Hünkar Kasrı’nın çalınan çinileri Londra’da çıktı
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 11, 2007 00:00
İstanbul Yeni Cami Hünkar Kasrı’ndan 20 Ocak 2003 tarihinde çalınan 2 çini pano, Londra’da düzenlenen bir müzayedede ortaya çıktı. Vakıflar müfettişlerinin internette yayınlanan katalogta tespit ettiği çiniler, Interpol aracılığıyla Türkiye’ye gönderilecek.
HÜNKAR Kasrı’ndan 2003 yılında çok sayıda çini pano çalındığını belirten Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, çalınanlardan iki pano hariç diğerlerinin Haliç kıyısında bulunduğunu söyledi. Beyazıt, 24 karoluk İznik çinisinden oluşan bu iki panonun Londra’daki Sotheby’s Müzayede Evi’nde satışa sunulduğunda Kaçakçılıkla Mücadele Bürosu tarafından tespit edildiğini kaydetti.
Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, İnterpol ve Emniyet Genel Müdürlüğü ile yazışmaya geçtiklerini anlatan Beyazıt, "Önceki dönemlerden farklı olarak biz bu eserleri hiç para ödemeden geri getiriyoruz. Şu anda bu müzayededeki 24 karodan oluşan eserler geldiği zaman Hünkar Kasrı’ndaki eksiklikler de tamamlanmış olacak" dedi. Çinilerin 17. yüzyıla ait eserler olduğunu belirten Beyazıt, İznik çinilerinin dünyanın en önemli çinileri olduğunu kaydetti. Bulunan eserlerin 1.40x40 ebadında 12 karodan oluşan, toplam 24 karo İznik çinisi olduğunu ifade eden Beyazıt, "Her biri gerçekten bir antika, şaheser. Gerek toprağıyla gerek yapımı ve gerekse şekliyle son derece özel ve güzeldir. Büyüklükleri de çok değerli olan bir boyuttadır" diye konuştu.
Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, İnterpol ve Emniyet Genel Müdürlüğü ile yazışmaya geçtiklerini anlatan Beyazıt, "Önceki dönemlerden farklı olarak biz bu eserleri hiç para ödemeden geri getiriyoruz. Şu anda bu müzayededeki 24 karodan oluşan eserler geldiği zaman Hünkar Kasrı’ndaki eksiklikler de tamamlanmış olacak" dedi. Çinilerin 17. yüzyıla ait eserler olduğunu belirten Beyazıt, İznik çinilerinin dünyanın en önemli çinileri olduğunu kaydetti. Bulunan eserlerin 1.40x40 ebadında 12 karodan oluşan, toplam 24 karo İznik çinisi olduğunu ifade eden Beyazıt, "Her biri gerçekten bir antika, şaheser. Gerek toprağıyla gerek yapımı ve gerekse şekliyle son derece özel ve güzeldir. Büyüklükleri de çok değerli olan bir boyuttadır" diye konuştu.