartının Gazze’ye giriş ve çıkışta yeterli olacağı söylenmişti. Tekrar Basın Ofisi’ni sokup özel bir işlemle Gazze’ye giriş yaptım.
İSRAİL'DEN GAZZE'YE KARA OPERASYONU – DAKİKA DAKİKA GELİŞMELER
50 METRE ÖTEME ROKET DÜŞTÜ
2 km’lik yürüme yolunda 5 şekele motorlu çekici üzerinde giderken 50 metre öteye Gazze’den atılan bir roket düştü, duman yükseldi. Araç durmadan hızla ilerledi. Gazze’nin gümrüğü bir veranda altında bir masa ve birkaç iskemleden ibaret. Deftere adımı yazmadan “Gazze’de kefilin var mı” diye sordu Hamaslı memur. “Tüm Gazze bana kefil” dedim. Gülümsedi. Neyse Gazze’den bir dostumun telefonunu verdim, aradı, teyit etti ve deftere adımı kaydetti. Bu da Hamas’ın vizesi! Masanın hemen karşısındaki bina birkaç gün önce İsrail füzesi ile vurulmuş.
Gazze sınırı sınırdan çok daha fazla şey ifade ediyor. Gazze 1948 evlerinden sürülmüş Filistinlilerin tutunduğu iki parçadan biri! Yafa, Tel Aviv, Kudüs'ten gelmiş insanların son sığınağı. 40 km'ye 12 km'lik bir şeritte 1.5 milyon insanın yaşadığı açık hapishaneyi andırıyor. Ölümle aralarında bir tül perdesi var. Ablukadan, yokluktan, ezilmişlikten dolayı sefalet her karışına nakşolmuş Gazze’nin…
ÇOCUKLAR ROKETLERE RAĞMEN OYNUYOR
Sınırdan Gazze’ye 12 km’lik yolun sonunda otele varmadan vurulan birkaç yerin fotoğrafını çekmek istiyorum ama nedenini anlamadığım bir yasakla karşılaştım. Kenar mahallelerde dükkânlar kapalı olsa da ana caddelerde hareketlilik var. Roketler çocukları sokakta oynamaktan men etmiyor. Kimsede az sonra düşecek bir füzenin korkusu da yok.
İftardan sonra iki otel öteden İsrail tarafına fırlatılan üç roketle hava ısındı. 10 dakika geçmeden İsrail denizden gemilerle karşılık verdi. Gecenin karanlığında denizden şehre kızıl çizgi bırakarak yatay giren topları dakikalarca izledik. Sahilde dalga sesi, havada ezan sesi, sokakta çocuk sesi, yakınlarda bomba sesi...
ÜÇER ÜÇER PATLIYOR
Her seferinde üç patlama ardı ardına geliyor. Ateşkesin ardından Gazze’yi ağır bir gece bekliyordu. İsrail Savunma Bakanlığı kaynaklarının bir gazeteci üzerinden uçurduğu uyarı ile üç oteldeki gazeteciler apartopar boşaltıldı. Otellerin risk altına girdiği söylendi. Riskli bölgeyi terk edip daha güvenlik bir alanda yer alan Şifa Hastanesi'ne gittiğimizde manzara şuydu: Neredeyse 10 dakikada bir ambülanslarla yaralı taşınıyordu. Acil servisin girişinde kameraların bakış açıları fikslenmiş, hepsi yaralı bekliyor. Bu bile çok şey anlatıyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde operasyonun etkisi azaldı. Ama insansız uçak vızıltısı hiç kesilmedi. Av arar gibi; ürkütücü ve korkunç.